[L I E]-taeseok

[NoBody]

[Park Jimin-Lie]

"Merhaba." Taehyung alayla önündeki çocuğa başını eğip kaldırırken, dudağının kenarı kıvrıldı.

Çocuğun gözleri şaşkınlıkla açılırken, karşısındaki Taehyung'un nasıl bir değişime uğradığını gördü. Ne olmuştu böyle?

"Beni tanıdınız mı, Bay Jung?" Hoseok kendini toparlamaya çalışıp ayağa kalktı.

"Dalga mı geçiyorsun Taehyung?" Kollarını ona dolamaya çalışırken, Taehyung bir adım geri çekildi. Hoseok'un kolları öylece havada kalırken Taehyung tekrar güldü.

Daha sonra başını hemen arka taraftaki masada oturan kıza çevrildi.

"Size de merhaba hanımefendi." Ona da başını hafifçe eğip kaldırırken Hoseok, Taehyung'un amacının çok farklı olduğunu kavrayabilmişti.

İntikam?

Kız çatık kaşlarıyla selama karşılık verirken ayağa kalktı ve yaklaşıp elini Hoseok'un omzuna koydu.

"Kimsiniz acaba?" Ya Eun'un Taehyun'a bakarak meraklı gözlerle sorduğu şey üzerine Hoseok telaşla araya girdi.

"O, hiç kimse."

Ne diyecekti, tanrı aşkına?

Taehyung Hoseok'un telaşını görüp kendi kendine güldü.

"Pekala, öyle olsun. Ben, hiç kimseyim." Elini büyüleyici gülümsemesini sunarak göğsüne koydu ve hafifçe eğilip kalktı. Kafasını eğip, dudaklarını yaladı. Kestane rengi saçları kısa bir süre havalanırken Hoseok derin bir nefes aldı. "Siz, onun sevgilisi misiniz?" Hoseok aldığı nefesi geri verip Ya Eun'a dönerken kızın yüzündeki tatlı gülümsemeyi gördü.

"Evet," dedi başını utançla eğip gülerken. Hoseok içinden sessizce küfretti.

Taehyung tekrar alayla güldü ve kafasını etrafta gezdirip dudaklarını yaladı.

Bu kaçıncı?

Demek için zor tutuyordu kendini.

Benden önce ve, benden sonra. Lanet olası kaçıncı?

"Güzel." diyebildi onun yerine. "Mutluluklar dilerim." Kızın elini hafifçe elleri arasına alıp, Hoseok'un şaşkın bakışları altında bir öpücük kondurdu.

Arkasını dönüp kafenin çıkışına yürürken bir şeylerin değiştiği, sanki dünyanın öbür ucunda da belliydi...