soğuk

14 3 0
                                    

Multimedya:Duygu

Gözlerim yavaşça aralanırken onu gördüm.

"Bulut?"

Elinde tuttuğu Röntgen filmi ile bana bakıyordu.

"Ölü'den bir farkın yok." Bakışlarımı kaçırdım.

"Ama yaparım. Bir şartla."

"Siz, Ateş ailesi her şeyi Şartla yapıyorsunuz Galiba."

Gözlerimi devirmek istedim.

"Mert ölecek biliyor musun? Mert'i iyileştiremedim. Ama o seni iyileştirmemi istiyor. Aslına bakrsan öz kardeşim bile değil." Cebinden bir sigara çıkardı.

"Sen benim istediğim dosyaları al, ve kendini Çağlar adında birisine aşık et. Ve aklını çel... Çünkü seninle baya ilgilenmiş, dün adamları beni aramaya çıkmış... Bende seni Ameliyat edeyim. Ailene ise Ameliyat olmak için Şehir dışına çıkman gerektiğini, geri döneceğini söyle. Ha, bende söylerim hiç sorun değil."

"Tamam"

"Güzel." Diyerek mırıldandı.

"Planımız nasıl biliyor musun?" Oturmamı sağladı ve anlatmaya başladı.

"Adamları beni arıyor ya, sözde seni kendi ellerimle O adamın bahçesine bırakacsğım. Ve kaçacağım..."

"Kaç yaşında?"

"Aslında benden 6 yaş küçük. 20 yaşında." Göz kırptı ve üzerime bir kaç kıyafet attı.

"Rezil rüsva gitme bunları giy. Elbisen berbat halde."

Odadan çıkınca, Siyah kazak ve Mavi dar bir kot pantolon giydim.

"Duygu, HDB olduğunu söyleme. Çaktırma da."

"Tamam."

Birlikte Arabaya bindik ve konuşmadık. Konuşmadı...

*

Çağlar

Yolda baygın adımlarla yürüyordum ta ki, Saçlarını kapatmış o kızı görene kadar.

Bora, En yakın adamımı çağırdım ve onu bir odaya koyduk.

Evet, O dün ki kızdı.

Yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. Güzele benziyordu... Yani, dikkatimi çekmişti.

"Abi, O kızı Burada tutacak mısın?"

Ona ters bir bakış attım. Bu, onun susması gerektiği anlamını taşıyordu.

Kız öksürmeye başlayınca yanına gittim.

"Korkma" gözleri açılınca ruhsuz bir şekilde gözlerime baktı.

"Korkmuyorum." Cesareti beni gülümsetirken konuşmaya devam ettim.

"Seni bahçe de baygın bir şekilde bulduk, var mı bir açıklaman?"

Düşündü... "Sen kimsin?"

Mafya'yım.

"Psikoloğum... Ama söyleyecek misin artık?"

Psikolog bir Mafya'yım.

"Ben sanırım Birisiyle kavga ettim. Sanırım, burada bayılmışım."

Gülümseme'ye çalıştı. Bu öylesine soğuk, Dıştan bir gülümsemeydi ki... İçimin soğuduğunu hissettim.

Belki, onun hakkında bilgi toplayabilirdim.

"Saat 14:00 sen sormadan Söyleyeyim. Akşam Cemre Sultan senin için çorba ve sarma saracak haberin olsun, akşam buradadın, Ruhsuz kız."

Gözlerini kırpıştırdı.

"Duygu..."

Pembemsi dudaklarını birbirine bastırdı.

"Hmm, tam da seni anlatıyor. Ben de Çağlar."

Elimi uzattım. Sıcak, hafif nemli ve küçük elleri ile ellerimi sıkınca Titrediğimi hissettim.

"Peki-, Akşam Yemek te görüşürüz."

Heyecan, Tüm bedenimdeydi... Heyecan içimdeydi. Bu kız da bir şeyler vardı. Bu kız beni tuhah hissettirmişti.

Mavi gözleri, Kahverengi Kısa saçları ve çekik burnu.

Kapı çalınca adımlarım yavaşladı.

Cemre sultan  Kapıyı açtı.

"Hoşgeldin Mert, oğlum sen misin?"

Salon da, Üç kişilik koltuğa oturdum.

Cemre sultan Mert'i buyur etti.

"Siz konuşun e mi, ben size kahve yapayım."

Mert direk oturup konuya girdi.

"Duygu..." Kaşlarım çatıldı.

"Sen Duygu'yu nereden tanıyorsun?" Terlemişe benziyordu.

Bir iş mi saklanıyordu?

"Biliyorsun sana bir hayat borçluyum." Dedi yutkunarak.

"Mert?!"

"Mert?" Duygu koşarak Merdivenlerden indi ve boynuna sarılmak istedi.

Mert geri çekildi.

"Duygu, özür dilerim. "

"Ben ölüp gittiğim de mezarıma tükürmeyin."

"Mert sus lütfen! Ölü gibi yaşamak istemiyorum."

Mert gözlerini bana çevirdi,

"Mert söyle lan!" Kükrememle Mert yerinden sıçradı, Duygu ise ölü gözlerle bakıyordu.

"Duygu"

Duygu, başını iki yana salladı.

"Özür dilerim, Duygu için." Elindeki bıçağı karnına sapladı.

SAKLAMA CENNETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin