Yeni başlayanlar için MKBA

93 2 0
                                    

Merhaba, ben Mavi. Hayır hayır yanlış duymadınız, adım gerçekten Mavi. Eskiden ailem olan annem ve babam ben doğduğumda gözlerimin renginden etkilenip adımı Mavi koymuşlar. Eskiden diyorum çünkü artık onlarla hiçbir şekilde görüşüp haberleşemiyoruz.

Yaklaşık bir yıl oldu ben akademiye alınalı. Merkezi Koruma Birimleri Akademisi. Türkiye'de her yıl lise 12. sınıf öğrencilerinin arasından itinayla seçilen özel kişiler. Bu kadar genç seçilmelerinin nedeni verilen görevlere kolay uyum sağlayabilmeleri ve yaratıcı hayal güçleriyle zor durumda kaldıklarında işlerin içinden kolayca sıyrılabilmeleri.

Bende geçen yıl seçilen 5 öğrencinin içindeydim. Takımda 3 erkek ve 2 kız bulunur. Kızlar olayları çözmeye çalışırken erkeklerin görevi onlara yardım etmek ve korumaktır. Akademiyi kimse bilmiyor. Seçilene kadar bizde dahil. Tabiki de bizi zorla getirmediler buraya. Tercih yapmamızı istediler. Eğer gelmeseydim ailemle yaşamaya devam edecek, evlenecek, çocuk yapacak, mutlu veya mutsuz bir şekilde ölecektim. Akademiye girersem ailemle bir daha iletişime geçmeyecek, çeşitli koruma politikaları öğrenecek, gizli görevlere gidecek ve ancak emekli olduğumda normal bir yaşam sürebilecektim.

Benim için seçmek çokta zor olmadı. Hiçbir zaman aşk peşinde koşan hayal perest bir kız çocuğu olmadım. Ailesine bağlı bir ev kuşu da değildim. Bu bana göre hayatımın fırsatı olmuştu. Evden giderken ise aileme onlardan nefret ettiğimi, yüzlerini bile görmek istemediğimi, karşıma asla çıkmamalarını söyledim. Para benim için sıkıntı olmadı çünkü emekli olana kadar akademi bize sınır koymadan para sağlıyordu. Emekli olduğumuzda ise her ay yüklü bir miktar ödeme yapmayı kabul ediyordu.

Bir yıldır bizi her türlü yönden geliştirdiler. Bilinen tüm silahları kullanabiliyoruz, en az üç sayfalık bir metni normalden kısa sürede ezberleyebiliyoruz, dövüş sanatlarında geliştik ve çok fazla yabancı dil öğrendik. Gözlerimize takılan renksiz bir lens sayesinde birbirimizle iletişim kurabiliyor, yardım isteyebiliyor, bizim gördüklerimizi ve duyduklarımızı takımımızında duymasına izin verebiliyoruz. Oradan bakınca garip gelebilir ama gerçekten çok kullanışlı olabiliyor.

Size takımımı tanıtmayı unuttum. Sanırım ilk önce Yağmur'dan başlamalıyım. Bu zorlu süreçte hep birbirimizin yanında olduk. Kendi takımımızdan başka takımlarla konuşamadığımız için iki kız birbirimizin tek sırdaşı ve yandaşı olduk.

Yalım, 19 yaşına geldi ama hala çocuktan farkı yok. Bazen tek eğlence kaynağımız o olabiliyor. Dövüş konusunda gerçekten başarılı. Onu kendime benzetiyorum. Gönül işleriyle uğraşmaktansa eğlenmeyi ve öğrenmeyi tercih ediyoruz.

Eren, abim gibi görebileceğim bir insan ne kadar aynı yaşta olsakta. Her zaman yardımımıza koşar. Aramızdaki en hızlı öğrenen ve uygulayan insandır. Genelde tekrarlarımızı o yaptırır. Yağmur'la fazla ilgili. Yağmur'da aynı şekilde ona karşı. Birbirlerinden hoşlandıklarının hepimiz farkındayız mutlu olmalarını en çok biz isteriz ama malesef ki akademinin kesin emri. Yakalanırlarsa bile atılmaları bir saati bulmaz. Gerçekten çok üzücü.

Ve... Demir. Onu size nasıl anlatmalıyım bilmiyorum. Sanırım daha çok onu yaşamanız lazım. Bazen sizin en büyük düşmanınız ama bazen de güvenebileceğiniz tek kişi. Takımda her konuda en başarılı olan kişi. Olgunluğuyla bizi bir arada tutan çatı gibi. Bir çeşit takım kaptanı gibi diyebiliriz ama böyle bir şeyin adı konmadı. Konsaydı bile o tanımın Demir'i anlatmaya yeteceğini sanmıyorum. O çok daha fazlası.

Hoşlanmanın veya aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Daha önce yaşamadığım için sadece tahmin yürütebiliyorum. Ama ben Yağmur ve Eren gibi olmak istemiyorum. Bazen kendimi dalmış Demir'i izlerken buluyorum, bazen birbirimizi gözlerimizin içine derin derin bakarken buluyorum, bazense onun o deniz kokan kendine özel kokusuyla yanmak istiyorum ama hissettiğim şeyler önemli olmamalı. Gerçi her gün yan yana bu hiç kolay olmuyor ama neler olacağını hep beraber göreceğiz. Şimdilik görüşmek üzere.

GölgelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin