Söyledikleri karşısında ağzımı
açamamıştım ama göz bebeklerimin şaşkınlıkla büyüdüğünü hissediyordum.Özgür bunca yıldır hep yanımdaydı ama hiç bir zaman beni sevdiğini düşünmemiştim. Saçmalık bu hiçbir şey hissetmiyordum.Söyleyecek tek bir kelimem yoktu bende arkama bakmadan çekip gitmeyi tercih ettim.
Hızla kapıya yönelirken "Mira! " sesi yükselmişti ama duraksamadan ilerledim hızlı adımlarla yürürken havanın karardığını farketmemiştim bile biraz yürümeye nefes almaya ihtiyacım vardı karnım her ne kadar acısa da eve gitmenin iyi bir seçim olmadığını düşündüm. Dar ve karanlık bir sokağa girdiğimde karnım çok ağır bir şekilde sızladı istemsizce dizlerimin
üzerine çöktüm ve zayıf kollarımla karnımı sarıp başımı eğdim. Çok geçmeden bir el kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Ağır bir içki kokusu vardı. Karanlıktı ama üstündekiler kim olduğunu eleverebilecek şekilde belli ediyordu kendini. Sarhoş bir tinerci kolumu tutuyordu.
İçki kokan nefesini yüzümde hissettim kulağıma doğru eğilip "Bizde çok sıkılmıştık geldiğin iyi oldu. " elini kalçamda hissetmemle kendime geldim içimdeki ses ağzına sıç şu herifin derken arkadan iki adamın daha gelmesi içimdeki Mira'yı susturdu. Karnımdaki acı canımı yakmaya devam ederken onlarla baş edemezdim "Hadi eğlenelim" dedi arkamdaki adamlardan biri "Bırak beni orospu çocuğu!" Yanağımda hissettiğim ani sıcaklık kendini acıya bırakırken hafifçe sendelemiştim "Yavaş ol güzelim direnmezsen daha çok eğleneceksin" o piç kurusu bunları söylerken arkamdan gelen sert adımları duydum "İmdaat! " Karşımdaki adam içki kokan eliyle ağzımı kapattı. "Eğlence mi istiyorsunuz? " bu sesi hatırlıyordum "Bildiğim daha eğlenceli bir şey var"
Poyraz arkamdaki iki adamı hallettikten sonra kalan son gücümle önümdeki adamın karnına dizimi geçirdim. Sarhoş olduğu için bu onu yere sermeme yetmişti.
"Güçlü kızımız nasıl düştü bu hallere "dedi alaycı bir sesle. Poyraza dönüp tek kaşımı kaldırdım "Sen.. beni mi takip ediyorsun? " bunu söylememle Poyraz güçlü bir kahkaha atmıştı "Buralarda birini arıyorum seninle işim olmaz. " kaşlarımı çattım "Kimi? " bananeydi ki niye sorduysam "İlgilendirir mi? "dedi soğuk bir ses ve ifadesiz bir yüzle. Bozulmuştum ama belli etmedim isteksizce bir "Sağol " çıktı ağzımdan.
"Canım sıkkındı zaten karşıma ilk çıkanı dövdüm sana özel değil" Ne kadar kendini beğenmiş ve iticiydi o gözleri haketmiyordu. Karanlıkta bile rengini belli eden, gerçek bir yakut gibi parlayan gözleri vardı. Düşüncelerimi savuşturup alaycı bir sesle "Bu egonun bakımı zor olmuyor mu? " Umursamaz bir bakış attı ve geldiği yöne doğru ilerledi."Züppe! " kısık bir sesle söylememe rağmen duymuş gibi "Yabani " Cidden mi? Yabani falan değilim ben!
Arkamı dönüp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Elimi cebime atıp telefonu çıkardım.
Özgür (14) Heves (5) kez aramıştı umursamadım ve telefonumu cebime attım.
Eve gittiğimde annem ve babam sofrada beni bekliyorlardı.Annem gönlümü almayı iyi biliyordu en sevdiğim yemek olan lazanyaya karşı koyamayacağımı bilerek bir tepsi hazırlamıstı ,karşı koyamadım ve gidip bir oturuşta lazanyayı mideye indirdim."Günün nasıl geçti tatlım ?"
Düz bir sesle ;" Hiiç tinerciler sıkıştırdı az önce, onları dövüp geldim sıradan bir gün işte." babam panikle :"Ne? Nerede oldu ?" "İyi misin Mira" onlara hiç birşey olmamış gibi öylece baktım dövüşmeyi bilmesem neler olacagını anlamalarını istiyordum."Hey! sakin olun iyiyim ben ,bırakında lazanyamın tadını çıkarayım" Onlar da her ne kadar merak içinde olsalar da isteksiz ve sessiz bir şekilde yemeklerini yediler.Yemekten sonra ne kadar yorulduysam artık başımı yastığa koyduğum gibi uyumuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktan Gelen
RomanceÇenemi tutup ona bakmamı sağladı. İlk defa o zümrüt yeşili bu kadar yakından görüyordum o kadar güzellerdi ki... Aynısıydı karanlıkta beliren ışık oydu gözleriydi. Karanlıkta daha çok belli oluyordu.Belirgin kemikli yüzü, elmacık kemikleri, upuzun...