4 OCAK 2015
"Bu genç kız öldürülmek için ne yapmış olabilir ki?" dedi adam elinde ki fotoğrafa bakıp. Hayat dolu bir kızdı. Ama adamın aldığı cevap oldukça netti.
"Kiralık katiller ne zamandan beri öldürmek için para aldıkları insanların öldürülmek istenmesinin sebeplerini sorgular oldu?
Bu sorunun cevabı da çok basitti aslında. Bir anne baba evladı için herşeyi yapabilirdi. Katil olmayı bile kabul ederdi bir anne baba...
Günümüz
Gülce diye seslendi Gülseren. Kocasının geleceği saate yakın yemek hazırlardı her gün. Ancak oğlu Gürkan yüzünden evde birşey kalmıyordu. Evin küçüğü olduğu içinde mahallenin küçük marketine gitmek Gülce'ye kalıyordu.
Bugünde aynısı olmuştu. Abisi yüzünden yine Gülce'den market yolunu tutmasını istedi annesi. Gülce itiraz etmedi, etsede işe yaramazdı doğrusu. İçinden sızlanırken hazırlanıp evden para aldı çıktı. Klasik geçiyordu günü yine her zamanki gibi ne mutluydu ne mutsuz. Ama bugün aslında onun için hayatın ilk günüydü.
GULCENIN AGZINDAN
Annemin almamı istedikleri listesini hatırlamaya çalışırken elimde ki makarnalardan birini düşürdüm. Beceriksizliğime sinirlenip makarnayı yerden almak için eğilirken elimde ki telefonumu da düşürdüm. Telefonum düşünce elimde ki herşeyi yere bırakıp telefonumu aldım yüzeyi çatlamıştı. Daha alalı tam 58 gün oldu ama yüzeyini catlattım işte. Bu beceriksizliğimden nefret ediyorum. Annem gördüğün de ilk söyleyeceği şey "elindekinin kıymetini bilmiyorsun" diye beni azarlamak olacak ama kazara oldu sonuçta. Kafamda anneme karşı savunmamı hazırlarken yere bıraktığım eşyaların birisi tarafından bir sepete toplandığını gördüm. Kızmaya niyetleniyordum ama karşımda ki insan yardımsever olduğunu sandığım bi gülümseme gönderince teşekkür edip esyaları sepete doldurdum. Elinden sepeti alıp kasaya doğru ilerlerken "bakar mısın?" diye seslendi. Bişey mi unutmuştum acaba?
"Efendim" diye cevapladım.
"Biraz konuşabilir miyiz?" dedi. tanımadığım birinin benimle konuşacak neyi vardı ki? Bahane ararken "vaktin varsa tabi" diye ekledi kibarca. Bende vakitten bol ne var ki?
"tabi olur" dedim. Aklımda bir dünya senaryo vardı ama bu çocuk bizim liseden değildi bi kere. Yüzünü bi kere görsem bile hatırlardım. Mahallede de pek görmemiştim. Kasadan çıktıktan sonra bi sokak aşağıda ki parka taraf dönünce gideceği istikameti anladım anlamasına ama anlam veremedim. İlan-ı aşk mı edecek dedim kendi kendime. Hayatımda ilk kez birisi bana ilan-ı aşk edecekti. Belki de çıkma teklifi edecekti. Belki de arkadaşlarımdan birisini beğeniyordur benden yardım isteyecektir. Kafamı kazan haline çeviren sesleri susturup çocuğun arka çaprazından sessizce yürüdüm. Merakımdan çatlayabilirdim. Nihayet parka geldiğimizde ağzından çıkan ilk kelime "Beni hatırladın mı?" oldu. Afalladım. Bi anlık şaşkınlıkla sert sayılabilecek bir şekilde "Tanımam mı gerek?" diye sorusuna soruyla cevap verdim ki en sevmediğim şeydir ama çok yaparım. Daha önce dikkat etmemiştim ama heyecanlıydı ve bastırmaya çalışıyordu. Bu durum gururumu okşadı. Çocuk sözlerini dikkatli seçmeye çalışıyor gibiydi.
"Birinci sınıftayken bileğine yanlışlıkla kalem batırmıştım hatırlıyor musun?" dedi. Bileğimde ki izi gösterdim gülerek. O da gülerek cevap verdi. Hatırladım tabi ki. Yanlışlıkla kurşun kalem batırmıştı ve kalemin ucu bileğimin içinde kırılmıştı. Bigün sonra okula gittiğimde kaydını aldırmıştı çoktan başka bir okula ama insan bi özür dileyip giderdi gidecekse
"Hatırlamaz mıyım Berkay Yılmaz? Bi özür bile dilemeden gitmiştin okuldan" dedim neşelenmiştim ama kızar bi tonda söylemiştim. Umarım şaka yapmaya çalıştığımı anlatmıştır. Buruk bi gülümseme oldu yüzünde. Özür diledi
"gecikmiş özürüm için kusura bakma" dedi gülümseyerek.
"ne kusuru, neyse görüşürüz" diyip parktan çıkmaya yöneldim.
"Gülce" dedi. Yine neyi unutmuştum acaba? "Efendim" dedim arkama dönerken.
"Şimdi söylemezsem bir daha hiç söyleyemem" dedi. Yıllardır görmediğim insanın bana söyleyecek neyi vardı ki?
"seni seviyorum" dedi. Olduğum yere çivilendim adeta neşeliydim hala ama hissettiğim gibi değildi bu his. İlk kez bu sözü duymuştum, egom tavandı ama iç güdüsel olarak gözlerine baktığımda ürktüm. Beynim kitlenirken geride sadece bir soru bıraktı. "Bende sevecek ne buldun?"
Farklı birşey hissettim. Benim anlamaktan çok uzak olduğum şeydi ürkmeme sebep olan. #eni seviyorumdan fazlası vardı. Berkay'ın bakışları donunca aklımdan geçen şeyi söylediğimi farkettim. Ahh!! Hayırrr!!
Arkadaşlar benim ilk hikayemdir bu hikaye :) koluma kurşun kalem battı kötü bi anıydı benim için cidden de ve birinci sınıftayken o arkadaşım bi özür bile dilemeden gitti. Onu hiç görmedim o günden sonra. Bende bu olay üzerine bi kurgu yapayım dedim. Karakter kesinlikle ben değilimdir, Gülce karakteri kendi karakterimden farklıdır bilginize :) umarım beğenirsiniz :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Hikayesi
RomanceBir kişiye kaç defa aşık olabilirsiniz? Bir kişiye her gün defalarca aşık olabilirsiniz. Peki ya sevdiğiniz insan en nefret ettiğiniz o insana dönüşürse? Sevdiğiniz insan değişirse aşkınız aynı kalır mı?