4. BÖLÜM 'HAZAR'

72 8 1
                                    

Arkadaşlar merhaba :)) Umarım hikayemiz iyi gidiyordur.Bu bölüm bayağı uzun oldu.İyi eğlenceler.

Multimedyada Hazar

 HAFTASONU***

Rüzgar'ın ağzından

Kapının çalmasıyla Hazal bir ok misali kapıyı açmaya koştu.Yağmur'da Hazal'ın peşinden gitti.Abilerinin geleceğini biliyorlardı.

''Hazarrrr..Hoşgeldin!! Seni çok özledimmm.''diyen Hazal birkaç öpücük kondurdu abisinin yanaklarına ve boynuna atladı.

''Abicimmm hoşgeldin.Ben de özledim seni.''dedi boynuna atladı o da. Acıdım doğrusu ikisini birden taşımak zordur.

''Yürü git be pis yalancı .Senin yüzünden annemden azar işittim.Bütün gün size sövüp durdu.''

''Abi ne yapabilirim eğer ben söyleseydim anneme geri getirtirdi bizi oraya.''Salona yöneldi herkes. Hazal'ın yüzü düşmüştü.Abisi de farkında olacak ki ona sordu:

''Hazal ne oldu sana deminki halinden eser yok.''

''Bir şey yok abi.''dedi.Bildiğiniz trip atıyordu, ya da cidden morali bozulmuştu.Koskoca kız abisini Yağmurdan kıskanacak değil herhalde.Abisi de konuyu sonra konuşmak üzere rafa kaldırdı.İçeri Ayaz girdi.Geldiğiyle gözlerinin faltaşı gibi açılması bir olmuştu.Nereye baktığını görmek için bakışlarını takip ettim.Hazal'la abisi vardı.Herhalde abisini bir yerden tanıyordu.Yanlarına yaklaşarak 

''Merhaba ben Ayaz.''

''Selam ben de Hazar.Kızların abisiyim.''

Ayazın suratı gevşemişti.Gülümseyerek  ''Memnun oldum Hazar.'' dedi.Hazar da başıyla onu onayladıktan sonra Ayaz üstünü değiştirmek için içeriye gitmişti.Ben de onun peşinden gidip neler olduğunu öğrenecektim.Kapıyı tıklatarak içeri girdim ve soran bakışlarımı Ayaz'a fırlattım.

''Ne oldu be oğlum.Ne diye bana öyle bakıyorsun hortlak görmüş gibi.''

''Ne hortlağı ya o benim sinirli bakışım''deyince bizden kahkahalar yükseldi.

''Konuyu değiştirme şimdi.Niye içeri girince öyle baktın?Çok gariptin içeride.''

''Yoo,gayet normaldim.''

''2 senelik ev arkadaşın olmasam dediğine inanıcam.Seni hiç böyle görmemiştim.''

''Antremandaydım çok yoruldum.Ondandır.Sana öyle gelmiştir.''

Hazar'ın ağzından

Kardeşlerimi kısa zaman geçmesine rağmen özlemiştim.Hazal Yağmur'dan mı kıskandı şimdi beni anlamadım ben tam orayı.Ama bana epey kızdığı belliydi.Gönlünü sonra alırım diyerek konuyu o an için uzatmadım.Çocuklar kötü birine bezemiyordu.Ama böyle zamanda kardeşlerimi emanet edemeyeceğimi düşünüyordum.Gerekirse parasını verip o evde kalırdım yani.Kardeşlerimi kimseyle paylaşamıyordum.Bunu ancak zamanla öğrenecektik.

''Eeee Abicim.Nasıl buldun evimizi?''

''Daha kararımı vermedim geleli 10 dk oldu çünkü.Nerede uzanabilirim.Yoldan geldim.''

''Ben sana göstereyim abicim.'' deyip beni içerideki bir odaya yönlendirdi Yağmur.

Hazal'ın Ağzından

Abime bildiğiniz çok kızmıştım.Geleceği için çok heyecanlıydım ama o beni umursamamıştı bile. Nasılsın deyip sustu resmen.Önceden benimle ilgilenirdi.KISKANMIŞTIM.Abimler gider gitmez çocukların odasına doğru yol aldım.Onlar abime yeteri kadar iyi davranırsa burada kalabilirdik ancak.Benim için bir şey değişmezdi.Okula her yerde gidebilirdim.Ama İstanbul Yağmur'un hayaliydi.Hiçbir şeyin bu hayali baltalamasına izin vermeyecektim.Bu nedenle çocukları uyarmalıydım.Kapıyı tıklatarak içeri daldım.O sırada Ayaz tişörtünü çıkarmıştı.O ANDA DONAKALDIM. Ne yapacağımı şaşırmıştım.Ama o çok rahat görünüyordu.Ben öyle bakmaya devam edince ''Ne oldu'' dedi.

''Ben sana bişey söyleyecektim ama sen galiba müsait değilsin ben sonra gelirim''deyip çıkmaya hazırlanırken kolumdan tuttu ve söyleyebileceğimi söyledi.

''Hazar buradayken hareketlerinize biraz dikkat edin.Hiçbir şeyin ters gitmesini istemiyorum.''

''Olur Rüzgar'a söylerim.Senin bir şeyin mi var Hazal?Geldiğimden beri solgun görünüyorsun.''

''Hayır ben iyiyim.''Bu zamana kadar hiçbir sorunumu başkasıyla paylaşmamıştım.Onunla mı paylaşacaktım?Ben tek başıma iktidarım bu hayatta.Ayakta kalmayı böyle öğretiyorum kendime.

''Bana söylemeyeceğini biliyordum.Ama dün arkadaş olduğumuzu zannetmiştim.Uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim.''aklına dün gelince bir an gülümsedi.Bu benim de hoşuma gitmişti.Sonra bir anda anlamadığım bir şekilde kendine çekti beni ve sarıldı.O an tişörtsüz olduğu için ellerimi çıplak tenine sürmek zorunda kalıyordum.Bayağı utanmıştım.

''Moralin bozuk diye kızmıyorum şimdilik prenses.Ama bundan sonra üzgün olduğunda direk benim yanıma gel''dedi.Hayatımda ilk defa biri bana böylesine iyi davranıyordu.Kafama koyduğu çenesini geri çektikten sonra onu biraz inceledim.Hala sarılıyorduk.Dağınık saçları parmaklarımı aralarından geçirmem için beni çağırıyordu.En sonunda dayanamadım.

''Beğendin mi saçlarımı küçük cadı.''

''Yumuşacıkkk..''deyip gülümsedim ve devam ettim.

''Her şey için teşekkürler Ayaz.''deyip dışarı çıktım.Kapıyı tekrar açıp 

''Bugün yemekler sizden'' deyip kapıyı kapattım.Tabiri caizse içeri kaçtım.

Ayaz da arkandan çıkıp dağınık saçlarıyla bana masumca baktı.

''Şeyy, Rüzgar dışarıda ve ben de yemek yapmayı bilmiyorum.Bana yardım eder misin?''

''Hayır.''

''Nasıl yani?Neden?'' dedi şaşırmıştı benden böyle bir bir tepki beklemiyordu. Şuan çok yorgunum demek yerine;

''Senin elinden yemek istiyorum.''diye dalga geçtim.Şaka yaptığımı anlamıştı ve güçlü bir savunma yapmadan beni yerimden kaldıramayacaktı.                                                           

''Yalnız abin içeride.Abine benim kabuklu yumurtamı mı yedirmek istersin?''dediğinde hemen kalkıp mutfağa doğru ilerledim.

Hazarıma şöyle güzel bir ziyafet çekmeliydim.Onu mutlu etmek hoşuma gidiyordu.Her ne kadar o beni her zaman üzmeyi başarsa da.

''Ne yapacağız Hazal?''

''Önce bir börek çıkaralım aradan bence.Çeşit bol olacak zaten.''

''Ne çıkarmam lazım tezgaha'' diyene kadar ben her şeyi çıkarmıştım bile.Unu açmamız gerekiyordu.Biraz yorulacaktık ama Hazar için her şey değerdi.Ayaz hala çıplaktı.

''Ayaz ben unu açamaya başlayayım.Sende üstünü giyin''

''Ya yemek yapıcaz şimdi.Ocak fırın cayır cayır yanacak.Lütfen bana acı.''

''Ayaz ya abim uyanırsa?Benim kardeşim elin yarı çıplak oğluyla yemek yapıyor mu desin?''

''Kapıyı kapatalım o zaman.İçeri gelene kadar duyar giyinirim.Hem ne oldu çok mu etkilendin kaslarımdan?''

''Unu uzat''deyince suratım kızardı.Cevap vermek istememiştim.Terbiyesiz çünkü.Şimdi ben acısını çıkarmazsam dedim ve göğsüne doğru birkaç yumurta ezdim.tüm göğsünü kaplayan yumurtanın üstüne bir sürü un döktüm.Böylece unlar ful yapışmıştı.Şaşkın şaşkın bakıyordu.Anca kendine gelip bana un atabildi.Daha da sinirlenmiştim.Aslında İstanbul'daki Hazal ile Antalya'daki çok farklı.Ben daha sinirli biriydim.Koray hariç herkes yanıma yaklaşmaya dahil korkardı.Aklıma Koray gelince una hunharca saldırdım. Ayaz bana masumca bakıyordu.İtiraf etmeliyim o an onu unlu unlu öpmek istedim.Ama sonra geçti. Kabul çok yakışıklıydı ama bu onu öpemem gerektiği  anlamına gelmiyordu.İşimiz biter bitmez duşa girdik.(Ayrı banyolarda sapıklar :D)Sonra üzerimi değiştirip hazırladığımız masaya baktım.Kısa zamanda çok şey yapmıştık.Hazar da birazdan uyanırdı.O an Ayaz geldi.

''Sonunda giyinebilmişiz''dedim Ayaz'a dönüp.Sırtımı kolları arasına aldı ve çenesini de omuzuma yerleştirdi.Masaya bakıyorduk ikimiz de.O an ölmediysem bir daha ölmem.Hayatımın en romantik günüydü.Koray'ı bildiğin unutmuştum.

''Hazal!!''diye gürledi bir ses.Tahmin edebileceğiniz gibi gelen Hazar'dı ve bizi görebileceği en kötü şekilde yakalamıştı.Yağmur'a bir özür borcum vardı.

TEK YUMRUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin