okul çıkışı geldiğinde henry nin geleceğini tamame unutmuştum mine ile konuşuyordum ve bi an birinin çantamı almaya çalıştığını hissetim ve geri dönerek
-sen kimsin ya çantamı bıraksna
-özür dilerim ben sadece sana ağırlık yapmasını istemedim tekrar özür dilerim
onu görünce deliye dönüyordum o kadar güzel bir yüzü vardı ki anlatamıyorum
mine onu görünce hemen tanıştı ve en utanç vericisi de onu sevdiğimi söyledi o zan yyüzüm o kadar kızarmıştı ki domatesten farksızdım henry küçük bi tebessümle
-seninle konuşmamm gerek şuradaki parka gidelim mi
dedi.ve ben yine hayır diyemedim ve yola koyulduk hafiif bir rüzgar estiğinde saçı rüzgarla dans ediyordu güneş batarken küçük yeşil gözlerini kısarak bana baktığında kendimi bir an başka bir yerde buldum ve biraz dikkat ettiğimde kafam kadar gamzeleri var dı içimden ağrı 'beni gamzene köm'tarzı kıroca şeyler geçiyodu parka gelmiştik ve bir banka oturk konuşmaya başladı
-şeyy dilek ben
belkide tek dedikleri buydu sonra beni kurtarırcasına telefonum çaldı yerimden nasıl fırladığımı bilmiyorum
-özür dilerim bakmama gerek
-şeyy tabi tabi bak
konuşamamı bilerek uzatıyordum her neyse telefondan güzel haberler geliyodu çocuklulk arkadaşım artık bizimle yaşıyacaktı ve bu beni çok mutlu etmişti henry nin yanına döndüğümde o da telefonla konuşuyordu
-kötü bir şey mi var?
-ya nate sevgilisnden ayrıldı da morali bozukta onu kontrol etmek için aradım şimdi de yanına gitmem gerek gelmek istermisn
ben tabiki her zaman ki gibi hayır diyemedim ve yola koyulduk