Sebepsiz bir ağrının ağır ağır sirayet etmesi gibi vücuda yavaş yavaş dinledim sizi akıttığınız zehir uyarınca
oysa her sabah ben ölmememişliğimle uğraşırken, annemken hayata ısrarımın tek esbab-ı mucibesi
yatanı çoktan unutulmuş köhne bir türbe gibi hem anlamlı hem anlamsız biçimsiz bir heyula!----------------------------------------------------
Kafasının içindeki seslerden kurtulmak ister gibi birden kalktı. İlk saate baktı sonrasında da aynaya . Geçen gün ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.
Birden saat aklına geldi, hep böyle zamanlarda bu gelmez miydi zaten.
Her yıl daha şiddetli her saniye daha çok acıtıyor. Sezgiler yanıltır... Ya doğruysa?
Yine oturmuştu masaya . Yazdığı 2 ,3 cümleye baktı. Sadece baktı. Okumadı. Boş hissediyordu bomboş. Dibinde bir yudum kalmış şarap fıçısı gibi .Unutulmuş hissediyordu . Caddeden arabalar geçiyor , insanlar yürümeye devam ediyor, bulutlar teker teker geçip gidiyor ama o hâlâ oturduğu yerde duruyor ve boş gözleriyle halı desenlerini inceliyordu. Bugün üzgün bile hissedemiyor sadece başındaki sarsan ağrıyla nefes alıyordu. İçinden artık pes etmek geçti . Evet bugün pes edecekti , bu bir protesto gibiydi. İpini kaçırmış dünyaya , onunla aynı hayatı yaşamamış olup eleştirenlere , sinsi bakışlara, damlayan musluğa , tabakta kalan yemeğe, boş bırakılan sorulara karşı isyan ediyordu. Ama tek kelime etmeden .Aylardır konuşmadığı insanları hatırladı . Önce ne yapıyorlar diye düşündü . Sonra boşverdi.
İstediğim şey ne benim ?
İtemsizce ayağa fırladı . Anlamsızca , nedensizce .