prologue

2.9K 110 112
                                    

[başlangıç tarihlerinizi yazmayı unutmayın :3]

lil peep
october

jeongguk

"Bana doğru yaklaşıyorsun sevgilim."

Kırmızı saçları gözleri önüne gelirken, rüzgar tutamlarını birer birer dağıtıyordu. Kollarımı açıp ona doğru yavaş yavaş yaklaşırken üzerindeki kumaş parçası ince gövdesine yapışıyordu. Kaşlarımı çatarak ona doğru ilerlerken, kollarını iki yanına çaprazlamış, üzerindekini tek seferde çıkarmıştı. Bir anda yaptığı hareketle nefesim ciğerlerime takılı kalmış, soğuk rüzgar onun güzel tenini ürpertmişti.

"Jeongguk, orada kal sevgilim."

Ona ulaşmama yalnızca iki adım varken bana fısıldamış, ondan uzak kalmamı sağlamıştı. Kollarım hâlâ daha iki yana doğru açılıyken, dudaklarına yayılan tebessüm; iki et parçasının arasından papatya sarkıyormuş gibi durmasını sağlıyordu.

"Üşüyeceksin Taehyung, seni sarmama izin ver."

Ağlamaklı ses tonuyla konuştuğumda başını iki yana sallamış, ellerini saçlarına götürerek geriye doğru savurmuştu. Alnını açığa çıkardığında başını yukarı kaldırmış, ciğerlerine derin bir soluk çekmişti.

"Kokun benden uzaktayken bile nasıl bu kadar belirgin olabilir..-"

Ona doğru bir adım atarken, gökyüzüne yükselttiği başını indirmişti.

"Uzaklaş Jeongguk... Üşüyeceksin sevgilim, git buradan.."

Kızardığına adım kadar emin olduğum gözlerimle hâlâ daha ona bakarken, irislerindeki şefkatin altından kalkamıyordum. Onu sarmalıydım. Onun çıplak göğsüne, göğsümü; çıplak boynuna, dudaklarımı yaslamalıydım. Buna izin vermeliydi, aksi takdirde kendimi bir saniye bile ondan uzak tutacak iradeye sahip değildim.

"Senin için, aşkımı feda edemedim Jungkook, sana kalbimi bütün sıcaklığıyla gösteremedim.."

Ne dediğini anlamış değildim ancak felaket derecede yanıldığını biliyordum.

"Ne saçmalıyorsun sen Taehyung?.." Kaşımı kaldırıp onu sorgularken, kollarım iki yanıma düşmüştü. "Beni senin kadar kimse bu kadar saf sevemedi..Kimse bana senin dokunduğun gibi temiz dokunmadı.." Kendimi konuşmaya zorlarken, onun da küçük burnunun kızardığını fark etmiştim.

"Bana kimse senin gibi bakmadı, Kim Taehyung." Ona böylece seslenirken, dudaklarında mahsun bir gülümseme oluşmuştu.

"Sen, beni bakışlarına böylece bağlarken; kollarımı biraz daha sensiz bırakamam ahmak herif!"

Kızgındım. Ona fazlasıyla öfkeli ve kızgındım. Bana öylece durup bakarken, hiçbir şey dememesi sinirlerimi epey bozuyordu. Kırmızı tutamları tekrar alnını kapatırken, saçlarının her bir tanesini öpmek istemiştim.

"Çok güzelsin Jeongguk, çok güzelsin be sevgilim.."

Bir uçurumun kenarında, üstü çıplakken bile bana bu kadar saf davranması içimi ürpertiyordu.

"Nasıl yapıyorsun.." ciğerlerine derin bir soluk çektikten sonra devam etmişti. "Bu kadar tehlikeli gözükmeyi bile, nasıl bu kadar güzel yapabiliyorsun?"

Güçlü olmalıydım. Güzel cümlelerinin beni sarhoş etmesini engellemeliydim. Beni kendine çekişini durdurmalıydım ancak, içimdeki direnme duygusu karşımdaki insan demeye bin şahit isteyen meleğime karşı güçsüz düşüyordu.

"Sana aşığım Jeon Jungkook. Sana yemin ederim ki, sana aşığım sevgilim." dudaklarımı dişlerken, ağzımdaki demir tadı midemi bulandırıyordu. Avuç içlerimi tırnaklıyordum. Ona koşmam gerektiğini biliyordum fakat aramızda kapatmam gereken yalnızca bir adım varken onun saliseler içinde yapacağı şeyleri düşünebiliyordum.

