Sabah çok rahat uyanmıştım. Dün olanlar aklıma gelince utanmaya başladım. İlk defa bu kadar cesur davranmıştım. Yanımda Scott ı görememiştim. Belki de vampirler olarak kahvaltı öncesi atıştırma yapıyorlardı. İğrenç! Çok garip bir şeye dönüşüyordum ama hala kandan midem bulanıyordu. Harikayım gerçekten! Asıl aklımı kurdalayan şey ise anne ve babamın bana bükücü olduğumu söylememeleriydi. Eğer söylemiş olsalardı bu kadar şey üst üste gelmezdi. Benim doğamda olan bir şeyi benden saklamışlardı. Bir nevi kendimi bulmamı engellemişlerdi. Ayaklarımı yataktan sallandırdım ve ayağa kalkıp gerindim. Üstümü giyinip koridora çıktım ve banyoya gittim. İşlerimi halledip mutfağa gittim. Tahminim doğruydu. Ben hariç herkes buradaydı. "Günaydın!" dedim neşeyle. Onlar da kısaca günaydın dedikten sonra İan yanıma gelip alaycı bakışlarını üzerime dikti. "Ne var?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Dudağının bir kenarı yukarı kıvrıldı ve "Anlaşılan dün gelinimiz oldun?" dedi sorar gibiydi ama dalga geçtiği belliydi. Renee ve Jeremy de hemen bize döndüler. Renee garip bir çığlık attı ve "Aman Tanrım! Scott la evleniyor musunuz?" gözlerimi devirdim ağzımı açacakken Scott oluşturduğumuz çemberi bozdu ve yanıma gelerek dudağıma küçük bir öpücük bırakıp konuşmaya başladı "Evet evleneceğiz." dediğinde dirseğimle karnına geçirdim. Oha! O ne! Çocuğun karnı taş. Bildiğin taş. Sırıtarak sözlerinin devamını getirmek için ağzını açmıştı ki Renee bir çığlık daha atıp "Yoksaaa... İşimi pişirdiniz!??!!" dediği anda hızlı bir şekilde "Saçmalama!" diye bağırdım. Scott dikkati toplamak ister gibi boğazını temizledi ve "Evleneceğiz.... Ama ileride. Ayrıca şu an çıkmıyoruz." Renee düşmüş omuzlarıyla tekrar konuşmaya başladı "Aaamaaa nedeeeen?" deyip alt dudağını sarkıttı. Scott ona gözlerini devirip bakarken "Çünkü Amy şu an hazır olmadığını söylüyor." dedi. Onun da canı sıkılmıştı besbelli. Bir anda dudaklarımı öptü ve "Ama onu öpmeme aldırmıyor!" diye neşeyle bağırdı. İan gözlerini devirdi ve "Tanrım! Bari kızın yanında böyle davranma!" dedi. Sonra bana göz kırpıp "Kaderini değiştirmek istersen burdayım Asi Kız." dedi. "Hah! Sanki sana kaldım." diye mırıldandım. "Mırıldansanda dediğini duydum. Vampir im ben vampir! Hem de melek vampir! Boru değil!" dediğinde hepimiz kahkahalarla gülmeye başlamıştık.
Bu kez kahvaltı sofrasını Renee ve ben hazırlamıştık. Gerçi Renee yerine ben hazırlamıştım. Çünkü Renee o sırada bana dün geceyle ve gelecekle ilgili sorular soruyordu. Hiç durmadan. Susmadan! Nefes almıyordu! Ama kimin umrunda o bir vampirdi. Benim kafamı dağıtıyordu. İşte Renee yi bu yüzden çok seviyordum. Beni sıkmıyordu. Dertlerime çare bulmaya çalışıyordu. Ayrıca eminim kimsenin en iyi arkadaşı peri vampir değildir. Kahvaltıdan sonra bir masanın etrafına toplanıp sohbet etmeye başladık. Normal insanlar gibi normal normal konuşuyorduk. Taa ki yağmur durup "Yağmur durmuuuş." diye cıyıklayan bir ben ile karşılaşana kadar. İan sesimi taklit ederek "Yaşasııın! Hadi gidip ip atlayalııım!" dedi. Bende dahil herkes ona göz devirdiğinde ayağa kalktım ve "Bugün bana izin verir misiniz?" diye sorduğumda Scott başını salladı ve "Tabi kii. Ama niçin?" "Annemlerle konuşmam gereken şeyler var." dedim ciddiyetle. Yukarı kata çıkıp çantamı aldım ve aşağı döndüm. Herkesi kucakladım ve "Her şey için teşekkür ederim...." İan sözümü keserek "Ne demek! Gelin hanım için her şeyi yapmaya hazırız." ona gözlerimi devirdim ve "Her neyse... Yarın görüşürüz." dedim. Arkamdan görüşüz vs şeyler mırıldandıklarında Scott la kafe nin kapısını açmıştık. Güneş alnıma vurduğunda bu duyguyu özlediğimi fark ettim. Bir kaç gündür güneş yüzü görmemiştim. Scott la motoruna gittik. Kaskı elime aldım kafama takmadan önce "Hızlı gidersen üstüne kusarım haberin olsun." dedim. Güldü. Gülüşü bile vücudumu eritiyordu. Beni öptüğünde nasıl hissettiğimi siz düşünün. İçimde nükleer santraller patlıyordu! Kaskı takıp arkasına geçtim ve sıkıca beline sarıldım. Sanırım kusacağımdan korkmuştu ve yavaş sürüyordu. Bağırarak "Kusarsan diye değil! Motorum um kusmuk kokmasını istemediğim için!" diye bağırdı. Göremeyeceğini bildiğim halde gözlerimi devirdim. Gıcık! Uyuz! Öküz! Motorun batsın!
