Öğretmenimizin telefon görüşmesinin ardından odaya girdiğini gördük.Sınıftan Yasmine haber verip bizi idare etmesini söyledik.Ayşen Hocanın girdiği odanın kapısının açıldığını duyunca çil yavrusu gibi dağılmıştık.Ben ise kendimi karşıma çıkan ilk sınıfa atmıştım.Öğrenciler merakla üstüme gelirken :
:Kantinci Kader Teyze beleş kısır dağıtıyormuş,eğer isterseniz siz de aşağı....
Cümleme devam edemeden sınıf boşalmıştı,Kader Teyze sonra beni fena belliycekti ama sıkışıklıkla ne yapacağımı bilememiştim.
Sınıf 1.kattaydı.Arka bahçeye önce yanımdan ayırmadığın cep çantamı attım sonra da kendimi. Bahçeyi kolaçan ettim. kimseler yoktu. Sağ taraftan dolanıp öğretmenler odasının camından baktım. Bu defa şans yüzüme tükürmemişti! İçeride kimsecikler yoktu. Kafes demirlerine tutunup arasından geçmeye çalıştım.Salatalık kadar bir şeydim her yere sığıyordum.Demir aralıklarının geniş olması da önemliydi tabi.Öğretmenimizin telefonunu aramaya başladım ,buraya bıraktığını düşünüyordum .Kimle konuştuğunu bulmalıydık.Bu okuldaki en teknolojik telefondu. Bu yüzden bulmam kolay oldu hemen alıp cebime attım.Tam da o anda merdivenlerden sesler gelmeye başladı.Birileri buraya geliyordu. ! Aman Allahım! ne yapacağımı bilemeden kendimi dolabın içine attım. Verdiğim nefesi geri alırken bir kez daha fotosentez yapmama lanet ettim ,kalbim deli gibi atıyordu.
Kapının açılmasıyla rahatsızca kıpırdanmılştım.Ayak sesleri geliyordu,içeri girenler bir değil bi kaç kişiydi.Öğretmen olmadıklarına emindim ,siyah takım elbiseli 3 tane adamdılar.Ama bunlar kimdi ? Ortadaki adamın şunu dediğini duydum
-"DOLAPLARA DA BAKIN ,FAZLA VAKTİMİZ YOK ".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APTAL SINIF
PertualanganSınıfça gittikleri yerde kaybolan sınıfın kendilerini düşürdükleri kuyudan nasıl kurtulabileceklerine şahit olun .Herşey kargoyla gelen mektup ile başlar ...