"Bu, sana bir teşekkür Jeongguk..."

İki yanıma bıraktığım kollarımı kaldırarak başımın üzerine kapatmıştım. Birazdan ağlamak üzere olduğumu biliyordum, beni güçsüz görmemesi gerekirdi. Sakin olduğumu belirten bir nefes bıraktığımda iki elimi, 'ne yapabilirim?' manasında iki yana açmıştım. Alnımı kırıştırıp gözlerimi umutsuzca açarken, onun da fazlasıyla yorulduğunu anlayabiliyordum.

"Sana kendimi feda edeceğim sevgilim.." Cümlelerine karşılık olarak hiçbir şey söyleyemiyordum. Sanki o da fırsat bulurmuşçasına arka arkaya cümlelerini sıralıyordu.

"Bunun adil olmadığını biliyorsun, Taehyung." Nefeslerim arasından ona fısıldarken, yüzündeki tebessüm biraz daha genişlemişti. "Hiçbir zaman güvenli bir oyunun içine sokmadım seni sevgilim, biliyorsun." Başımı iki yana sallayarak onu cevapladığımda bana belirsiz bakışlar yolluyordu.

"Bazen kuralları çiğnemek gerekir Jeongguk."

Yanağındaki ıslaklığa rağmen gülümseyen dudakları benim için kutsal bir içki gibiydi. Sevgilim çırılçıplaktı gözlerimin önünde, benden uzaktaydı birkaç adım. Onu sevdiğimi fısıldıyordum, ancak dudaklarım hareketlenemiyordu güzel bakışları karşısında. Boşluğa yalnızca bir adım vardı ve benim sevgilim.. Benim sevgilim, Kim Taehyung ciğerlerine son kez çektiği kokumla kayıp hayallerini sakladığı cennetine uğurlanmıştı.

"Sana sarılacağım güzelim.." diyerek açtığı kollarına yaklaşırken, kendini uçurumdan aşağı bırakmıştı. Bir masal karakterinin yediği zehirli elma kadar kırmızı saçları alnına yapışırken, suyun okkalı sesi suratıma bir tokat gibi çarpmıştı. İki yana açılan kollarım kendi bedenimi sararken, göz pınarlarımda çiseleyen yağmurların yanaklarımı ıslatmasına izin vermiştim.

Sevgilim, çırılçıplak, ince bedeniyle; gözlerim önünde can vermişti.

Hızla açtığım gözlerim başımı epey döndürürken, nefes alışımı düzene sokmaya çalışıyordum. Şu sıralar fazlaca gördüğüm kabustan bozma gerçekler canımı epey sıkıyordu. Yalnız uyuduğum ikinci yıl olmasına rağmen alışamamam ayriyeten olaya büyük bir saçmalık daha ekliyordu.

Komidinin üzerine mutlaka yerleştirdiğim bir sürahi suyu bardağa doldururken ellerimin titremesini durduramıyordum. Soluk alışlarım bir düzene oturamamış, yarısını komidine döktüğüm suyu hızlıca içmeye başlamıştım. Dudaklarımdan çektiğim bardağın içindeki soğuk suyun ellerimi soğutmasına izin vermiştim.

Derin nefesler alıp verirken gözlerimi kapatıp başımı yatağımın başlığına dayamıştım. Gözlerimi sıkıca kapatmış, göz pınarlarımdan taşan küçük yaşların yanağımı ıslatmasına izin vermiştim.

Onsuzluk zordu. Onsuz uyumak, onsuz nefes almak, onsuz hayaller kurmak epey zordu. İçinde olduğum iki yıl boyunca onsuzluğa alışamamıştım. Önümdeki koca bir yaşam boyunca da onsuzluğa alışamayacaktım.

Belki de yaşayacağım onsuz bir yaşam olmamalıydı.

Kim Taehyung'a sahip olmadığım, 916. gün.

-jeon jungkook.

merhaba.
biliyorum, çok fazla meşgul ettim gözlerinizi ve zihninizi ama bunu sizinle paylaşmak istedim. bu kurgu diğerlerine nazaran daha değişik. kafamda süre gelen bir olay akışı olduğu söylenemez ancak fena olmayacağı yönünde düşüncelerim var. umarım siz de benim gibi düşünür, diğer kurgularıma gösterdiğiniz ilgiyi 'Sacrifice'a da gösterirsiniz.
sizleri seviyorum, yeni bölümde görüşmek üzere. 🐰

[başlangıç, 23.01.2019]

-guselijah.

sacrifice ;; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin