Selaam ben geldim :) çok güzel bi bölüm yazmıştım ama kaydetmeden silmisim :( Neyse tekrar yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. Bölümleri elimden geldiği kadar uzun yazmaya çalışıyorum.
Servise binecekken benimle aynı anda binen daha önce görmediğim bir çocuk dikkatimi çekti çok yakısıklıydı. Ona bakarken Rana iterek
-Hadi ya binsene diye bağırdı.
Servise bindiğimde her zamanki yerim olan en arka cam köşesine geçip diğer çocukların gelmesini bekledim. Kulaklığımı takacakken o çocuğun yanıma oturduğunu fark ettim. Gözlerimi hiç kaçırmadan onu izliyordum. Rahatsız olduğunu belli ederek kafasını başka tarafa çevirdi. Bende önüme dönerek kulaklığımı taktım. Servis yolda sürekli durup tekrar çalışıyordu çocukları evlerine bırakıyordu. Yine durmuştu fakat bu sefer uzun süre çalışmamıştı. kulaklığı çıkarıp etrafıma baktığımda servisci yoktu ve sadece ben,Rana ve ismini bilmediğim o çocuk vardı.
Ne olduğunu anlamaya çalışırken yanımdaki çocuk 'Servis bozuldu sanırım.' dedi. Tam o sırada servisci gelip 'Teker patlamış eve yürüyerek gidebilir misiniz?' dedi.
Ben cevap vermeden yanımdaki çocuk 'Gidebiliriz. Sorun olmaz' dedi.
Belki ben yürümek istemiyorum. Sana noluyo ki durduk yere?
Servisci bana baktığında gülümseyerek olur anlamında başımı salladım.
Üçümüzde servisten inip yürümeye başladık. Çocukla aynı yoldan yürüyorduk. Bana dönüp 'Evin nerede?' diye sordu. Aynı yoldan gidiyorduk yani sorması normal bisey tarif edince gülümsedi 'Noldu?' diye sordum. 'Hiiç' diye geçiştirdi sonrada kahkaha attı çok tatlı gülüyordu.' Peki senin evin neresi?' diye sordum. Sırıtıp 'Görürsün zaten' dedi. Bende 'Tamam' deyip yürümeye devam ettim. Yol boyunca konuşmamıştık. Siteye geldiğimde çocuğun nereye gideceğini merak ettiğim için ona bakıyordum
Sitenin kapısını açıp 'Girsene' diye gülümsedi.
'Peki ama sen nerde oturuyosun?'
'Aynı sitede desem.' diyerek kahkaha attı.
'Ohaa yuuh! Sen ciddi misin??'
'Gayet.' deyip sırıttı.
Çok şaşırsamda, kendime gelip içeri girdim.
'Hangi binadasın?' diye sordu elimle gösterdim. Oda
'Vay bak bu iyi oldu.' dedi.
'Sen?'
' Ayni bina.' dedi. Binanın içine girip merdivenleri çıkmaya başladım hala ismini bilmediğim o çocuğun bizim tam karşı dairemizde oturduğunu öğrendim.
Birbirimize görüşürüz diyerek eve girdik.
Okuldan gelince direk yatağıma yatıp her zamanki gibi telefonla oynardım. Hem de saatlerce.
-Bir kaç saat geçtikten sonra üst katımızda oturan En yakın arkadaşım irem geldi.
Olup biten herşeyi ona anlattım. Oda dershaneye gidiyordu, orada olanları anlatıyordu. İrem şuan sevdiğim çocukla aynı dershaneye gidiyordu ve sürekli onun ne yaptığından bahsediyordu. Bu o çocuğa olan ilgilimi daha da arttırıyordu.
Ondan bahsetme dedikçe inatlaşıp daha çok anlatıyordu.
Ve ben yeniden bağlanmıştım iste..
Çocuğun ismi Efe çok tuhaf birisi. Siyah saçları ve siyah gözleri var. Her göz göze geldiğimizde parlayan gözler..
O kadar etkilemişti ki kendine.