Sabah güneşinin gözümü kamaştıran ışığıyla uyandım. Olanlar bir türlü aklımdan çıkmıyordu kafamı boşaltıp olacakları düşünmeye başladım. Yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde yüzümdeki morlukla karşılaştım. Elimi yüzümdeki morluğa doğru götürdüm.
"Ahh ! "
Canan sert vurmuş olmalı ki yüzüm çok acımıştı. Güçlü bir kadın değildi nasıl becerebilmişti lanet karı. Morluğu gördükten sonra okul aklıma geldi. Bu halde nasıl gidecektim. Daha önce yüzümü yine morartmıştı ama bu fazla morarmıştı.
Aklıma direk fondötenim geldi. Direk odaya koşarak çekmeceden fondöteni kapıp banyoya gittim ve yüzüme sürmeye başladım bir türlü kapanmıyordu. Ne biçim bir morarıktı bu ?? Ne kadar uğraştıysamda morluk öylece kaldı. Canan'a görünmeden çaresizce okula gittim.
Ne yapacaktım ? Herkes bana bakıp gülecekti. Neden vurmuştu ki Canan ne vardı sanki tertemiz çamaşırları beğenmemişti sırf bana iş çıkartmak için.
Okulun önüne gelmiştim. Sedef okulun camından beni gördü ve direk yanıma geldi. Heralde hiç beceremiştim fondötenle kapatmayı ki Sedef beni gördüğü gibi yüzünü asıp aşağıya indi.
" Yine mi Canan karısı ? "
Sedef benim tek arkadaşımdı her şeyimi anlatırdım ona. Okuldakilerin beni eziklemelerine karşı hep korurdu beni.
" Başka kim olabilir ? " deyip geçiştirdim.
Haklısın anlamında başını salladı. Okula doğru yürümeye başladık.
" Onu bunu boşverde bu halde nasıl milletin karşısına çıkıcam ? "
" Hele bi içeri girelim de çaresine bakarız. Şimdilik saçını öne at. "
" Öyle de salak gibi oluyom bee. "
" Diğer halinden iyidir. Bu sefer kötü vurmuş ne yaptın ki böyle oldu ? "
" Her zaman ki şeyler işte ama heralde bu sefer başka bir şeye de sinirlendi ondan böyle oldu. "
" Neyse kızım sınıfa geldik dikkat çekmemeye çalış. "
" Tamam tamam hadi gir. "
İşte 12-D. Sınıfa girdiğim zaman sınıftakiler direk bana bakıp aralarında bir şeyler konuşmaya başladılar. Sedef, bir şeyin belli olmadığını söylüyordu. Ben de bir şey anlamadan sıraya çantamı koydum ve öylece oturdum. Gece rahat uyuyamamıştım. Uykumu alabilmek için başımı sıraya koyup uyumaya başladım. Zilin sesiyle uyandım ve başımı kaldırdığımda Sedef iki poğaçayla bizim sıraya geliyodu. Tekini bana uzattı birlikte yemeye başladık.
" Sağol. " dedim aniden.
"Poğaça için değil sadece bana bugüne kadar hep yardım ettiğin için. " O sırada poğaçaları bitirmiştik. Bu duygulu konuşma Sedef'in hoşuna gitmiş olucak ki hemen sarıldık.
" Bunlar için teşekkür etmene gerek yok sen benim en iyi arkadaşımsın. "
Sedef'in benden başka arkadaşları vardı tabii ama en iyi arkadaşı bendim. Bu kadar iyi bir kızın en iyi arkadaşı olmam harika bir duyguydu.
İlk ders kimyaydı, çok çalışkan bir kız olmamama rağmen az çok anlıyordum kimyadan. Canandan fırsat mı kalıyordu ders çalışmaya sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Irmak'ın Kıyısında
RomanceAİLESİNİ YENİ KAYBETMİŞ BİR KIZIN DRAM DOLU AŞK HİKAYESİ..