2. BÖLÜM
ŞÜPHE
OLAY GÜNÜ SABAHI
-Derin-
"Bak Doruk bu gün buraya bir şeyleri netleştirmeye geldim ve sözlerim bitene kadar beni bölmeni istemiyorum. Seninle dolu dolu 4 sene geçirdik. Son birkaç aydır seni tanıyamıyorum. Sanki sen hiç benim değilmişsin gibi davranıyorsun. Sözlerin davranışlarına şahitlik etmiyor. Sanki sen hiç sevmedin beni, hiç elin elime değmedi, gözlerimizle konuşmadık bir hiç. Sanki sen değildin hasta olduğum için çalışamadığım sınavlarıma evime kadar gelip beni de çalıştıran, sonra da hasta olup evde yatan. Sanki sen değildin fotoğraflarımızı devasa boyutalrda yapbozlara çevirerek odama paket halinde bırakan. Sen değildin koca bir ayıyı sırf tanışma yıldönümümüzü unuttun diye "Ben koca bir ayıyım ama koca ayıların da kalbi vardır ve benimki senin" diyen.
Doruk sen değil miydin benim bunları yaşadığım hatta fazlasını bile yaşadığım insan? Ben mi kurdum bunları kafamda? Benim kurduğum tek şey neydi biliyor musun? Hayaller. Seninle aynı eve gridiğimiz günlerin hayalleri. Doruk ben seni tanıyamıyorum. Ne eskisi gibi bakıyorsun bana, ne eskisi gibi seviyorsun. Tüm gün görmüyorsun, ayıp olmasın diye arıyorsun. Ben senin sesinden "Günaydın"ları özledim. "Aşkım"la gelen sözleri özledim. Ama görüyorum ki bıraktığın enkaza bakıyorsun şu an sadece. Bu ilişkinin kirlendiğini hissediyorum Doruk ve kirlenmiş bir ilişkiyi yalnızca ayrılık temizler. 4 sene iyisiyle kötüsüyle bizimdi. Bizimmiş gibi ayrılalım istedim. Kendine iyi bak Doruk"
Cevap bile vermediğine inanamıyordum. Gerçi sözlerimin ağır gelmiş olması da bir ihtimal. Sadece şaşırmış bakıyordu bana. Bazı şeyleri bu derece farkında olduğumu bilmiyordu. Farkındalıklarımın verdiği şaşkınlık ve bana yaşattıklarını dile getirmemle gelen üzüntüyü görüyordum gözlerinde ama bil diğim tek bir şey vardı. Emin olduğum tek şey. "Doruk değişmişti ve artık eskisi gibi olmayacaktı hiçbir şey."
*******************************
-Doruk-
Bu kadar mı üzmüştüm Derin'i, bu kadar mı kördüm? "Neyse ki gördüm" bile diyemiyorum şu an. Simayla aramda hiçbir şey yok. Birkaç kez takıldık o kadar. Ve Derin hisetti. Nasıl oldu da hissetti? Ben onun kırıldığını nasıl göremedim. Tabi ya, bana söylemeye çalışmıştı. Ama sadece sebep bu muydu? İki aydır Derin bana zaten uzak ama biz Simayla aşırı yakın değiliz bile. Derin ayrılmak istiyordu. Evet. Derin zaten gitmek istiyordu. Derin benden zaten vazgeçmişti. Bugün buraya vicdanını rahatlatmaya geldi sadece. Ayrılığın verdiği sorumluluktan kurtulmaya! DERİN BENİ TERK ETTİ.
-Alo
+Alo, Doruk
-Simay Merhaba, nasılsın?
+İyiyim, sen?
-Ben de iyiyim. Canım biraz sıkkın da, akşam gelebilir misin bana?
+Tabi ki, sesin kötü geliyor. Derin ile mi bir şey oldu?
-Yani.. Kısmen.. Evet..
+Tamam, akşam 9 gibi sendeyim
*******************
AYNI GÜNÜN GECESİ
-Derin-
1 Mesaj alındı: Bendeki eşyalarını küçük bavuluna koydum. İstediğin zaman gelip alabilirsin.(Doruk)
İnanamıyorum. Şüphelerimde haklıydım. Kesinlikle biri var. Hiç uğraşmadı bile. Çabalamadı bitmesin diye. Öyle mi Doruk Bey, peki alalım o zaman.
-Doruk-
1 mesaj alındı: Tamam hazırlanıp geliyorum almaya (Derin)
Hiç tepki bile vermedi. Kesin bir başkası var. Anlamıştım zaten. Derin beni boşa bırakmazdı! Simayla karşılaşmasalar bari.
-Simay-
3 Cevapsız Arama:Doruk
Derinle kesin ayrıldılar. Dorukla aramda hiçbir engel kalmadı. Elbet biteceki. Bu gün bitti. Ve bu gün başlayacak her şey bizim için sevgilim. Sen artık her şeyinle benimsin.
-Yazar-
Derin kızgınlığının ardında umutla gidiyordu yine o kapıya. Doruk da farkındalıklarının ardındaki pişmanlıkla bekliyordu Derin'i. Derin attığı adımların, kalp atışlarıyla paralel bir şekilde hızlandığını fark etti. Bir an durdu. Etrafına bakındı. Son kez geliyordu bu sokağa. Derin bir nefes aldı. Yürümeye devam etti.
Son kez üstününe bakarak kapı zilini çaldı Derin. Kapının ardında Doruk parfümünü sıktı, aynada saçlarını düzelttikten sonra kapıyı açtı.
-Hoşgeldin
+Hoşbuldum
Birkaç saniyelik bir sessizliğin ardından
-Gel, bir kahve ikram edeyim(Lütfen kabul et, son kez bakayım gözlerine bu evde)
+Yok, ben eşyalarımı alayım(Sana kızgınlığımın yerini merhamet almadan gitmeliyim)
-Peki, nasıl istersen. Bekle, eşyalarını getireyim.
Birkaç dakika sonra döndü Doruk içerden. Derin etrafı ilk kez görmüşçesine inceliyordu. Doruk'un geldiğini fark edince hafif kızardı yanakları.
-Bildiğim akdarıyla yani bulduğum kadarıyla bu kadar. Eksiklerin varsa ya da ben bulursam ararım seni.
+Tamam, teşekkürler. İyi geceler.
-Rica ederim, iyi geceler
Elini uzattı Doruk. Derin tereddütte kaldı. Sarılmayacaklar mıydı? Son bir sarılma bu denli fazla mı geldi 4 yıla?
2. BÖLÜM SONU