5. Bölüm: "Evet!"

200 30 0
                                    

   Dean yara bere içinde yerdeydi. Sam, Bobby ve Cass onu teker teker ölümüne dövüyordu. "Bu senin suçun Dean. Engel olamadın. Kadere karşı zavallı bir böcek gibisin. Kaderini değiştiremedin Dean! Kaderimizi değiştiremedin!!!" Tam o sırada bir ses duydu. "Dean, geldik. Uyan hadi uykucu." Bu Bela'ydı. Sabaha kadar arabayı Dean kullandığı için çok yorulmuştu. Son birkaç saatlik yolu Bela'ya devretmişti. Bu ondan beklenen birşey değildi ama arabasına zarar gelmemesi konusunda Bela'nın gözünü korkuttuğunu düşünüyordu.

Dean:"Kaç saat uyudum?"

Bela:"4 saat."

Dean:"Lanet olsun, hayatım berbat!"

Bela:"Bir de bana sor." dedi ve arabadan indi. "Hadi, Crowley'nin bize verdiği adres burası."

Dean:"Burası Veg..."

Bela:"Evet, Vegas. Hadi artık!!"

   Dean arabayı karşılarında duran binanın otoparkına park etti ve bagajdan silah dolu çantasını çıkardı. Bir meleğe karşı bunlar işe yaramazdı ama işler ters giderse onu yavaşlatabilirdi. Çantadan birkaç tane işine yarayabileceğini düşündüğü silah ve malzeme alarak Bela'ya döndü ve "Poker oynayan bir meleğimiz var" diyerek sırıttı. Bela'nın gülmediğini görünce ise yüzünü ciddileştirdi. Girdikleri bina kumar oynanan biryer değildi. Normal bir binaydı. Aslında 60 katlı bir gökdelendi. Onlara verilen adreste Balthazar'ın dairesinin 57. katta olduğu yazılydı.

   Dean:"Tanrım, lütfen asansör bozuk olmasın!" dedi ve içeri girdiler. 57. kata geldiklerinde asansörden inerek uzun bir koridor yürüdüler, sola döndüler ve ellerindeki kağıda bakarak daireyi buldular. Dean hemen maymuncukla işe koyuldu. Bir yandan da Balthazar'ın kumarhanelerden birinde olması için dua ediyordu. Çünkü bir melekle yüz yüze uğraşmak zor bir işti. Bunu ne Dean ne de Bela isterdi.

   Bir süre daha uğraştıktan sonra Dean kapıyı yavaşça açtı ve açtığı gibi 5 metre ötesinde duran birini gördü. "Dean, Dean, Dean. O kapıyı açana kadar seni defalarca kez öldürebilirdim." dedi ve güldü. Evet bu Balthazar'dı.

Dean:"Bak dostum kavga etmeye gelmedik. Sadece yardıma ihtiyacımız var."

Balthazar:"Ne istiyorsunuz?"

Dean:"Michael'ı bulmamız gerek veya onu çağırmalıyız. Hangisi işe yararsa deneyeceğiz."

Balthazar:"Neden?"

Dean:"Çünkü ona 'evet' demeliyim."

Balthazar:"O iş için biraz geç değil mi Dean."

Dean:"Amacım Lucifer'la savaşmak değil Balthazar. Tanrı'yı bulmalıyız. Michael'la birlikte. Michael Tanrı'yı gören ve konuşan 4 melekten biri. O'nun nerede olduğunu biliyor olmalı. Ama bulmak için bana ihtiyacı var. Çünkü Dünya'ya bedensiz inemez. Herneyse dostum, bunları zaten biliyorsun! Bize yardım et!"

Balthazar:"Tabii ki herşeyi biliyorum Dean. Sadece senin ne kadar ciddi olduğunu görmek istedim. Hatta senden daha fazlasını biliyorum. Tanrı'nın Dünya'da olduğunu biliyorum."

Dean'in yüzü birden değişti:"Ne? O... burda mı. Ne zamandan beri?"

Balthazar:"Kısa bir süredir. Ama kimse nerede olduğunu bilmiyor."

Bela onları dinliyor ama hiç lafa karışmıyordu. Aslında bir melek hiç görmemişti ve ondan beklediğinden daha çok korkmuştu. Bütün cesaretini toplayıp "Peki bize yardım edecek misin?" diye sordu. Balthazar birden Bela'ya döndü ve "O bir şeytan mı, burda bir şeytanın işi ne?" dedi ve Bela'nın üzerine yürüdü. Dean hemen müdahale etti. Ama Bela çoktan Impala'nın yanına ışınlanmıştı bile.

Dean:"Dostum onu fena korkuttun."

Balthazar:"O bir şeytan. Burda olmamalı bile. Onlardan nefret ettiğim için değil. Sana bu yolda yardım ettiğini biliyorum ama bu dairede fazlaca tılsım ve büyü torbası var. Diğer şeytanlara karşı bir önlem. Ayrıca Tanrı'yı bulup bütün bunlara son verebilecek herkese ihtiyacımız var. Yani onu öldürmem. Şimdi onu çağır da konudan uzak kalmasın."

Dean, Bela'yı cep telefonundan aradı ve onu yukarı çağırdı. Bela oraya tekrar ışınlandığında Balthazar'a korku dolu gözlerle bakıyordu.

Balthazar:"Merak etme sana zarar vermeyeceğim. Şimdi... Hadi Michael'i çağıralım." dedi ve birkaç parlak tılsımı bir masaya koydu ve Enochian dilinde birşeyler söyledi. Dean ve Bela birbirlerine baktılar. Birden bütün daire beyaz bir ışıkla parıldamaya başladı. Önceleri küçük olan ışık, yavaş yavaş büyümeye başladığında Balthazar "Gözlerinizi kapatın" diye bağırdı. Dean ve Bela hem gözlerini hem de kulaklarını kapattılar çünkü o ışıktan çok farklı bir frekansta ses geliyordu. Öyle ki bütün pencereler ve cam eşyalar kırılmıştı. Balthazar ise Dean ve Bela gibi gözlerini veya kulaklarını kapatmaya gerek duymamıştı çünkü ışık ve ses ona normal geliyordu. Onların cızırtı olarak algıladığı sese Balthazar cevap verdi:"Kardeşim, Dean Winchester sana Baba'mızı bulma konusunda yardım etmek istiyor. Sana 'evet' diyecek." Balthazar Dean'e döndü ve "Hadi, şimdi söylemelisin!" diye bağırdı.

Dean ellerini kulaklarından çekmiş ama gözleri halâ kapalı bir halde "Evet!" diye bağırdı. Ve artık Dean ve Michael bir bütün olmuşlardı. Balthazar Bela'ya hemen gitmesini söyledi. Bela ise bir saniye bile beklmeden Crowley'nin yanına döndü.

Dean'in bedeni artık Michael'ındı.

Michael:"Balthazar, kardeşim! Tanrı'nın nerde olduğunu biliyorum. Ancak sana ve 4 özgür irade sahibi meleğe ihtiyacım var. Bana hangileri olduğunu söyle ve onları bulup gidelim."

Balthazar:"Neden böyle birşeye ihtiyacın var?"

Michael:"Bundan hoşlanmayabilirsin ama Baba'mızı sadece bu şekilde çıkarabiliriz."

Balthazar:"Nereden çıkarabiliriz?"

Michael:"Kafesten! O Lucifer'la birlikte kafeste kardeşim."

Balthazar:"Bu imkansız. Yani herşeyi o yarattı. Beş para etmez bir kafesten mi çıkamıyor. Hayır Michael yalan söylüyorsun. Sana inanmıyorum."

Michael:"Yalan söylemiyorum, Balthazar. Mantıklı düşün; Lucifer o kafesi şimdiye parçalamıştı. O'nu orada tutabilen tek şey Baba'mız."

Balthazar:"Peki neden ben dahil beş meleğe ihtiyacın var."

Michael:"O kafesten Baba'mızı çıkarabiliriz ama O çıktıktan sonra Lucifer da kurtulmaya çalışacaktır. Baba'mız bir süreliğine güçsüz düşecek. Sizler onu Cennet'e götürüken ben de Lucifer'ın icabına bakacağım."

Balthazar:"Eğer doğruysa iyi bir plan gibi gözüküyor."

Michael:"Hadi ama kardeşim. Bu konuda yalan söyler miyim? Şimdi bana meleklerin isimlerini ver."

Balthazar:"Tamam, bir düşüneyim. Ah evet, en güçlü özgür iradeliler: Anna, Gabriel, Metatron ve Castiel.. Benimle birlikte beş taneler. Ama Anna, Gabriel ve Castiel öldüler kardeşim. İrade sahibi başka melek tanımıyorum."

Michael:"Sorun değil! Onları geri getirmek kolay olacaktır."

Ve Michael bir parmak şıklatmasıyla üçünü de bulundukları odaya getirdi.

Michael:"Hoşgeldiniz kardeşlerim. Yapacak önemli işlerimiz var!"

SUPERNATURAL: "SON"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin