Bir dilek hakkım var ...Umut

25 3 0
                                    

            Teyzem bacaklarımı yatağa bırakıp yorganı üzerime çekti.Bacaklarıma dokunulduğunu bile hissedemiyordum.Nasıl bir duygu  bilinmez , anlatılmaz aslında.Yediğin dayağı hissedebilirsin ama tekerliğin altında ezilen bir çif bacağı hissedemezsin.Başımı yastığa iyice gömüp yanan gözlerimden akan yaşlara yastığımı ıslatması için izin verdim.Canım öylesine yanıyordu ki .1 yıl önce koştuğum , yürüdüğüm asfaltlar artık tekerlikli sandalye ile aşılıyordu.Bacaklarımı hissetmeyi o kadar çok istiyorum ki . Onların tekrar beni özgür kılabilmesine o kadar muhtacım ki .Bir kuş kanatları yokken ne kadar özgürse bir insanda bacakları yokken  o kadar özgürdü.Ailemi de yitirmiştim ama keşke o gün bende onlar ile ölseydim de ' bu durumda ' olmasaydım.

                         O gece hissettiğim acı ne kadar hafif geliyor.Bacaklarımı ezen tekerlek cayır cayır beni yakarken çığlıklarım ne kadar boş geliyor şimdi.Asıl şimdi canım yanıyordu.Sanki üzerimden tır geçse daha az canım yanar gibime geliyor.Bacaklarım yoktu.Eskiden yatağımda bacaklarım ile yere düşürüdğüm yorganı üzerime örten annem gibi bacaklarım da yoktu.Babam ile ile gittiğimiz göle soktuğu ayaklarım ile babama kaçamak su sıçratamayacaktım.Neşem , ailem , bacaklarım,özgürlüğüm,umudum,hepsi bir anda sarhoş bir sürücünün ufak dikkatsizliği ile yok olmuştu.

                               Sürekli baktığım tavana gözlerimi dikip içimden hızlıca saydım.Yeni bir güne girmemize , doğum günüme girmemize , 20 yaşına girmeme saniyeler kalmıştı.

10 - 9 - 8 - 7 - 6- 5 -4- 3- 2- 1...

                         Bugün , sadece bugün bir tek dilek tutacağım.Bacaklarımın tedavilere tepki göstermediğini bile bile yürümeyi dileyemezdim.Mezarlarına toprak attığım insanların geri gelmesini de isteyemezdim.Ama belki ...yeni bir umut için dilek tutabilirdim.O gece yitirdiğim umudun geri gelmesini dileyebiliridim.Sadece bir dilek hakkım vardı.

               Yeni gün , yeni bir yaş , tek dilek ,bir umut ...

                               Teyzem ince parmaklarını saçımda dolaştırıp kulağıma fısıldadı." İyi ki doğdun " 

İyi ki doğdum , teyze.Bacaklarım olmasa bile iyiki doğdum.Yaşadığım 18 yıl iyiki doğdum ama yaşamak bile denilemiyecek 2 yıla iyi ki doğdum diyemiyecektim.Teyzemin yanağında elimi koyup " Bir dilek hakkım var , teyze .Sadece bir dilek " diye mırıldandım.Teyzem elimin üzerine koyduğu elimi sıkıca kavrayıp " Yaşadığımız sürece binlerce dilek dileyebiliriz" dedi ve ellerimizi tam kalbimin üzerine koyup " Sadece dilek dilemek için gerçekten istememiz önemli , tam burdan " dedi ve ellerimizi ayırdı.Dedikleri beynimde yer yaparken o çoktan beni zorluk çekmeden tekerlikli sandaleyeye oturtturmuştu.Annemin ördüğü şalı dizlerime örtüp sandalyeyi iteleyerek banyoya sürdü.Aynanın önüne geçtiğimizde teyzem gülümseyip " Çocuğum olmadığı için değil , seni gerçekten çocuğum gibi sevdiğim için yanımda olmanı istedim."diye konuştu.Dediklerine yarım ağız gülümseyip sandalyeyi tutan ellerine uzandım ve boynumda birleştirdim.Aynadan teyzeme öpüücük atıp " Bir kızın olsaydı eğer o gerçekten senin gibi mükemmel bir kadın olurdu " dedim.Teyzem eğilip " Beni zaten mükemmel bir kızım var " dedi.Ellerini sıkıca tutup , düşen bir çocuk gibi ayağı kalkamaya şalıştım.Elleri gerçekten insana güven veriyordu.Teyzem dağılmış saçlarımı tarayıp hızla ördü.Örgüm yandan omzuma düşünce gülümsedim.

                              Yavaşca merdivenin yanında olan yokuştan indik ve kahvaltı masasına doğru yol aldık.Eniştem yaptığı omleti masaya bırakıp teyzemi belinden yakalayıp günaydın öpücüğü verdi.İkiisnin bu güzel anına hafifce sırıttım ve tabağımdakileri yemeye başladım.Eniştem çayından bir yudum alıp " Kızımız 20 yaşına bastı , hı ?" dedi.Onun bu sorusuna başımı eğip bakmıştım.Ne kadar büyürsem büyüyeyim hala aynıydım.Onların 9 yaşında yaptığı gibi başımı eğip söylediklerini dinliyordum .Eniştem elini halama uzatıp " O zaman kızımızın hediyesini verelim ,hayatım" diyip  masanının altından kırmızı bir kutu çıkardı.Kutu ellerimin arasındaki yeri bulurken parmaklarım arsızca kutunun kapağını açtı.Gümüş bir kolyenin iki kapağı vardı.Teyzem ve eniştemin resminin yanında benim resmim vardı.Bu çok güzel bir hediyeyeydi.Teyzeme bakıp " Ben...ben bayıldım.Teşekkürler" dedim.Kutuyu masaya koyup kolyeyi takmak için yeltenen enişteme uzattım.O bunu yaparken masaya gelen pastaya baktım.Sabahın erken saaatlerinde doğmak demek tam anlamıyla buydu işte.Teyzem pastayı önüme itip tek bir mumu işaret etti."Bir dilek değil ,binlerce dilek dile ama tam kalbinden " dedi.Eniştem teyzeme sarılıp mumu üflememi bekledi.

                                Kaybettiğim umudun geri gelmesini istiyorum , hemen şimdi.

Mumu üfleyip kollarımı göğsümde birleştiridm.Gelmesi gerekti.Hemde şimdi.Teyzem pastayı mutfağa götürünce acaba yalnış mı üfledim diye tereddütte kaldım .Nasıl gelecekti sahi ? Ben geldim mi diyecekti.Gözlerimi yumup umudu hissetmeyi bekledim.Çalan kapı ile ' hisstmeyi bırakıp 'başımı kapıya çevirdim.Eniştem kapıyı açıp " Buyrun, kimsiniz ?" dedi.Kapıdan gelen sesler ile sandalyemi kapıya doğru sürdüğümde genç bir oğlanın kapıda olduğunu gördüm.Gözleri bana kayınca tuhaf hissettim.Sanki...Çocuk  aklımı okumuş gibi "  Umut " dedi.

                              

Gizemli CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin