Günden güne daha da bağlanıyorlardı birbirlerine. Yaklaşık 10 ay olmuştu. Gülce yavaş yavaş Berkay'dan hoşlanmaya başlarken Berkay onunla dolu olan yaklaşık 10 yılını anlatıyordu Gülce'ye. Gülce hayatında ilk defa bir erkeğin elini tutmuştu,başını göğsüne yaslayıp kalp atışlarına şukretmişti. Berkay'ın gözlerinde Gülce'nin dahi tarif edemeyeceği güzellikte bir hissin olması herkese nasip olmazdı ve Gülce bunun farkındaydı. Elinden geldiğince Berkay'ı mutlu etmeye çalışıyordu etmesine ama berkay cephesi zaten çok mutluydu. Hatta o kadar mutluydu ki bu mutluluğu buzul kütlelerinden bile ağır gelirdi sanki. Berkay'a göre Gülce'li geçen yılları tam bir ironiydi ama Gülce zevkle dinlediği o anıları belki her gün tekrar tekrar anlattıyordu Berkay'a. Berkay bu memnuniyetten hoşnuttu.
"İlk günden başla ama" diye. sızlandı Gülce. Berkay da en baştan anlatmaya başladı.
"Sana kalem batırdım ya yanlışlıkla Gülce. çocuk aklı işte zarar verdim diye o kadar çok ağladım ki öğretmen beni susturamayınca annemi çağırdı. Annem olayı öğrenince zaten merkeze taşınmak istiyordu. Kaydımı hemen merkezde ki koleje aldırdı. Gel zaman git zaman senden pek bir haber yoktu tabi. Bi adını biliyodum. Gülce. Yüzünü bile hatırlamakta zorluk çekiyodum ama bir gece dahi seni düşünmeden uyumuşluğum yoktu. Ya daha 10 yaşında ki çocuk platonik asktan ne anlardı ki? Biraz büyüdükçe etrafımda ki kızların bana ilgisi arttı. 'Tamam' dedim yeter bu kadar tek taraflı sevmek. Senin benim adımı hatırladığından bile emin değildim. Etrafımda ki kızlarla ilgilenmeye çalıştım. Etrafımda beni güldürmek için bütün şaklabanlıkları yapan kızların hiç bir hareketi 10 saniye seni düşünmek kadar güzel değildi. 10 saniye ya" Berkay'ın içi dışı birdi yine her zaman olduğu gibi. Şimdi Gülce'ye olan aşkını anlayabiliyordu ama çocukken de bu kadar sevmesine bir türlü anlam veremiyordu. "Seni tam kafamdan attım dedim bi baktım H sınıfında bir kız. 8. sınıfta bütün yıl seni izledim ama sen hiç farketmedin bile beni. Arkadaşlarınla bütün saçma sapan hareketleri yaparken gördüm seni. Normalde bi erkek soğurdu ama o sıcacık samimi hallerini uzaktan da olsa bir kez daha görmek için nelerden vazgeçmezdim ki? Sonra dersane bitti liseye başladık. Ben sene boyu seni izlemekten, seni düşünmekten ders çalışmamıştım ve başarısızlığım sonucunda yine koleje yazılmıştım. Yine karşıma çıktın. Lisene gitmek için her gün penceremin baktığı Merkez'de ki minibüs yolu üzerinden geçtin ve ben her sabah öğleci olsam bile sırf seni görebilmek için saat 07.00 de uyanıp bir saat boyunca geçmeni bekledim. Ben 9. sınıftayken babama büyük bi yatırım yapıldı ve büyük iş adamlarından birisi oldu haliyle ev falan hep Nişantaşı'na taşındı. Tabi ben seni bırakıp gidemedim. Senden uzakta olmaktansa evimi mahallene taşıdım. Bir senedir burda mahalledeyim. ve 10 aydır hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum. sevgiler saygılar Gülce'me" diye bitirdi Berkay. Gülce bayılıyordu bu hallerine Berkay'ın. Gülce'nin hoşuna gidecek sözler soylemeye çalışıyordu ama her söylediğinde utanıyordu. Bu ilişkide kız gibi olan, ürkek olan, kırmaya çekinen taraf olan Berkay'dı. Gülce de elinden geldiğince Berkay'a ayak uyduruyordu ama yine de kontrol edemediği tutarsız umursamaz bir tarafı vardı Gülce'nin ve Berkay'ı kırmaktan korkuyordu.
Gülce teyzesinde kalmak için annesiyle birlikte otobüs duraklarına doğru ilerlerken kendi evini çok rahat gözetleyebilen Berkay'ın'in evinden geçti. Önünden geçeceğini bildiği için camdaydı Berkay da. tabi Gülce'nin yanında annesi olduğu için konusamadılar. Annesi sert biri değildi ama babası katı biriydi. Sevgililer, geç kalmalar başkalarının evinde kalmalar... Bunlar babasına oldukça tersti. Belki bu yalan işlerinin nasıl yürüdüğünü bilmesindendi ama kızının asla dışarda ki "o kızlardan" birisi olmasına izin vermeyecekti. Ki kızı da o kızlardan birisi olamayacak kadar ahlaklı biriydi, İyi bir aile terbiyesi almıştı. Eğer Berkay'a karşı duyduğu bu hissi ailesine açıklayabilecek kadar ciddi olduklarını bilseydi bi an bile beklemezdi ama Gülce Berkay'ın bir hevesi olmaktan çok korkuyordu, ödü kopuyordu. Annesi ile birlikte saatlere bakmadan duraklara indiğinde otobüsün kalkmasına daha bir saat vardı. Gülce evde kalan fon makinesini almak için tekrardan ev yolunu tuttu ve böylece Berkay'a bi görüşürüz diyebilecekti. Berkay'ın evinin kapısında belirdiğinde, Berkay'ın evinin karşısında ki inşaat halinde ki apartmanın altında durduğunun farkında değildi Gülce henüz. Yukarıda sallanan kalın tahta anında Berkay'ın gözüne çarparken Gülce Berkay'a el sallıyordu. Berkay "Gülce" diye bağırıp dikkat etmeden yolun karşısına geçerken Gülce tepesinde sallanan tahtaya bakakaldi. Tahtanın hızla üzerine geldiğini gördüğü an Berkay hızla Gülce'nin üzerine atıldı ve tahta Berkay'ın kafasına düştü.
Hikayemiz yeni başlıyor. asıl karakterler ve asıl hikaye 3. bölümde başlayacak :)) Oyuncu listesi de üçüncü bölümde :)
klişelerin farklılaştırdığı bir hikayedir bu. Kahvenizi alın okumaya başlayın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Hikayesi
RomanceBir kişiye kaç defa aşık olabilirsiniz? Bir kişiye her gün defalarca aşık olabilirsiniz. Peki ya sevdiğiniz insan en nefret ettiğiniz o insana dönüşürse? Sevdiğiniz insan değişirse aşkınız aynı kalır mı?