Merhaba arkadaşlar, artık kitaplarım Dreame'de yayınlanıyor. Uygulamayı indirip orada kitabıma ulaşabilirsiniz 😊
Hava sanki "bugün gez ve eğlenmene bak," diyordu bana fısıldayarak. Pencereden dışarıya baktım. Mis gibi bir ilkbahar havası vardı ama ne yazık ki bu güzel günün kendime ayıramayacaktım. Önemli bir iş görüşmem vardı ve bu fırsatı kaçıramazdım. Yavaş adımlarla dolabımın önüne geçtim ve ne giyeceğimi düşünmeye başladım. En iyisi klasik giyinmekti. Bu yüzden siyah bir kot pantolon, beyaz V yaka bir tişört ve onun üzerine de siyah bir ceketi alıp giyinmeye başladım. İşim bitince aynaya baktım, yüzüm çok solgun duruyordu. Sandalyeme oturup hafif bir makyaj yaptım. Sıra saçlardaydı. Saçlarımın orjinal hali dalgalıydı, bu görüntüyü seviyordum. Bu yüzden fırçalı tarakla tarayıp bıraktım. Kendimi artık hazır hissediyordum. Dosyamı ve çantamı alarak odadan çıktım.
Annem kahvaltıyı çoktan hazırlamış, sabah kahvesini açıyordu. Beni görünce gülümsedi, yanına yaklaşıp yanağına öpücük kondurdum.
"Günaydın annem, afiyet olsun. Nasılsın bugün?"
"İyiyim güzel kızım, haydi geç beraber güzel bir kahvaltı yapalım seninle. Sohbette ederiz biraz böylece."
Mavi gözleri bugün her zamankinden daha parlaktı, neşeli olduğu her halinden belliydi. Ama hiç vaktim yoktu kahvaltı için.
"İş görüşmem var, biliyorsun anne. Geç kalmak istemiyorum, yarın yapsak bu kahvaltı işini, sorun olur mu senin için?"
"Aç karnına gitme kızım, bari biraz atıştır hızlı hızlı," dedi annem.
"Şu an pekte aç hissetmiyorum, sen beni merak etme. Neyse ben kaçtım, iş görüşmesine geç kalırsam pek iyi bir görüntü sergilemiş olmam."
"Tamam canım, ama geç çıkarsan bir yerde en azından kahvaltı et, aç kalma."
"Tamam anne. Biter bitmez eve geleceğim, geç çıkarsam dışarıda yerim birşeyler. Benim için endişe etme. Haydi ben çıkıyorum şimdi, seni seviyorum."
Vedalaştıktan sonra hızlı adımlarla evden çıktım. Bir taksi çevirdim. Karşıdan Melike abla da taksiye el etti. O yaklaşmadan hızla bindim taksiye. Gideceğim yeri söyledim. Taksici arabayı hızla sürdü. Eyvah bu taksicide galiba hızı seven şoförlerdendi. En son böyle birine denk gelmiştim. Neredeyse yoldaki insanları eziyordu. Birde durmadan sigara içiyordu. Kendimi taksiden zor atmıştım. Sonunda kazasız belasız bir şekilde ERDİNÇ HOLDİNG'e geldik.
"Ne kadar tuttu?"
"50 TL hanımefendi."
Şimdi farkettim. Adam taksimetreyi çalıştırmamıştı. Herhalde beni turist sandı.
"Ben her zaman bu yolu 30 Tl'ye gidiyordum. Şimdi niye 50 TL oldu?"
"Fiyatlar değişti hanımefendi. Eğer paranız yoksa söyleyin. Hayrına getirmiş olalım sorun yok."
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Benim param var ama sizin oyunlarınıza verecek param yok. Taksimetreyi bile çalıştırmamışsın, utanmıyor musun insanları saf yerine koymaya?!"
"Tamam kardeşim, senin paranı isteyen yok. Hep aynı palavra. İn arabamdan yeter."
"Birde beni dolandırıcılıkla suçluyor.Al parayı defol git," diyip cüzdanımdan 50 Tl çıkartıp verdim. Hızla indim. Kapıyı kapatır kapatmaz hızla taksiyi sürdü. Terbiyesiz, ne olacak! Bu dengesizliği canımı sıktı. Neyse, sonuç olarak şirkete gelmiştim. Hızlı adımlarla şirkete girdim. Etrafa bakındım. Orada gördüğüm bir bayanın yanına yaklaştım, yanında bir adam vardı. Başımla selam verip konuşmaya başladım çekingen bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA BOZUNTUSU
Teen FictionADAM KARANLIK KIZ MASUM PEKI KIZ MASUMLUĞUYLA ADAMIN KARANLIĞINI AYDINLIĞA ÇIKARABİLECEK Mİ?