Eve geldiğimizde motordan indim. Kaskını ona dikkatlice verdim ve "Aman dikkat et! Kırılmasın! İçini de kokla şimdi kötü felan kokuyosa...!" dediğimde gülümseyerek yanıma geldi. Elleriyle omuzlarımdan tuttu ve "Senin kokunu hiç bir şeye değişmem. Kusmuk kokuyor olsan bile." biraz düşündü ve "Son cümleyi unut." dedi sırıtarak. "Öküz!" diye mırıldandım. Hafifçe burnumun üstünü öptü. "Sen de iyi alıştın bu öpücük işine! Muck muck öpüyon." dedim. "Seni öpmek hoşuma gidiyor." diye mırıldanıp dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu. "Annemler görecek!" deyip onu ittirdim. "Neyse yarın görüşürüz." dedim. Geri geri kapıya ilerlerken o da bana "Görüşürüz." dedi. Ayağım takıldığında düşmeden bir anda dibimde bitmişti. "Sence de artık düz yolda doğru düzgün yürümeyi öğrenmenin vakti gelmedi mi?" diye mırıldanıp beni bıraktı. Başımı utançla eğip doğru düzgün yürümeye çalıştım. Kapıya vardığımda beni arkamdan takip eden Scott a dönüp ona doğru koştum ve yanağından öpmek için parmaklarım ucunda yükseldim. Bir anda vücudum alev aldı. Gerçekten alev almıştım. Yanıyordum! Çığlık atarak koşmaya başladım. O sırada annem ve babam gelmişti. Her kafadan bir ses çıkıyordu ve ben YANIYORDUM! Kendimi yere attım ve yerde yuvarlanmaya başladım. "Su getireyim!" "Islak battaniye!" bunlar anne ve babamdan çıkmıştı. İyi de bana ne oluyordu? Scott bana eğilerek "Amy sakin ol!" diye bağırdı. Bir anda durdum. Vücudum alev almıştı ve ben öylece durmuş Scott ı dinliyordum. "Sakinleştikçe vücudunun yanmadığını göreceksin. Korkma. Sadece Ateş elementi kendini gösteriyor ve Ateş i bükmeyi bir an önce öğrenmelisin." sonlara doğru sesi kısılmıştı ama anlamıştım. Sakinleşince gerçekten yanmadığımı hissettim. Sadece derimden ateş çıkıyordu ama ben yanmıyordum. Scott elini koluma dokunmak için uzattı. "Lanet olsun!" diye bağırarak geri çektiğinde elinin yandığını anlamıştım. Dostum! Bu süper bir şeydi! Ben yanmıyordum ama bana dokunan yanıyordu! VAY BE! Babamın "Beni dinlemiyor ama onun dediğini anında yapıyor!" diye homurdandığını duyunca bakışlarımı onlara çevirdim. Onlarla konuşmam gereken önemli konular vardı. Mesela neden safkan bükücü olduğumu söylemediklerini?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATSIZ
FantasíaAmy yeni bi kasabaya taşınmıştır ama bu kasaba bi gariptir. Partileriyle olsun, insanlarıyla olsun, oyunlarıyla olsun... Bir de Amy nin çalıştığı kafe vardır. Ama ne yakışıklı patronu ne de arkadaşları normaldir. Gittiği kumsal partisinde ısırıldığı...