Arkadaşım dersane çıkışı evine dönücek. Yürüyo. Bi bakıyo bi minibüs. İçindeki herkes camlara yapışmış bağırıyo. Minibüs geçiyor. Arkasından da koşan, koşarken de bağıran bi adam. Allah Allah diyip yoluna devam ediyo arkadaşım. Bir kaç metre ileride bir minibus kazası... Çatliyo ve ne olduğunu soruyo.. Açıklama şöyle: Minibüs şöförü kapıyı açıp dışarı sumkururken minibüsten düşüyo. Minibus yoluna devam ediyo... İçeridekiler olaya müdahale edecekleri yerde, camlara vurup bağırıyor. Şöfor de arkadan koşarak minibüsü yakalamaya çalışıyor.
---------------------------------------------------------------------------------------------
Ablam evlenmeden önce saatlerce odamıza kapanır, sigara ve kahve ikilisi
eşliğinde sırlarımızı dökerdik. Böyle anlardan birinde, kısık sesle
"Müzik açalım mı? Babam yan odada, bizi dinliyor olabilir." dedim. Yan
odadan gelen ve hala hatırladığımızda bizi kahkaha lara boğan ses: "Ne
dinleyecem sizi beee!"
------------------------------------------------------------------------------------------
"Seviyor musun?" dedim, "Seviyorum." dedi. "Ne kadar?" dedim, "Çok."
dedi. "Ne kadar çok?" dedim. "Her akşam eve gelip dırdırını çekecek
kadar çok..." dedi. Sustum...
-----------------------------------------------------------------------------
Hamile olan sevgili sarışın kuzenim, gebelikle ilgili okuduğun;
"Bebekler zekalarının %80'ini anneden alıyorlar." makalesinden sonra
panikle bana dönüp; "Ay inanmıyorum. Bana ne kalacak o zaman?" diye
sorduğunda sana; "Üzülme öyle bile olsa senin kaybedeceğin bir şey yok!" diyemedim ya! Lanet olsun içimdeki insan sevgisine!
-----------------------------------------------------------------------------
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi
Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış
kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı
boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini
bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Postanede çalışan görevliler mektupları ayırırken bir adres dikkatlerini çeker. Adres "Noel Babadır." Böyle bir adres olamayacağı için mektubu açıp okurlar.
-Sevgili noel baba ben kimsesizler yurdunda kalan bir çocuğum. Geçen senede seni geleceksin diye çok bekledim ama gelmedin. Bu sene gelirsen bana bir ayakkabı bir boyama kalemi bir de kalem kutusu getir. seni çok seviyorum.
yazılıdır. Tüm postacılar çok duygulanır. Bu yetim yavrunun isteğini yerine getirmek isterler. Aralarında para toplayıp bir ayakkabı bir boyama kalemi takımı alırlar ancak paraları kalem kutusu almaya yetmez. Aldıklarını çocuğun adresine gönderirler. Bir hafta sonra çocuktan noel babaya yeni bir mektup gelir. Postacılar merakla açıp okurlar.
-Sevgili noel baba. Gönderdiğin hediyeleri aldım çok teşekkür ederim. Ancak içinden kalem kutusu çıkmadı. Herhalde postanedeki şerefsizler açıp aldılar.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Lutfen votelerinizi eksik etmeyinn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Komik Hikayeler
HumorGülmek mi istiyorsun Tam senlik bir kitapla karşı karşıyasın