Sonunda sabah olmuştu. Bugün okul olmadığı aklıma gelince sevinmiştim ama hemen geçti. Çünkü boyoz satmadığım her günü yas ilan ediyordum.
Kahvaltıya oturdum. Dışarıdan gelen ses neydi böyle? Biri boyoz mu satıyordu?!
Zıpır kardeşim masadan zıplayıp roman açtı. Bunu yapmıcaktın diyip kendimi tutamadım ve hunharca oynadık. Çünkü boyoz satıyorlardı.
Annem yeter bu kadar dedi ve çek defterini bana verip boyoz almamı söyledi.
Boyozcuya seslendim. Ve o da ne? Boyozu satan Jiyan'dı. Boyozun k'sını bile bilmiyordu. Boyozu ona ben anlatmıştım. Nasıl olur da arkamdan iş çevirirdi?!
Kendimi tutamadım ve "Nalçak!" diyerek tokat atacakken elimi havada kaptı ve boyoz tepsisinin üzerinde gezdirdi.
Ahh o kadar yağlı ve yumuşaklardı ki elim tepside gezinirken Jiyan'ın "Hissediyor musun o tatlı tombik şeyleri?" demesiyle ağzım açık kalmıştı. Jiyan da fırsattan yararlandı ve boyozu ağzıma tıktı.
O kadar lezzetliydi ki... Sanki dünyada sadece Jiyan, ben ve boyozlar vardı. Şu an tek istediğim Jiyan'la beraber diyar diyar gezip boyoz satmaktı.
Hatta farklı tatlarda yapıp iyice boyozun bokunu çıkarırdık diyerek hayal kurarken Jiyan'ın sesiyle irkildim.
Bana "Jale boyoz satmak benim için bir tutku oldu." dedi ve bir teklifte bulundu.
"İstersen benimle beraber her sabah boyoz satabilirsin." dedi. Şaşkın bir ifadeyle "Bu bir teklif mi?" dedim. Jiyan da "Yok atasözü." dedi ve beni tersledi.
Bu beni biraz üzmüştü ve dudağımı istemsizce büktüm. Bu dudağıma da sahip çıkamıyordum.
Jiyan üzüldüğümü anlamış olacak ki bana bir boyoz uzattı. Bir ısırık aldım ve bu harikaydı.
JALE JİYAN'IN TEKLİFİNE NE DİYECEK?
BU ZENGİN AİLENİN NEDEN HAVUZU YOK???
HEPSİ VE DAHA FAZLASI YENİ BÖLÜMDE!!!!
