7.Bölüm

450 47 64
                                    



Güneşin rahatsız eden parlaklığı gözlerime çarpıyorken yerimde rahatsızca kıpırdanmıştım fakat yeni farkettiğim bir şey vardı. BURASI BENİM YATAĞIM DEĞİLDİ. Farkettiğim ayrıntıyla hızlıca gözlerimi aralayıp etrafa bakındım, burası cidden benim yatağım ve benim odam değildi. Hissettiğim korku tüm bedenime yayılıyorken ellerimi yavaşça üzerimdeki çarşafa atıp bir çırpıda kaldırdım çarşafı. Tanrım şükürler olsun ki üzerimde kıyafetlerim vardı. Bir saniye Min Ha Ri, sen mal mısın kızım? Gece ağlayarak Yoongi'nin kollarında uyudun, dolayısıyla hâlâ Yoongi'nin evindesin. Bir de üzerimi kontrol ediyorum aptal mıyım ben? Kafamı kendi kendime konuşmaya son vermek için sallayıp oturduğum yataktan hızlıca kalktım. Odanın kapısını açtığımda eli yumruk şeklinde havada olan Yoongi karşıma çıkmıştı. Korkudan çığlık atacağım sırada Yoongi her zamanki gibi hızlı davranıp eliyle ağzımı kapatmış ve içten bir gülümseme yerleştirmişti dudaklarına.
"Ha Ri sakin ol güzelim, uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için gelmiştim ama kapıyı sen açtın. Ne diye korkuyorsun?"

Ellerini yavaşça kapattığı ağzımdan çekip kıkırdamıştı. Onun yaptığının aksine ben de dudaklarımı büzüp kaşlarımı çattım ama Yoongi yüz ifademi gördüğünde bu sefer kahkaha atmaya başlamıştı. Ona ölümcül bakışlar atıp merdivenlerden aşağıya doğru yöneliyordum ki duvardaki saat gözüme çarpmış ve bana okula geç kaldığımı haykırıyordu. Gözlerimi kocaman açtım ve Yoongi'ye döndüm. Gözlerimden bir şeylerin ters gittiğini anlamış olacak ki anında erkeksi sesini işitmiştim.
"Ne oldu Ha Ri?"
"Geç kaldım."

Ne yapacağımı bilemediğimden merdivenlerden ikişer ikişer atlayarak aşağıya inmiştim, Yoongi de peşimden geliyor bir yandan da konuşmaya devam ediyordu.
"Kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm."

Telefonumu aramayı bırakıp Yoongi'ye döndüm.
"Çok isterdim ama bugün sınavım var ve 1 saat içerisinde okulda olmam gerek, yoksa dersten kalırım Yoongi."

Yoongi omuzlarını düşürüp anlayışla kafasını salladı. Bu hali cidden küçük bir çocuğu anımsatıyordu. Dayanamayıp ona doğru yaklaşıp yanağına sulu bir öpücük bıraktım, geri çekildiğimde Yoongi gülümsüyordu. Bu haline gülümsemeden edememiştim. Yoongi gülümsemeye devam ediyorken acele et dercesine ellerini çırptı.
"Hadi bakalım Min Ha Ri, hızlıca eve gidip hazırlan seni okula ben bırakacağım."
"Sahiden mi?"
"Evet ama sen böyle sallanırsan okula geç kalırız."

Anahtarlarımı ve telefonumu koltuğun üzerinden alıp kapıya doğru koştum bir yandan da Yoongi beni duysun diye bağırıyordum.
"Tamam, tamam hemen hazırlanıp geliyorum."

Koşar adımlarla eve ulaştığımda soluklanmak için bile zamanımın olmadığını bildiğimden hızlıca anahtar yardımıyla kapıyı açıp kendimi içeri attım. Odama doğru koşturmaya devam ediyorken okula yetişip yetişmeyeceğimi düşünüyordum. Dolabımın karşısına geçip günlük bir şeyler çıkarıp yatağın üzerine fırlattım. Çok çok hızlı olmam gerektiğinden üzerimdekileri çıkartıp bir kenara fırlatmış ve dolaptan çıkarttıklarımı da giymiştim. Kısa sürede hazırlandığımda evden çıktım, karşımda arabasına yaslanmış beni bekleyen Yoongi'ye gülümsemiş ve yanına yaklaşmıştım.
"Teşekkür ederim Yoongi."
"Neden teşekkür ediyorsun?"
"Pansuman yapmışsın ellerime, üzerimi giyinirken farkettim. Uyanınca sana günaydın da deme-"

Sözümü kesen Yoongi'nin ses tonu olmuştu.
"Teşekkür yerine boş bir zamanında bana kahvaltı ısmarla ve olsun bitsin. Şimdi bin ve seni okula yetiştireyim."

Kafamı hızlıca onaylar anlamda sallayıp açtığı kapıdan içeri girdim, ön koltukta rahatça yayılmış ve şoför koltuğuna oturacak Yoongi'yi bekliyordum. Yoongi kapımı kapatıp yanımda yerini aldığında zaman kaybetmeden arabayı çalıştırmıştı. Kısa sürede okula geldiğimizde kampüsün bahçesinde sınav notları olduğunu düşündüğüm şeylere bakınan Jungkook'u farkettim. O da bahçeye giren arabayı farketmiş olacak ki göz göze gelmiştik. Hızlıca gözlerimi kaçırıp Yoongi'ye döndüm. O da arabayı durdurup bana dönmüş gülümsüyordu.
"11 dakikan var sınav için, bence yetiştin. Hadi fırla."

Yoongi'nin bu tavırlarına içten bir gülümseme takınırken yanağına küçük bir öpücük kondurup arabadan çıktım.
"Teşekkür ederim Yoongi."

Yoongi teşekkürüme göz deviriyorken ben gülmeye devam ediyordum. Yoongi git dercesine elini salladığında arabanın kapısını kapatıp koşar adımlarla kampüse girmiştim. Sınavın olacağı dersliği arıyorken kafam karıştığından telefonumu çıkarıp notlarıma bakıyordum ki gözüme sokulmak üzere olan kağıtlarla kafamı geriye doğru çektim. Korkmuştum. Kağıtların sahibine baktığımda bunun Jungkook'dan başkası olmayacağını tahmin etmem gerekirdi. Göz devirip sıkıntıyla nefes aldım.
"Bunlar ne?"

Durduğu yerde içten bir gülümsemeyle kağıtları bana uzatmaya devam etti.
"Sınav başlamadan göz atman için not kağıtlarımı sana ödünç olarak veriyorum."

Uzattığı kağıtları itip kurumuş dudaklarımın üzerinde dilimi gezdirdim. Gözlerim ondan çok etrafa bakıyordu çünkü sinirden kudurmak üzereydim. Hayır, ondan not isteyen mi olmuştu?
"Hadi ama, sen not bile tutmazsın Jeon Jungkook. Bu notları bana değil gidip kimden aldıysan sahibine ver."
"Beni çok iyi tanıyorsun Ha Ri. Evet not tutmam ve notları birinden aldım fakat bu aralar derslerle alakan olmadığından sana kopya verebilmek için sınava çalıştım."

Histerik bir gülümsemeyle gözlerimi Jungkook'a çevirip uzatmaya devam ettiği kağıtları yere fırlattım. Okulda olduğumuzdan bağıramıyordum fakat cidden sinirden kuduracak gibiydim. Ses tonumu sakin tutmaya çalışarak dudaklarımı araladım.
"Benim için değil, kalacağını anladığından kendin için ders çalışmışsındır sen Jungkook."

Sınavın başlayacağını bildiğimden sözümü bitirip sınıfın kapısını açıp içeri girdim fakat hissediyordum, Jungkook peşimden gelmeye devam ediyordu. Boş olan sıralardan birine oturduğumda Jungkook'da yanıma oturmuş ve notlarını çantaya koyuyordu. Ellerini sıranın üzerinde birleştirip bana döndü.
"Pekâlâ, notlara çalışmıyorsan çalışma seni zorlayacak değilim. Ben de Dekan'ın odasına gitmeyi göze alıp sınavda sana kopya veririm."

Yanımda boş yapmaya devam eden Jungkook'a döndüm. Ona döndüğümden gülümsemişti. Derdi neydi bunun? Konuşmaktan vazgeçip önüme döndüğümde Profesör Kim sınıfa girmişti. Bir kaç dakika sonra bir şey demeden sınav kağıtlarını bütün sınıfa dağıttığında tek dediği "sınav başlamıştır, kopya çekmeye cesaret etmeseniz iyi olur." Demekti. Açıkçası benim aklımda alnımın akıyla 0 almak var bay Kim, ama bu gidişle bize Dekan'ın odası pek uzak görünmüyor...
Sınav başlayalı 10 dakika olmuştu, Jungkook'da bir yandan bay Kim'i izliyor, bir yandan da bana soruların cevaplarını söylüyordu ama umurumda değildi kendi bildiklerimi yazıyordum. Jungkook bunu farketmiş olacak ki sinirle sınav kağıdımı kendine çekip kendininkini bana uzattı. Konuşamadığımdan tek yaptığım ona sınav kağıdımı vermesi için vurmaktı ama nafile vermiyor, aksine soruların altındaki boşlukları dolduruyordu. Ama ben vazgeçer miyim? Hayır. Jungkook'un bacaklarına vurmaya devam ediyordum. Jungkook yazıyı düzgün yazamadığından durmam için ellerimi itmişti ki eş zamanlı olarak bay Kim'in sesi de kulaklarımıza ilişmişti.
"Bay Jeon?"

Gözlerim büyürken Jungkook'a baktığımda aynı şekilde o da bana bakıyordu. Bay Kim'e döndüğünde dudaklarımdan tek dökülen kelimeler de şunlar olmuştu.
"Bittik biz."

HERKESE MERHABAAAAA, beni özlediniz biliyorum. Bir kaç gündür bu kitaba bölüm atmak çok istiyordum ve nihayet atmayı başarabildim. Umarım seversiniz ve yorumlarınızı, oylarınızı eksik etmezsiniz. Gelip yorum yapmak için yb yazmayın ama, bölüm hakkında düşüncelerinizi yazın, beğendiğiniz yerlere gülün kendi aranızda sohbet edin. Ama dediğim gibi lütfen "yb" falan yazmayın. Yorumlarda yeni bölümle ilgili bir şey görmek istemiyorum. Size bağlı değilim ilham ne zaman ve hangi kitap için gelirse ona yazıyorum ve atıyorum. Yine de destekleyenleri çok seviyorum ve öpüyorum. İyi geceler sizi seviyorum ballı lokumlarım. 🌸

Yorum sınırı; 50
Oy sınırı; 50

Red Hair | JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin