Akrep yelkovanı kovalıyordu sanki yelkovana yetişmek ister gibi onunla bir olmak ister gibi bir zamanlar akrep olmuştum ben de...yelkovanına yetişmeye çalışan...ama ne yetişebilmiştim o zaman yelkovana ne de "dur, beni de bekle" diyebilmiştim, onunla son anlarımız aklımdan hiç çıkmıyor, ne demişti en son? "Sen benim çocukluk aşkımsın Ada, seni hiç unutmıycam, hoşçakal" o sözden sonra yelkovanımı bir daha görmedim ben zaten, yeni sevdalar aradım kendime, ama kalbim söz dinlemedi akrep olarak kaldım ben yelkavansız bir saat oldum bozuldum bozuk saat çalışmaz ya hani , ben de öylece durdum kaldım on sene geçti hâlâ tamire ihtiyaç duyuyor yüreğim, tamir edicek kişi de belli değil, kendim de tamir edemiyorum bir saat nasıl kendini tamir edebilirdi ki?
Gözlerim saate takılı kaldı, hani bazı zamanlar vardır... Akrep ve yelkovan birbirine sarılır... İşte öyle bir ana denk gelmişti vakit öylesine güzel bir andaydık, hafifçe tebessüm ettim umut doldu yüreğim, biri saati geriye alıyordu, birileri yelkovanımı bana geri gönderiyordu biliyordum, daha o gelmeden haberi gelmişti çünkü, o da gelecekti , bir gemi getirecekti onu bana zaten bu yüzdendi ya sahilde oturmuş günlerdir gemi beklemem, sahi kaç gündür buradaydım? üç mü ? Beş mi? Sayısı belirsiz ama zaten kaç gün olduğunun ne önemi vardı ki? Sonuçta o gelecekti, gelecekti ve benim için zaman kavramı yeniden işleyecekti, işte buna ne kadar sürerse sürsün değerdi
Ve sonunda bu bekleyişin son demleri de tamamlandı, bitiş bileti kesildi bunu yapan hiçbir şeyden haberi olmasa da bana o müjdeyi veren adam... "Kıyıya bir gemi yaklaşıyor!" diye bağırıyordu. Aceleci bir tavırla ayağa kalktım o kadar belli olmuştu ki acele ettiğim bir kaç kişi dönüp bana bakmıştı, gözlerini üzerimden çekmelerini bekledim ve sonrasında üzerime çeki düzen verdim. O kadar özenerek giyinmiştim ancak burada beklerken her tarafım toz toprak olmuştu, onun karşısına böyle çıkmak istemesem de gidemezdim.ben gidersem o giderdi kaçırırdım onu, bana sunulan bu fırsatı değerlendirmek boynumun borcuydu nihayetinde, ben böylece kendi kendime düşüncelere dalmışken gemi çoktan karaya gelmiş ve yolcular inmeye başlamıştı bile
Uzun zamandır olmayan bir şey oldu...kelebekler...midemde kelebekler uçuşmaya başladı tıpkı çocukken onu görmek istediğim de olduğu gibi tabi bu sefer biraz daha farklı biraz korku bir parça da heyecan eklenmişti duygularıma eee on sene geçtikten sonra normaldi tabi ki
Bir müddet bekledim yolcular sırayla indiler genci, yaşlısı, çocuğu, her yaştan her kesimden insan inebiliyordu o gemiden. normal olanda buydu zaten bizim adamız turistik bir yer olduğu için herkes gelebilirdi,bir çok kişi yanımdan gelip geçerken aklıma bir şey dank etti balyoz gibi inen bir gerçek vardı ben Uzay'ı nasıl tanıycaktım ki? Bunu şimdiye kadar hiç düşünmemiştim geçen on yılı unutup onu hâlâ aynı bulucağımı düşünmüştüm, çocukluğunu bile zar zor gözümde netleştirirken şimdi ki halini tanımam mümkün değildi.işte bitmişti benim için hayaller alemi son sözü mantığım söylemiş ve noktayı koymuştu, şimdi gitmek vaktiydi...buradan hızla uzaklaşmak ve yeniden aptal bir akrep olmak vakti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Geleceği
RomanceZaman nedir ki geçer 5 sene geçer...10 sene geçer... Kimileri de bu Ada'dan göçer Yıllar öncesinde göçen birgün elbet göçtüğü yere döner... Ve yıllar sonra yeniden Uzay boşluğu küçücük bir Ada'ya düşer.... **** Veda ederken umuda, geçmişinden bir el...