İçime düşünen sıkıntı artık patlama noktasındaydı neler olacağını düşünmek bile miğdeme kramplar girmesine sebebi oluyordu kafamda ki seneryolar artıyor uzun zaman sonra tekrar karşılaşmanın verdiği acizane duygunun yükünü sırtıma almıştım attığım her adım acı içinde bağırırken ona yardım edemediğimin de koyu bir vicdansızlık olduğunu düşğnüyordum,o evde beni bırakıp gittiği aklıma bir şimşek gibi düşmüştü abim beni onun ellerine ikinci kez teslim edişinde tereddüt bile etmeyişi benden vazgeçişi öfkemi kamçılıyordu bakışları benim elimden tutmak içib çok fırsat vermişti Emir o yapmadı o kendinden başkasını düşünmedi,kafamı geriye atıp derin bir nefes almıştım boğuluyordum düşündükce nefesimi kesiliyordu aldığım darbelerin sonu yoktu ayağa kalktığımda ellerinde ki sopalar ile tekrar yere düşürüşleri beynimde daha da yer edindi,kafamı Emir'e çevirdiğimde bana baktığını fark ettim gözlerimi kaçırmadan bir kaç saniye gözlerine baktım.
-Neden,şimdi orada abimi alıyorlar Emir bana verdiğin zararı görmüyor musun?
-Sana zarar vermiyorum,bu konuya artık bir noktanın ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
-Konuşmalarınızı duydum,kimi kandırıyorsun.
-Bu kadar tutman bile büyük başarı.
-Ne demek bu?
-Senin olduğun bir yerde yüksek sesle konuşuyorsam duyman içindir Aksoy.
-Yüzüme söylemeye cesaretin mi yok.
-Cesaret,Aksoy seni öldüreceğimi kaç kere yüzüne söyledim senden saklamadım.
-O zaman orada abimin yanında öldür.
-İşime karışma!
-Bu benim hayatım ama bak herkesin oyuncağı.
-Tekrar etmeyeceğim!
-Sana duyduğum nefret hiç bir zaman dinmeyecek Emir.
-Yatakta öyle demiyordun.
-Dilim kesilseydi keşke.
-Susacaksan zevk ile.
-Ne olacaksa olsun!sıçtığımın dünyasından kurtalayım sizden kurtulayım.
Direksiyonu sertçe kırınca koluna yapışmıştı bir elim diğer elim emniyet kemerini sıkarken derin bir nefes vermiştim.
-Hiç öyle gözükmüyor.
-Emin olma.
-Öyle olsun bakalım.Arabanın içinde çalan slow şarkıların hiç biri tanıdık değildi sanki zaman benim için durmuştu radyolarda ki şarkılar hep favorim olmuştu şimdi ise anlamadığım yabancılıktı,mola yerine girdiğimizde aracı park edip yanıma geldi belime doladığı eli etimi morartına bahse girerdim.
-Nefretini ve öfkeni belime doladığın eline verme!
Anlamış gibi yapmıştı gevşeyen eli belimden ayrılmamıştı.
-İhtiyaçlarını hallet masa da bekliyorum.
Dönüp ona bakarken o ise bana kısık gözler ile bakıyordu.
-Ya kaçarsam,ya da bu adam beni zorla kaçırıyor dersem.
Dudağımın bir tarafını gülümsemeye uzak kıvırdığımda o ise çok ciddi bir tavır almıştı.
-Bunu söylerken yapamayacağını bile bile söylüyorsun.
-Ya,yaparsam.
Tek kaşımı havaya kaldırmıştım mimikler ah mimikler.
-Buyur,dene ve gör.
Bu kadar basit miydi kolumdan tutup arabaya sürükler diye tahmin ederken o ise yolu göstermişti bir tarafım hadi fırsat bu derken abimin orada olduğu aklımın ucunda yanıp yanıp sönmeye başlamıştı,arkamı dönüp gidecekken kolumdan tutup dönmemem için sırtını göğsüne yasladı şaçlarımın arasında sıcak nefesi titrememe sebeb olmuştu.
