(Ben)"İnanamıyorum bunu bana yaptığına" deyip nutellamdan bir kaşık daha alıp yedim... (?)"Kanka merak etme seni bu depresyondan çıkaracağım" (Ben)"Söz mü?" (?)"Söz..."
Şu anda nerede miyim? Adeta cennetteyim! Şu anda alışveriş merkezindeyim! J-Hope beni motive etmek üzerine beni alışveriş merkezine getirdi ve ben çıldırıyorum!!
Ne kadar onun aldığım şeyler için ödeme yapmasına karşı olsamda tabi ki en sonunda o kazanıyordu.
Ve inadına beni pahalı bir yere getirmişti. Elimden geldiğince ucuz şeyler almaya çalışsamda J-Hope beni almaya zorluyordu.
Hoşuma gitmediğinden değil, sadece benim için bu kadar uğraşması... ne bileyim, hakediyormuşum gibi hissetmiyordum.
Eski sevgilim ile birlikteyken J-Hope ile birlikte pek olamıyordum. Ama buna rağmen benim için elinden geleni yapıyordu.
Şimdi siz şunu düşünebilirsiniz. Ben hiç J-Hope'a karşı arkadaşlıktan fazlasını hissettim mi? Aslına bakarsanız evet... 3 sene öncesinde.
Ondan fazlasıyla hoşlanıyordum. Ama biz sadece arkadaşız, o yüzden elimden geldiğince duygularımdan vaz geçmeye çalıştım.
Peki başardım mı? Sevgilim olduğunda iyiydim. Ama ayrıldık (sayılır) ve ben... korkuyordum. O duyguların tekrardan geri geleceğinden korkuyordum.
Onun beni sevmesi imkansız, bunu da biliyordum. O... mükemmel. İşinde iyi. Gülüşü harika. Sinirlendiğindeki yüz ifadesi bile harika. Kalbi temiz. Harika bir insan. Yaptığı her işte iyi. Ben ise... benim işte...
J-Hope'un ismimi çağırması ile düsüncelerimden çıktım. "Şunu denesene" deyip bir elbise uzattı. Göz alıcı bir elbiseydi.
"Neden ki?" diye sordum. Yüzündeki göz alıcı gülümseme ile "Dene işte" deyip beni kabine itip elbiseyi verip perdeyi çekti.
Elbiseyi üzerime giyindim. Ve WOW! Acayip güzel bir elbiseydi. J-Hope tekrardan ismimi çağırdığında başımı kabinden uzatıp ona baktım.
Hala yüzündeki gülümseme düşmemişti. Düşmesini istediğimden değil. Kalbim için sağlıklı değil de o yüzden.
"Kendi kendine gülümseyeceğine çıksana oradan" dediğinde ona uzun bir süre baka kaldığımı anladım.
Kabinden çıktığımda yüzündeki gülümseme büyümüştü. "Çok güzel olmuşsun" deyip beni baştan aşağı süzdü. Yanaklarımın kızardığını hissettim.
"Hadi gidiyoruz" deyip ayağa kalktı. Kabine girip eski kıyafetlerimi giyinip elimdeki elbise ile kabinden dışarıya çıktım.
Çıktıktan sonra fiyatına baktım ve ağızım açık kaldı. Bu ne?! Ben bu fiyata neleer neler alırdım!
Neyse, en azından elbiseyi almayacaktım. Elbiseyi ona uzattım. "Sen bunu yerine koy ben ikimize içecek almaya gidiyorum" deyip mağazadan çıktım.
İkimize de içecek sipariş ettikten sonra siparişlerin gelmesini bekledim. En sonunda geldiğinde ödemek için kasaya geçtim.
Kartımı içecekleri ödemek için uzattığımda elimden birinin kartımı alıp kendi kartını uzattığını gördüm. Arkamı döndüğümde J-Hope'u gördüm. (Çok şaşırdık)
Kasiyer kartı aldığında itiraz edip kendi kartımı verecektim ki J-Hope eli ile ağzımı kapattı. Ardından kasiyer kartı geri verip oradan uzaklaştı. İçecekleri elime aldım.
"Cok gıcıksın, bunu biliyorsun değil mi?" diye sordum. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Ama sen bu gıcık adamı çok seviyorsun" dedi sırıtarak.
Biliyor muydu? Ona karşı olan duygularımın hala yerinde olduğunu...
Bir kaşımı yukarıya doğru kaldırdım. "Nasıl yani?" diye sorduğumda "Beni en yakın arkadaşın olarak sevmiyor musun?" diye sordu.
'Yakin arkadaş'... doğru, biz yakın arkadaşız. Yüzüm üzgün bir hal alınca kolumdan tutup beni çekiştirdi. "Hadi daha kuaföre gideceğiz" dedi.
"Ne kuaförü?" Elinde hiç fark etmediğim poşeti kaldırıp "Akşama parti var" deyip oradan uzaklaştı. Dediği şeyi yeni yeni anlarken uzaklaştığını fark ettigimde arkasından bağırdım.
"Ne?! Hayır! O elbiseyi aldığını söyleme bana" deyip yanına koştum. Elindeki poşetin içerisine baktım.
Elbiseyi almıştı!? Ona şaşkınca baktım. O ise hiç bir şey olmamış gibi yürümeye devam etti.
Arabanın yanına vardığımızda kapıyı benim için açtı. Arabanın içerisine oturduğumda kapıyı kapatıp kendisi içeriye girip oturdu.
Poşeti arka koltuğa atıp içeceğini yanına koyup arabayı sürmeye başladı. "Ya J-Hope, söylesene ne partisine gidiyoruz?" diye sordum merakla.
Bana kısa bir bakış atıp "Bu akşam en sevdiğin ressamın sergisine gideceğiz, ve serginin ardından büyük bir parti var." dedi büyük bir rahatlıkla.
Ne?! Şaka maka Vincent Van Gogh'un sergisine mi gideceğim?!
Selam~ Vincent Van Gogh'un kim olduğunu bilmeyenlere, Vincent Van Gogh alman ünlü bir ressamdi. Şahsen büyük olmasada ressimlerinin hayranıyım diyebilirim. Sizin için aşağıya bir kaçsanatınıbırakıyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kendinize iyi bakmayı unutmayın. Yeni yılda istediğiniz her şey olur umarım! Bay bay<3
