Now You Know

692 66 137
                                    

*Kyungsoo'nun doğum gününe girdik! Doğum günün kutlu olsun biasım, hayatım, ben ve benden çok daha fazlası. Medyayı dinleyin. Her bölüme aynı şarkıyı koyacağım çünkü bu hikayeye kainat üzerinde daha çok uyan başka bir şarkı yok.*

Kim Jongin bir üniversite öğrencisiydi. Günlerine minik bir kahvaltıyla başlar, ardından sessizce yürüyerek okuluna giderdi. Ailesinden uzakta bir yurtta kalıyordu. Şehrin üniversitesine uzak bir kısmında oturan ailesini arada ziyarete giderdi. İki haftada bir haftasonlarını onların evinde geçirirdi. Geri kalanında arkadaşlarıyla beraber gezer, eğlenir, hayatın keyfine varırdı.

İkinci sınıftı ve dersleri yeni başlamıştı Bahar döneminde. Havanın ısınmaya başladığı günler gelmekteydi. Hala kahverengi kalın montunu giyse de içinde çiçeklerin açacağı zamanları bekleyen bir çocuk vardı. Yakın zamanda yirmi iki yaşına basmış, sorumluluklarının bilincinde olan bir gençti de aynı zamanda. Yarı zamanlı bir işte haftanın dört günü çalışıyor, cuma ve haftasonu ise kazandığı bahşişleri yiyordu.

Arkadaşları kafeye ziyarete geliyordu sıklıkla. Çoğu dersi öğlen iki olmadan bittiğinden düzgün bir sistem oturtabilmişti onların da yardımıyla. Arada patronu oturmasına ve kahve içmesine izin veriyordu eğer kafe boşsa. Yazın başladığı bu işte yakın zamanda bir senesini doldurup maaşını arttırmayı planlıyordu.

Kim Jongin için her şey pili hiç bitmeyen ve aksamadan işleyen bir saat gibiydi. Bir gün okulda yanlış kişiye denk gelene dek.

Elindeki çantasıyla yürüyordu. Yanında Chanyeol vardı, üst sınıflardan en yakın arkadaşı. Ortak bir derslerinde tanışmışlardı. Ne yazık ki biraz aklı havadaydı ve ikinci sınıfın en önemli dersinden kalmıştı. Gerçi rahatsız sayılmazdı Jongin. En yakın arkadaşını böyle edinip kurtulmuştu ona uymayan insanlarla takılmaktan.

Konuşmayı da çok severdi. Bu nedenle çarpmıştı kendinden oldukça kısa adama. Dikkati dağılmıştı anlattığı komik bir olaydan dolayı. Düşürdüğü telefonu ve kulaklığı almak için hızla eğildi. Diğerinin kalkık siyah saçları çarpmıştı yüzüne. Kulaklığın başını alabilmişken ucu onda kalmıştı. Ayağa kalktıklarında yaptığı hatayı farkında olarak bırakıp elinden bacaklarına çarpmasına neden oldu.

"Özür dilerim."

Çocuk bakışlarını telefonunun yara almadığını kontrol ettikten sonra kaldırdı. O an Jongin yalnızca dünyanın o gözlerin içinde döndüğünü düşünebilmişti. İri boncuk gibi olan göz bebekleri şaşkınlıkla büyümüş, kalın kaşları havaya kalkmıştı. Kırpmıştırmıştı kirpiklerini. Tatlı görüntüsüne karşı aniden hızlanmıştı kalbi esmerin.

"Ben Jongin." Aniden tanımak istedi onu. Söyleyiverdi adını hiç düşünmeden. Tek isteği onunkini de duymaktı.

"Do Kyungsoo."

Daha fazlasını söylemeden kibarca gülümseyip ayrıldı yanlarından. Halbuki daha fazlasını söylemek istiyordu Jongin. Nerede yaşadığını, hangi bölümü okuduğunu, kaçıncı sınıf olduğunu, nerelere gittiğini, ne yemeyi sevdiğini, neden bir anda gittiğini...

Chanyeol yere eğildiğinden kirlenmiş dizlerini temizledi. Etkilendiğini anlamıştı arkadaşının ancak üstüne gitmeyeceki. Sırtını sıvazlayıp gülümsemeye çalıştı ve çekti onu olayın yaşandığı yerden. Kantine geçip oturduklarında arkadaşları gelmişti. Gün her zamanki gibi geçip Jongin iş yerine gittiğinde aklında yalnızca Kyungsoo vardı.

Ona seslenenleri duymamış, siparişleri döküp düşürmekten zor kurtulmuştu. Saat yediyi aştıktan sonra, gitme vakti yaklaşırken kapıdan biri girdi. Tüm gün aklından çıkmayan çocuktu bu. Bir anda tekrar karşısında belirivermişti. Eğer başka bir müşteriyle ilgilenip şansını kaçırmasaydı o almak istiyordu siparişini. Aniden kıskanıvermişti diğer garsonu.

Bahar // KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin