"Irmak, hadi kalk. Matematik sınavın var unutma." Ah olamaz şaka yapıyor olmalısın. O matematik sınavı yarın olmalıydı. Sınav haftalarından nefret ediyorum. Tamam Irmak sevinmelisin ilk yazılı haftanın son yazılısı. Gerçi matematiği seviyordum ama iş sınava girmek olunca aşırı heyecanlanıyorum. Basit hatalarla puanlarımın elimden gitmesine sinir oluyorum. Neyse bu sefer cidden heyecanlanmayacağım ve daha dikkatli olacağım. Kim bilir bunu kendime kaçınıcı defa söylüyorum . Komedin de ki gözlüğümü takıp saate baktım. NE SAAT 7:15 Mİ?? Aman Tanrım sadece 15 dakikam kaldı hazırlanmak için. Oysa ben 6:30 kalkmaya alışıktım. Ah annem neden beni uyandırmadın. Servisi her zaman bekletiyorum, en sonunda beni almadan okula gidecek ve bu gün okula kesin erken gitmeliyim. Bir koşu banyoya gidip yüzümü yıkadım ve sütlü kahveyle bej renginin hakim olduğu odama geri döndüm. Maalesef lenslerimi takacak vaktim yok gözlükle idare edeceğim artık . Hemen külotlu çorabımı, gömleğimi,eteğimi ve kazağımı giydim. Bazen okulda okul üniformalarını giydirdikleri için minnet duyuyorum çünkü giyinmek için düşünmüyorsun ve bu da zamandan kazanç etmemi sağlıyor.Kıvırcık-dalgalı gibi olan saçlarımı ellerimle biraz düzeltip tokalarla hemencecik arkadan topuz mu desem kuyruk mu desem ona benzer bir şekilde tutturdum . Çantama matematikle ilgili kitaplar ve tabi cuma gününde olan sevgili(!) fizik dersinin kitabını attıktan sonra odamda fırladım. Merdivenleri üçer üçer inip direk mutfağa geçtim.
" Anne neden beni daha erken uyandırmadın ?" dedim buzdolabında sütü çıkartırken.
" Dün gece bire kadar ders çalıştın da ondan. Uykunu alamadan sınava girdiğinde daha dikkatsizleşiyorsun hayatım." dedi annem sandviçimi hazırlarken.
" Haklısın." Evet uykusuzluk eksik olan dikkatimi tamamen elimden alıyordu.
Off ve servisimin korna sesi. Hemen sütümü kafama dikledim ve çantamı kaptığım gibi mutfaktan çıktım.
" Görüşürüz anne!"
" Tatlım sandviçini unuttun ve dudağının üstünde beyaz bıyık bırakmışsın." Aman Tanrım ne kadar kibar yemek yiyip içiyorum. Annemin verdiği peçeteyle ağzımı sildim ve kahvaltım olan sandviçimi aldım.
" Teşekkürler anne."
"Sınavda bol şans tatlım."
Evden çıktım ve servisime doğru koştum. Servise binerken Şükrü Amca'nın yine klasik sözlerini duydum " Servis bekletilmez beklenir. Kaç kere söyleyeceğim yahu." ve bende buna karşılık her zamanki " Sana da günaydın Şükrü Amcacığım." repliğimi söyledim. Şükrü Amcayı çok severim ters birisine benzer ama suyuna gidil dimi şakacı ve çok tatlı birisine dönüşür. Cam kenarı boş bir yere geçtikten sonra sandviçimi yemeye başladım. Gerçi serviste yemek yasaktı ama benim gibi yapan bir kaç kişi daha oluyordu. Şükrü Amca da kahvaltının çok önemli olduğunu düşündüğü için göz yumuyordu. İki sokak ilerledik ve Dilan'ın evinin önünde durduk. Dilan fazla dakikti servisi hiç bekletmezdi. Bu huyundan dolayı olsa gerek ki Şükrü Amca Dilan'ı çok severdi. Aralarında kısa bir sohbet geçtikten sonra yanıma geçti.
" Günaydın. Bu gün iğrenç matematik sınavı var?" dedi yanaklarını şişirerek.
" Maalesef . Hiç çalışabildin mi ?"
" Hayır. Zaten eve geldiğimde yemek yedim. Banyo yaptım. Sonra müzik dinledim, kitap okudum. Bir baktım saat gece yarısına gelmiş yarın okulda çalışırım diye yattım bende.Ya zaten ben hemen hemen tüm sınavlara, sınavın olacağı dersten önceki derslerde çalışarak giriyorum. Senin beni çalıştırmanla yani. Çalıştın mı matematiğe ?"
" Tabii ki de sonra seni kim çalıştırır sınav öncesi. "dedim burnunu sıkarak.
" Okula gelene kadar bir kaç soru çözeyim o zaman."