PARTİ

6.3K 66 1
                                    

Ben Asena'nın bu sözünden sonra direk telefonla annemlere olayı en ince ayrıntısına kadar anlattım. Telefonu tam kapatırken annem 10 dakikaya ordayız dedi.

Annem ve babam okula gelir gelmez o salak okul müdürümüzün yanında aldılar soluğu. Biz kapının onünde beklerken zil çaldı ve herkes sınıflara dağıldı. Ama ben bu derse girmedim kız kardeşimin yanında olup, onu teselli etmem gerekiyordu. Yani kendimi buna mecbur hissediyordum bile diyebilirim.

Asenayla kapının ardında bekledik, bekledik, bekledik...

Resmen kök saldık. Derken kapı açıldı ve annem gözleri biraz sulanmış şekilde odadan çıkıp Asena'ya sarıldı. Ve 2-3 dakika bir şey söylemeden durdular.

Bir dakika ya annem okula tek gelmemişti babamda yanındaydı peki neden o hala odadan çıkmadı?

Diye düşünürken kapı açıldı ve babam:

"Ağlama artık Asena okuluna kaldığin yerden devam ediyorsun." dedi. Biz o kadar rahatlamıştık ki nasıl olduğunu, müdürü nasıl ikna ettiğini bile sormayı unutmuştuk.

Asena babamın yanağına bir öpücük kondurup tuvalete elini yüzünü yıkamaya gitti. Bende anne ve babama çıkışa kadar eşlik ettim ve onları uğurladıktan sonra okulun içine tam girecekken zil çaldı ve herkes evlerine gitmek için okuldan dağılıyordu.

Bende artık bu kadar şey yaşadıktan sonra Serkan ve Aylin'in yanına gidip daha fazla kendimi sitrese sokmak istememiştim. Hemen sınifıma gidip çantamı aldım ve okulun öğretmenlerin girip, çıktığı kapıdan çıkıp, servise doğru yürüdüm. Adımlar atarken aklıma Aylin geldi ve beni beklemesinler diye bir mesaj yazdım:

"Ben bugün servisle eve donüyorum. Asena'yı yalnız bırakmak istemiyorum." deyip yolladım. Ve ardından Aylinden cevap geldi.

"Tamam canım. Bu geceki partiyi unutma saat 20.30 gibi seni evden alırım. Öptüm :*"

Haa... evet ya bir de parti işi var. Şimdi bir yalan uydurup gitmemek vardı ama çocuğun benim için onca yaptığı şey ne olacaktı? onun hatrına gitmeye karar verdim.

Eve vardığımızda üzerimi değiştirip, elimi yüzümü yıkayıp masaya oturdum. Aklıma babamın müdürle neler konuştuğunu sormak geldi.

"Baba, müdürle ne konuştunuzda o adamı ikna etmeyi başarabildin?"

"Boşver şimdi bunları Ceylin. Kendi yöntemlerimi kullandım." deyip konuyu kapadı.

Bende parti için izin almam gerektiğini bildiğim için konuyu açtım:

"Bugün bir arkadaşimın evinde partisi var saat 20.30 gibi Aylin gelip beni alacak çok geç kalmam gidebilir miyim?" diye en cici ses tonumla sordum. Neyseki annem biraz diretsede izni kaptım.

Yemekten sonra odama gidip, mor dar bir elbise giyip, saçlarımı kendi maşamla bukle bukle yaptım. Kuyruklu bir eyeliner da çektim. Aşşağı kata inip annemin odasından siyah bir topuklu ayakkabı ve siyah portföy çanta aldım. Tam işim bittiğinde kapınım zil sesini duydum hemen aceleyle elime siyah kısa deri ceketimi aldım ve kapıyı açtım.

Karşıma kırmızı kısacık elbisesiyle saçları dümdüz hafif bir makyajlı Aylin çıktı. Bu kız ciddi anlamda çok güzel.

O biraz bana iltifat etti. Biraz da ben ona iltifat ettim. İşte gidene kadar birbirimize iltifat edip durduk.

(Tabi birazda dedikodu.)

Serkan'ın evine vardık. Sanırim ilk gelenler bizdik. Serkan kapıyı açar açmaz bana resmen yicek gibi bakıyordu. Ciddi anlamda beni öyle bir süzdü ki bunu anlamamak elde değildi. Aylin de anlamış olmalı kı "ıhıhım" diyip Serkan'ı kendine döndürüp öptü.

Varya bu kız arkadaşım olmayacaktı ki onu güzel bir benzeteyim.

Neyse eve girip bir kaç süs, atıştırmalık gibi şeylere yardım ederken kapı çaldı. Herkes yavaş yavaş partiye gelmeye başlamıştı. Millet geldikten sonra Serkan son ses müzik açtı ve milleti eğlendirdi. Ben bir kenarda durmuş kokteylimi içerken yanıma sanırım biraz içkiyi fazla kaçırmış bir çocuk geldi:

"Merhaba ben Yiğit. Hayırdır bakıyorum da tek takılıyorsun." dedi bende içkili olduğunu anladığım için sadece

"Ceylin" deyip tam başka yere gitmek için adımımı atmıştık ki Yiğit denen çocuk beni kendine çekip dudağıma yapışması bir oldu. Hemen kendimi geri çekip ağzının ortasına tokatı bastım.

(Sanırım bizim ailede bu ağzının ortasına tokatı geçirmek genetik.)

Tokatı geçirir geçirmez yanıma hemen Serkan geldi ve "iyi misin? sen koridorun solundaki odaya git hemen geliyorum" dedi ben ağlaya ağlaya söylediği odaya gidip yatağın üzerine oturdum. Sanırım burası Serkan'ın odasıydı. Ben ağlaya ağlaya etrafa bakınırken Serkan odadan içeri girdi.

Hemen yanıma oturup elleriyle göz yaşlarımı silmeye başladı.

(Kendimi o kadar güvende hissediyordum ki)

"Şşş... ağlamayı bırak artık tatlı kız."

dedi. Ve elini omzuma attı ve kafamı kendi omzuna dayadı.

O kadar rahatlamıştım ki ağlamayı kesip,

"Serkan sana nasıl teşkkür edeceğimi bilmiyorum bu 2. kurtarışın beni..." diye sözüme devam ederken bir anda kollarını kaldırıp bana sarıldı.

Sanki kalbim yerinden çıkacakmış gibi hızlı hızlı atıyordu.

Bir süre böyle hiç konuşmadan birbimize sarılmış şekilde kaldık.

Serkan sarılmayı bırakıp bana doğru iyice yaklaştı ve elleriyle yüzümü kavrayıp sadece gözlerimin içine bakarak,

"Her zaman yanındayım..." diye sözüne devam ederken kapı açıldı ve...

Aylin. Aylin içeriye girdi. Bizi öyle gördüğünde adeta olduğu yere çivilenmiş bir şekilde donmuş kalmıştı.

Ona nasıl bir açıklama yapacağımı bilmiyordum ama bildiğim tek bir şey vardı. O da sanırım:

Büyük bir aşkın başlangıcıydı.

YASAK İLİŞKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin