Save me

52 4 18
                                    

(Y/n:  Okul bölümlerini çok uzatmak istemiyorum. O yüzden "hemen eve gittiler" falan yazmayın.)

TAEHYUNG
Çıkış zilinin çalmasına birkaç dakika kala eşyalarımı toplamaya başladım. İşimi bitirince derin bir nefes alıp arkama yaslandım ve tahtada yazan yazıları deftere geçiren Jeongguk'a gözlerimi diktim. Arada ceylan gözleriyle tahtaya bakıyor ve orada yazan kelimeleri eksiksiz defterine geçiriyordu. Kuruyan dudaklarını yalıyor ve yazdığı yazıya odaklanıyor. Kalemi tuttuğu damarlı elleri beni etkileyen bir diğer noktaydı. Zilin çaldığını duyduğumda yeni kendime gelebilmiştim. Jeongguk ona olan bakışlarımı hissetmiş olacak ki kafasını bana doğru çevirdi ve yüzüme baktı. Yakalanmış olmanın verdiği korkuyla çantamın fermuarını kapatıp alele acele sırtıma taktım ve ensemi kaşıdım. Gereksiz yere utanmam azıcık da olsa yanaklarımın kızarmasına sebep oldu. Bildiğin çocuğu gözlerimle yiyordum. Neyse ne. O da masanın üstündeki eşyalarını yavaşça topladı ve montunu üstüne geçirdi. Çantasının bir kolunu omzundan geçirdi ve saçını karıştırdı. Kurumuş dudaklarını diliyle yaladı ve hafifçe nemlenmesini sağladı. Siktir! Etkilenmemek elde değil. Kim bu görüntü karşısında etkilenmez ki?
Ona kısa bir bakış atıp kapıya yürüdüm. Mesajı alıp arkamdan geldi. Bu yüzümde küçük de olsa bir gülümsemeye sebep oldu. Sınıftan çıktım ve yavaş adımlarla yürümeye başladım. O da yanıma gelip birşey demede yürümeye devam etti. Okulun çıkış kapısına kadar aynı şekilde sessizlikle yürüdük. Onun nereden gideceğini bilmiyordum bu nedenle sessizliğimizi bozup merak ettiğim soruyu sordum.

"Evlerimiz aynı yönde sanırım?"

Dudağını büzdü ve omzunu silkti.

"Büyük ihtimalle. Ama ben şu ileriden sağa döneceğim. Evim oralarda biryerde"

Parmağıyla gösterdiği yere baktım. O sağa ben sola gidecektim. Üzüldüğümü belli etmemek adına gülümsedim ve kafamı salladım. Ayrılma noktamıza kadar sessizce yürüdük. Tek duyulan şey adım seslerimiz ve Jeongguk'un soğuk nedeniyle sıkça alıp verdiği nefes sesleriydi. Varmak istemediğim ayrılma noktamızda durup birkaç saniye birbirimize baktık. Bu bakışmadan rahatsız olmuş olacak ki kollarını hafifçe bedenime sardı. Bir dakika ne?! Şu an bana sarılıyordu. Kollarımı yavaşça bedenine sarıp çaktırmadan(!) kokusunu içime çektim. Bana bir asır gibi gelen bu güzel saniyeler benden ayrılmasıyla son buldu. Kollarımdan koptuktan sonra ikimiz de sessizce ayrıldık yollarımıza. O giderken arkasından bakakaldım öylece. Zarif bedeni görüş açımdan kaybolana kadar izledim onu. Ve ben de cehennemime yol aldım.
Eve daha girmeden gelen bağırış sesleriyle yüzümü buruşturdum ve 'işte yine bu sikik yerdeyim.' diye geçirdim içimden. İçeri girdim ve üst kata odama çıkarken babam olacak şerefsiz bana bir ayakkabı fırlattı.
"İşe yaramaz piç! Gel de annenin kanayan burnunu sil." diye gürleyerek emretti. Ve mutfağa girdi
Gözlerim doldu. Yorulmuştum. Bir an önce ölüp kurtulmak istiyordum hayattan. Yavaş adımlarla indim merdivenden. Salona annemin yanına yöneldim. Morarmış elmacık kemiği ve kanayan burnu ile darmadağın görünüyordu. Hıçkırıklar içindeydi. Yanına çömeldim ve gözümdeki yaşları serbest bıraktım. Yanındaki peçeteyi burnuna tuttum. Onu kaldırıp odasına götürdüm. "Uyu anne. Dinlen." dedim sessizce. Kapıyı kapatıp çıktım. Daha fazla bu görüntüye katlanamazdım. Hızlı adımlarla odama çıktım. Kendimi yatağa bırakıp gözledimi kapattım.
Gözleri geldi aklıma.
Burukça tebessüm ettim.
Belki de odur benim kurtarıcım. Belki de beni bu çıkmazdan kurtacak kişi odur.
Kalkıp kalem ve defterlerimi hazırladım. Gözlerini resmettim yine, yeniden. Sanki tutunabileceğim tek kişi oymuş gibi bağlandım ona. Kısa bir zamanda nasıl böyle hissettiğimi bilmiyorum ama, kesinlikle yanılmıyorum.
O benim kurtarıcım.
Bir anlık merakla telefonumu aldım ve sosyal medya hesabını arattım. Yüzlerce Jeon Jeongguk arasından benim olanı buldum.
Fotoğraflarına bakılırsa benden çok daha düzgün bir hayatı vardı. Arkadaşlarıyla çekilmiş mutlu fotoğrafları vardı.
Kıskanmıştım.
Hem arkadaşlarının onunla ne kadar yakın olduğunu hem de hayatını.
Belki, bir umut, ben de bir gün öyle olabilirdim.
Belki de, onunla?

jjeongg7: Namjoon hyung haberim olmadan çekmiş! Yüzüm gözükmedikçe habersiz çekilen fotoğraflarda iyiyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

jjeongg7: Namjoon hyung haberim olmadan çekmiş! Yüzüm gözükmedikçe habersiz çekilen fotoğraflarda iyiyim. ㅋㅋㅋㅋ

116 beğenme      24 yorum

h: Wow jeongguk oppa arkadan bile çok çekicisin!

e: Yüzün çirkin mi;×$!\×$×#.×?-_!.×(-?

r: Sevgilim olsana:D

c: AnA sKm arkadan bile yakışıklı

y: Can u be my daddy?

o: Düştüm. Tutsana mq
...
...

ktaechi: Yüzün güzel Jeongguk.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RAIN |taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin