Kapı

349 9 6
                                    

Tek bir şey.

Hayatı boyunca yasaklanan tek bir şey vardı.

Tahmin edilebileceği gibi başıboş gezerken, derslerde ve yatmadan önce düşünebildiği tek şey oydu.

Ve şimdi onun tam karşısında duruyordu.

.................

Ray hayattan çok fazla şey beklemeyen ama tek çocuk olmanın getirdiği az da olsa şımarıklığa sahip olan biriydi. Okulda da her ne kadar popüler biri olmasa da kimsenin bulaşmak istemediği ulaşılmaz öğrenciydi.

Ama o tek şey.

Anne ve babasının kendini bildiğinden beri tekrarlı olarak söylediği tek şey.

"O kapıdan uzak dur."

Sadece bir kere, küçüklükten gelen o cesaretten mi aptallıktan mı bilinmez, bir kere, o kapının yanına gitmişti.

Gitmesiyle ailesinin acil durum çanlarını çalması bir olmuştu.

Babası anında ona bağırmaya başlamıştı ve onu kolundan çekip yatağına götürmüştü. Ardından annesi ve babası kavga etmeye başlamışlardı. Bağırmalar ve bir bardağın kırılma sesi duyulmuştu. Bağırışmalar annesinin "Ray varken asla!" deyişiyle kesilmişti.

Sabah annesi de babası da pişman olmuştu ve ondan bütün gün boyunca özür dilemişlerdi. Ardından onu yaklaşık bir haftadır gitmek istediği filme götürmüşlerdi ve ona hayatının yemeğini yedirmişlerdi. Eğer önceki geceki o olay olmasaydı hayatının açık ara farkla en iyi günü olurdu, ama birbirlerine bağırmaları ve babasının kolunu tuttuğundaki o acı ne zaman düşünse kalbinde başka bir delik açıyordu. Babasının ilk defa bağırdığını duymuştu. Ve ne yazık ki hala rüyalarına giriyordu.

İşte rüyalarına giren o olayı tekrar etmek istermiş gibi yine o yasağı bozmaya çalışacaktı. Ama bu sefer başarılı olacağından emindi.

Yaklaşık iki hafta önce ondan 16 yıldır saklanan o sırrı artık daha fazla saklı tutamayacaklarına karar vermişti. O zamandan beri tek düşünebildiği şey kapının arkasında ne olduğuydu.

Planı basitti. Anne ve babasını evden çıkarmak.

Önemli olan bunu nasıl yapacağıydı.

Anında kafasında plan şekillenmeye başlamıştı.

O günden itibaren anne babasını alıştırmak için okuldan geldiği an çantasını atıp dışarı çıkmak için izin alıyordu. İlk başta çok şaşırmışlardı ama sonra rutinlikten dolayı oluşan bir rahatlama gerçekleşmişti.

Clara ve Chase Banner her sabah aynı saatte işe gidip aynı saatte işten dönerlerdi, yani Ray'in okula gidiş saati ile okuldan dönmeden yarım saat önce.

Ah, bu arada Ray anne ve babasının işinin ne olduğunu bilmiyordu.

12 gün sonra istediği fırsatı yakalamıştı.

Çantasını atmış ve "Dışarı çıkıyorum" demişti.

Annesi de "Iyi eğlenmeler," diye cevap vermişti.

"Bu yaşta niye bu kadar dışarı çıkıyorsun bilmiyorum" demişti babası şakayla karışık bir sekilde ve dudaklarında o bilindik meydan okuyan gülümsemesiyle.

"Ah, çocukla uğraşma Chase. Oğlumuz artık 16 yaşında yakışıklı bir yetişkin ve istediği yere gidebilecek büyüklükte," demişti Ray'i yanağından öperek. "Hem sanki sen hiç dışarı çıkmıyordun. Hatırlasana buluşmak icin nasıl kaçardık," bu sefer de babasına bir öpücük vermişti.

YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin