Burnuma sweatimin kokusu dolsun diye yüzümü koluma daha çok bastırdım. Kafamı kaldırıp dışarısının havasını zerre kadar solumak istemiyordum. Gözlerim kapalıykende aklıma güzel manzaralar gelmiyor boş siyah bir ekran izlemiş oluyordum.
Bugün ayrı bir heyecan vardı. Yanımdan geçerken konuşan benim gözümde cıvıldayan kızlar vardı mesela, bir kaç kız saçına özenle bukleler yerleştirmişti. O bukleleri yapmak için sabahın köründe kalktığına bahse bile girerdim.
Bugün yemekler özellikle seçilip yapılmış gibiydi. Müdüre joo'nun bu işte parmağı olduğu belliydi. Bir an aklıma aynı yemeği üç gün yediğimiz geldi. Haksızlık diye geçirdim içimden.
Herkes hararetli hararetli bir şeyler konuşuyordu masalarında.
Normal bir günde sönük kalan kelimeler bugün ağızlarından sabırsızca çıkıyordu.İç sesim kulağıma "aptal kızlar sanırım hayatlarında hiç hayal kırıklığı uğramamışlar"diye fısıldayınca ona ilk defa hak verdim.
Yemekhanedeki bütün masaların aksine bizim en köşedeki masamız olduğundan daha sessizdi.
Ben kendimce konuşmama kararı almıştım. Başıma gelebilecekleri ancak bu şekilde protesto edebiliyordum.
Galiba minnie'de benimle aynı kararı almış olacak ki sessizliğini büyük bir özenle koruyordu.
Ayağımla hafifçe ayağına vurdum. Ufak bir irkilmeyle bana döndü.
"bugünü kara gün ilan edip yas tutan sadece ben varım zannediyordum. Fakat yalnız değilim galiba, buna sevindim"
gülümsedi.
"sadece uykum var bir iki gecedir uyuyamıyorum. Bilirsin yataklar berbat"
Evet yatakların berbat olduğunu kesinlikle biliyordum. Fakat bu geçerli bir bahanemiydi işte ondan emin değildim.
"sen istesen ayakta bile uyursun minnie, o yüzden suçu lütfen yataklara atma."
Arkadaşlığın diğer bir kuralı sorunun ne olduğunu tahmin etsende sor ve anlatmasını bekle. Bende kuralı uyguladım ve beklemeye başladım.
Minnie tam da çökük omuzlarını yukarı kaldırmış bir şeyler söyliyecekti ki....
Seungwanın elimdeki tepsiyi sert bir şekilde masaya koyması benim sorularımı ve minnie'nin sorunlarını bir duman gibi dağıttı.
"sakın! sakın nefes almayın! "
Telaşlı telaşlı konuşuyor bir yandan da koluyla burnunu kapatıyordu.
"sakın nefes almayın çünkü soluduğunuz şey hava değil soluduğunuz şey oksijen baloncuklarını katletmiş kız parfümü"
Söylediği şey çok komikmiş gibi gülmeye başladı. Sandalyeyi gürültülü bir şekilde çekip oturdu.
" inanabiliyomusunuz pasaklı saeron bile saçlarını taramış. Bu çok şaşırtıcı."
Tepsisindeki kekten bir ısırık aldı.
Ağzı dolu bir şekilde konuşmaya
başladı."aslında bugün oldukça şaşırtıcı saçını yapan kızlar...sessizce oturan minnie.. Ve yemekhanede olan hyejin. Ben bugün yataktan falan çıkmazsın yorganın altında kendini boğmaya çalışırsın diye düşünmüştüm. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʟᴏɴᴇʟʏ ʜᴇᴀʀᴛs ᴄʟᴜʙ - ᴋɪᴍ ᴛᴀᴇʜʏᴜɴɢ
FanfictionYalnız kalpler kulübü; Benim gibi biriyle birlikte olmak ister misin?