-Bir sen değil tüm aileni öldüreceğimi ve onları bir kurşun ile değilde aklından dahi geçmeyecek işgenceler ile bunu bir düşün ben masadayım.Son cümlesine doğru yumuşayan sesinden sonra hemen ayrılıp cam kenarında bulunan iki kişilik masaya geçti,orada saniyeler dakikaları kovalarken lavoboya gidip ihtiyaçlarımı hallettim bir çok insan vardı memlekete gidenler ölüme gidenler düğüne gidenler mola yerlerinde ki soğuk su kadar güzel bir şey var mı diye düşünürken yanıma gelen yaşlı teyzenin bana seslendiğini fark ettim.
-Kızım şu eşarbımı tutsan da bende bir abdest alsam.
Afallamıştım hızla kendimi toparlayıp elimi eşarba doğru uzattım sıcak bir gülümsemeyle abdest alınan yere geçti bir kaç dakika sonra ayağa kalkıp ellerini kuruladı.
-Seni sevdiğine ailene bağışlasın mevla.
Gülümseyip.
-Teşekkür ederim.
-Evli değilsin anlaşılan,benim oğlan da iyi bir kız bulamadı.
Yüzümde ki sırıtışa dönen bir ifade ile bakıyordum.
-Nereden anladınız,ama evet.
-Yüzük yok parmağında güzel parmaklarına yakışan bir tek taş.
Elime baktığımda soğuk suyun altında kızaran parmaklarıma cidden bir yüzüğün hak edip etmediğini kısa bir süre düşünmüştüm.
-Kendinize iyi bakın.
-Sende evladım sende.
Yanından ayrılırken kapıdan çıktığım an karşımda Emir'i görmüştüm ne olmuştu ki cidden yapacağımı mı düşünmüştü yüzümde ki sırıtış yavaş yavaş yok oluyordu.
-İçeriye girseydin.
-Yürü.
O arada benim arkama biraz önce kısa konuşma yaptığım teyze çıkmıştı bana birde Emir'e baktı ah o cümle geliyordu hayır.
-Kızım ne güzel de yakışıklı oğlan yüzük yok diyince bende seni bekar zannetim.
-Şey,aslında abim kendisi.
Çevirdiğim yalan kendimin bile sen ne yapıyorsun dercesine olmuştu üzerimde hissettiğim Emir'in bakışları ardından teyze tekrar sözüne başladı.
-Aman,evladım kusura bakma selametle.
Ağır ağır yürürken bizde masaya geçmiştik,o arada gelen sıcak mercimek çorbası yolculuğun vazgeçilmeziydi.
-O kadın sana neden öyle dedi.
-İçinden geldi demek ki.
-İçerde bir konuşma olmuş demek ki,ilan mı ediyorsun bekarlığını Aksoy.
-Belki de.
Kaşığı bırakıp geriye doğru yaslandı.
-Bu kadar istekli olduğunu bilmiyordum.
-Eşarbını tutmamı istedi,bende tutum o arada parmağıma bakmış yüzükte olmayınca evli değil misin dedi hatta oğlunun olduğunu söyledi hayatta kalırsam değerlendireceğim.
-Öyle mi Aksoy.
O arada karşı masaya dört kişi gelmişti kafamı çevirdiğimde teyze ve ailesi sonra dan tam katılan oğlu bana attığı bakışı Emir'in görmemesini dilemiştim.
-Bu mu!
Kafamı Emir' çevirdiğimde o ise sırtını dikleştirmişti biraz daha öne eğilirken.
-Onun ölmesini istemiyorsan bir daha bakma!
Kafamı kaldırıp öfke ile bakarken hızla ayağa kalkmıştım kolumdan tutup sertçe kalktığım koltuğa oturmuştum.
-Bana bunu yapma!
-Sen zorluyorsun bunu ikimiz de biliyoruz.
-Gözlerimi kör edebilirsin kalbimi asla beni bu kadar köreltemezsin anlıyor musun.
-Git.
Anlamsızca bir kaç saniye baktıktan sonra mola yerinden ayrılıp arabanın yanında volta atmaya başlamıştım hali ile hava buz kadar soğuktu arabanın camından kızaran yüzüme bakıp çevreyi inceliyordum.
Kaç dakika geçmişti on beş,yarım saat .
Derken emin adımları ile kapıda belirdi ona doğru bakarken ona duydum onun yanında güvende hissettiğimi anlayamıyordum ona kızmak istesem de başarısızdı.
-Arabada beklemeliydin.
Yanıma geldiğinde yüzüme çarpan parfüm kokusu düşüncelerimi ikiye katlamıştı.
-Sende anahtar.
-Açık araba.
Kapıyı açıp içeri girmem için eli ile gösterdiğinde dediğini yapmıştım kapılarını açık bırakması şaşırtmıştı beni sorgulamak istemiyorsun.
Yol boyu sessizlik olmuştu dışar da üşüdüğün için grip kapıyı çalmıştı aracın içi sıcaktı fakat içimde ki soğukluk gitmiyordu.Akşama kaymıştı vakit hiç bir mola yerinde durmamıştık Emir aracı kenara çekip bir kaç telefon görüşmesi yapmıştı artık abime yaklaşmıştım düzensiz atan kalbime aldırış dahi etmiyordum.
-Yarım saat sonra orada olacağız.
Kar yağmıştı buraya artık herşey farklı geliyordu şehir hayatına atılan bir yere benzeyen bir kaç blok ev vardı karanlıkta görebildiğim bu kadardı. Kar havası içeri dolarken sokak aydınlatmaların azaldığını fark ettim.
-Şehirden ayrılıyor muyuz?
-İleri de kiralık dağ evleri var.
-Bizi orada mı bekliyorlar.
-Evet,geldik.
Aracı park etmişti ileri de yanan bir kaç ışık vardı kapının önünde yanan ışık ile o tarafa yürümeye başlamıştık ayaklarımın altında ezilen karlar saniye ki bana bir şey anlatmak istiyordu ellerim titriyordu.
Kapıya üç kez vurmuştu Emir.
Ağır ağır açılan kapıdan içeriye girdiğimizde kan kokusu çarpmıştı yüzüme endişe ile bakarken sandalyeyr bağlanmış abimi gördüm başı eğik bir şekildeydi belki de baygın dı.
-Ona ne yaptınız!
Öfkemi tutacak artık ne bir güç ne bir sebeb kalmıştı ölüm o oda da dizlerimizin dibinde avuçlarımın içinde sözlerimin bitiminde bekliyordu...Merhaba!
Bu bölümden sonrası beni bir hayli üzen bir bölüm Spoi yemediniz merak etmeyin.
"Sınavlarınız olduğunda veya buraya yazılan tek cümleye bile saniyelerinizi verdiğiniz için minnettarım."
"Bir şey daha eklemek isterim şayet tüm yorumlarda inceliğiniz ve kırmadan onarmanız eksik yazdığım yerleri argo kelimeleri kullanmadan söylemeniz bana verilen en önemli incelik ve kibarlık diye düşünüyorum."Geri Sayımlarda Buluşuncaya Dek...
♢3♢
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA İLE AŞK
Teen Fiction-Beni öldürme yalvarırım,hem ben sana ne yaptım. Silahı alınma koydu. -son sözlerin nedir? -Yapma Ve kurşunun korkunç sesi kulakları sağır edecek derecedeydi. Bir kaç saniye durdum acı yoktu ölmüşmüydüm gözlerimi yavaş yavaş açtığımda ben...