Koçluktaki sisteme alışamıyordum. Oyun oynamak yerine neden test çözüyordum ki aklım fikrim e-spordaydı. Dersler geçmek bilmiyordu. Çünkü bugün sözel dersler ağırlıklıydı. Ders boyunca internet kafeye gidip oyun oynama hayali kurdum. Derse kulak asmıyordum. Beklemediğim bir anda Birsen Hoca benim dersle ilgilenmediğimi fark edip sınıfı sözlü yapmaya karar verdi. Demek ki benim gibi dersle ilgili birçok öğrenci varmış. Öğretmen yoklamadan rastgele birisini seçti. "Ayla Kartal ayağa kalk" dedi ve sorusunu sordu "Milliyetçilik Akımının nedeni nedir?"adının Ayla olduğunu öğrendiğim kız hemen "Fransız İhtilali" dedi ve yerine oturdu. Öğretmen bir kişi daha seçti. Kalkmayı umuyordum ama ummak bir işe yaramamıştı. "Caner Yener ayağa kalk" dedi öğretmenimiz. Kolay sormasını beklerken en zor soruyu sordu. O sırada kitabı karıştırmaya başladım. Ve "Otur yerine hem çalışmamış hem de dersimi sabote ediyor" diye bağırdı. Üzülmüştüm ama öğretmenimiz haklıydı bağırmaya devam etti. "Annenin veya babanın numarasını ver, ne yaptığını söyleyeyim de belki sana çeki düzen verirler" dedi. Ben de gözüm dolarak "Benim annem ve babam yok, yetimhanede büyüdüm ben" dedim. Gözyaşlarıma engel olmaya çalışıyorum ama işe yaramıyordu bende artık kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Sonra öğretmen yanıma geldi ve bana bir anne şefkati ile sarıldı.
