"Ha Ri burada ne işin var?"
"Seni görmeye geldim Jungkook."
"Bu saatte mi?"
"Jungkook saat daha akşamın yedisi."
"Jungkook."İçerden gelen yabancı sesle kafamı oraya çevirdim fakat görmek istemediğim yüzü görmemle sinir katsayımın arşa çıktığını hissettim.
"Jungkook bu kızın burada ne işi var?"
"Ha Ri hadi sen git ben seni arayacağım."
"Jungkook, Young'ın yanında ne işi var?"Young yanımıza geldiğinde Jungkook'a baktım verecek cevap düşünüyor gibiydi.
"Jungkook bu kızın burada ne işi var?"Young'ın sorduğu soruyla Jungkook'un vereceği cevabı bekledim. Ne dediğini oldukça merak ediyorum.
"Ha Ri'de şimdi gidiyordu zaten."
"Öyle mi yapıyordum?"
"Bence de Ha Ri gitmelisin, bizim Jungkook'la işlerimiz var. Değil mi Jungkook?"Cilveli bir şekilde elini Jungkook'un omuzunda gezdirdiğinde dikkatimi yere damlayan kan damlaları çekti, yine kanıyordu ellerim.
"Sana söylemiştim Ha Ri"Gelen sesle arkamı döndüğümde Yoongi bana yaklaşıp ellerimi avuçların içine alıp inceledi.
"Sana söylemiştim Jeon Jungkook sana zarardan başka hiç bir şey vermiyor. O artık senin arkadaşın olan Jungkook değil. O seni sürtüğü olarak gören, seni istemeyen Jungkook."
"Y-Yoongi ağır konuşuyorsun."Gözlerimden yaşlar akmaya başladığında görüşümün bulanıklaştığını hissettim, eş zamanlı olarak tamamen karardı her yer, şimdi hiç bir şey göremiyordum. Gözlerimi zoraki açtığımda yanağıma eş zamanlı olarak bir gözyaşı düştü, ben yataktaydım, evimde yatağımdaydım. Etrafta ne Jungkook vardı, ne Young, ne de Yoongi. Hiç bir'i yoktu, gökyüzündeki ay'ın ışığı yatağıma vuruyorken dikkatimi çarşafımdaki kan çekti Regl mi olmuştum, ama daha günüme çok vardı. Dudaklarımı büzüp ne olduğunu anlamaya çalışıyorken üstümdeki yorganı atmak için hamle yapmışken yorganda olan kan lekesiyle ne olduğunu yavaş, yavaş idrak etmeye başlamıştım. Ellerim kanıyordu. Ve ben hissetmiyordum. Olay cidden psikolojik destek alacak konuma gelmişti. Ne yapacaktım ki? Bu olay artık ciddi boyutlara geliyordu hissizleşiyordum. Ve rüyalarımda da oluyordu. Yoongi bunu çözer miydi? Evet, evet çözebilirdi hem onunla terapi yapıyorsak bunu ona danışmam gerekirdi, aksi taktirde iş daha da ciddi noktalara gelirdi. Peki ne zaman söyleyecektim Yoongi sabah hastanede ve benim dersim var, bugün terapi günümüz değil ama konuyu geç anlatırsam bana kızacaktı, bunu da biliyorum adım gibi eminim. Bana "İstediğin zaman beni çekinmeden ara." Demişti ve şu an çekinmek yaptığım son şey olurdu, aksine ben daha çok endişeleniyordum. Durumun daha kötü olmasından korkuyordum. Tanrım... ya bu sonsuza dek böyle devam ederse? Şifon yerin üstündeki telefonu titreyen ellerimle kavradıktan sonra saate baktım gecenin 03:49'u. Tanrım umarım kızmaz. Numarasını tuşladıktan sonra telefonu titreyen ellerime ve kanlı olmalarına aldırmadan kulağıma götürdüm. Bir kaç çalıştan sonra açılmıştı.
"Ha Ri?"
"Y-Yoongi."Sesim titrediğinde Yoongi'nin uykulu sesi bir anda değişip ciddi bir ses tonuna bırakmıştı yerini.
"Ha Ri iyi misin? Bir sorun mu var?"
"Y-Yoongi sana gelebilir miyim?"
"Ha Ri sen iyi misin?"
"Yoongi ailem uyuyor ve anlatamıyorum izin ver gelip orada anlatayım."
"Bekliyorum bebeğim gel hadi."Telefonu kapattığımda bir kaç saniye etrafa bakındım bebeğim mi demişti o bana? Aferin Ha Ri bunca derdin arasına bir de bu çıktı başına. Hayırlı olsun güzelim, şimdi de bunu düşün dur.
Herkese merhaba uzun bir aradan sonra bu kitaba yeni bölüm attığım için mutluyum, sizi seviyorum.
Oy sınırı: 20
Yorum: 20🌸