Cinderella

417 47 85
                                    

Yerde yatıyorum rüyamda, ağaçların çok olduğu orman vari bir yerdeyim. Başka bir evrendeymiş gibi hissettiren bir yer burası.
Nemli çimenler çıplak kollarıma değiyorlar. Burnuma yapmacıklıktan uzak doğayla harmanlanmış bir kaç ezgi doluyor.

Bir an düşünmeden edemiyorum diğerleri nerede, ama sonradan umursamıyorum. Burası sadece bana ait bir yer olmalı.
O kadar huzurluyum ki kendimi uykunun ellerine bırakmadan önce derin bir iç çekip kollarımı kafamın altına koyuyorum.

Tam gözlerimi sımsıkı yummuşken üzerime bir gölgelik düşüyor. Kaşlarımı çatıyorum. Güneşimi kesen beni karanlığa iten şeyi merak ediyorum.

Gözlerimi açmamla tam tepemde suratına kocaman bir gülümseme yerleştirmiş taehyungu görüyorum. Oda en az benim kadar mutlu.

"hyejin uyanma vakti"

Eğer belki onu görmezden gelirsem gider diye düşünüyorum. Gözlerimi tekrardan kapatıyorum.
Bir o kadar melodik ama kulaklarımı kapamama neden olacak şekilde gülüyor.

"beni görmemezlikten mi geliyorsun" Keyfimi kaçırıyor. Hemde çok uzaklara.

"hyejin!" beni şiddetli bir şekilde sarsıyor. Gözlerimi daha sıkı yumuyorum.

"kalksana seni velet diğerleri uyanacak"

Yatağımdan hızlıca doğrulduğumda soyuyla nerdeyse burun buruna geldim. Rüyamın aydınlık havasından yatakhanenin karanlığına düşmüştüm.
Soyu fısıltıyla konuşuyordu.

"şimdiden beş dakika geçiktin kalk hemen, kova dışarıda daha yerlerini silmen gereken koca bir okul var"

Ben uyku sersemliği ve rüyanın etkisiyle hızla kafamı sallarken o dışarı çıktı. Daha güneş doğmaya yeltenmemişti bile. Huzur içinde yumuşak yataklarında uyuyan arkadaşlarıma bakıp derin bir iç çektim. Böyle uykuları rüyamda bile göremiyordum.

Müdüre bana bu sefer insaflı davranıp yer silmeyle ödüllendirmişti. Sadece özür dilemekle kurtulamassını da ekleyerek.
Soyu benim ceza yemem sayesinde bir günlük işten yırttığı için belki günün sonunda bana hizmetli odasında bir kahve ısmarlardı.

Bezin sulu izleri kirli fayanslarda lekeler bırakırken rüyamı düşünüyordum. Taehyungla rüyalarıma girecek kadar ne yaşamıştım bilmiyorum. Ona karşı fobim olabilirmiydi. Taehyungu görmek onunla konuşmak beni huzursuz ediyordu. Boş koridorda uykulu sesim yankı yaptı.

"ne saçma bir bilinçaltın var"

İki saatlik yer silme serüveninin sonuna gelmek üzereyken yerler adeta parlıyordu. Ama benim o kadar temiz olduğum söylenemezdi. Sadece spor salonu kalmıştı. Kendime güçsüz ve duygusuz bir başarabilirsin nutuğu çekip ayaklarımı adeta sürükleyerek salona geldim. Elim kapının kolunu indirecekken duraksadı. İçeriden top sesi geliyordu.

Kapıyı açtığımda Taehyung elinde potaya atmak üzere olduğu topla bende bir asaymış gibi asil tuttuğum sopamla karşılıklı baka kaldık.

Aslında kovamıda alıp geri geri çıkmam gerekiyordu, ama onun yerine kafamı eğip kenardan kenardan içeri girdim.
Bu yer silme işini kimse görmeden bitirmeyi planlamıştım oysa ki. Tabi basketbol topunu rüyasında gören taehyung olmasaydı.

Ona bakmadan sopamı kovaya daldırdığımda içimden lütfen oynamaya devam et diye neredeyse yalvarıyordum.

ʟᴏɴᴇʟʏ ʜᴇᴀʀᴛs ᴄʟᴜʙ - ᴋɪᴍ ᴛᴀᴇʜʏᴜɴɢHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin