Katilim Her Yerde | 2

619 52 27
                                    

Temiz çarşafı döşeğin arasına sokuşturup yatağı düzeltirken Tolga'm da banyodaydı. Odada işim bittiğinde parmak uçlarımla sinsice banyoya yürüdüm. Güya onu çıplak yakalayıp röntgenleyecektim. Ya insan on beş dakikada yıkanır çıkar mıydı ki? Ben gittiğimde aynanın önünde tıraş oluyordu. Kapının eşiğinde gülümseyerek aynadan ona baktım. Oysa varlığımı fark ettiğinde bana gülümsedi ama jiletle de çenesinin kenarını budamayı unutmadı şaşkın.

"Hay Allah! Ne yaptın sen şapşal?"

Gülerek "Hepsi senin yüzünden, karizmatik çenemin katili(!)'" dedi.

Öküz ya, vallahi öküz. Ne çok güldürüyor, ne çok eğlendiriyor beni bir bilse. Onun olduğumdan hiç pişman değilim. Onu tercih ettiğimden, ona ait olduğumdan zerre pişmanlık duymadım. Bugün kendimi onun kollarına bıraktığıma gram pişman olmadım. Onun olmak benim için bir onur, gururdu. Doğru insan olduğuna son derece eminim. Yara bandını kaptığım gibi yanına gittim. Havlunun biriyle çenesini alelacele sildim endişeyle.

"Bir dahakine unutma da, bütün çeneni buda olur mu(!)" diye takıldım.

"Yalnız az önce çenemin kanını sildiğin havlu Bursa'daki arkadaşından gelmişti, hatırlatırım. Çok değerliydi senin için."

"Geri zekâlının söylediğine bak. Sen her şeyden kıymetlisin, deli!"

Söylediğim hoşuna gitmiş olacak, ağzı Yalova kayığı gibi açıldı. Bir gülüşü var, akıllara zarar. Benim çok pişmiş kara sevgilim ya... Yara bandını da yapıştırdığımda tıraşının geri kalanını yaparken mutfakta olmayı tercih ettim. Benim varlığım ona çenesi, yanağı ve bilumum uzuvlarını kestiriyordu. Tepsideki tarçınlı kekleri dilimleyip bir kısmını tabağa süslü bir şekilde özenerek yerleştirdiğimde Tolga'mın işi çoktan banyoda bitmiş, mutfağın penceresinin önündeki masaya yayılmıştı bile. Elimdeki tabağı masaya koyduktan sonra oturdum. İkimiz de suskunduk, konuşmadık. Tolga'm neden suskundu ki? Pişman mıydı yoksa? İçime bir kuşku düşmüştü. Tadım kaçtı, keyfim bozuldu. İster istemez bir tuhaf oldum.

"Pişman mısın?" Birdenbire sorduğum bu soru ağzımdan nasıl çıkmıştı, hiçbir fikrim yoktu. Ama Tolga'mın aniden yerden yukarı kalkan şaşkın bakışları bana iyi bir cevap olmuştu.

"Neden? Neden pişman olacakmışım ki?"

"Yani biraz ben zorlamış gibi oldum, malûm. Ne bileyim, belki de pişman olmuşsundur diye bir-"

"Kızım saçmalama Allah Aşkına! Elimde olsa yıldırım nikâhı için boykota başlayacağım ama sen yine 'Önce ailenin rızası olsun" bıdı bıdısı yapacaksın diye konuşmuyorum. Bir daha duymayayım bak."

Gülümsedim. Biliyordum ki. O benimle yaşadığı hiçbir şeye pişman olmazdı. Ondan yana bir kaygım yoktu. Kendimden çok güveniyordum ona. Tabağı önüne sürdüm. "Hadi, ziftlen şimdi. Bir tabak keki hak ettin(!)"

"Şuna bak, sanki bir tabak beni kesecek de(!)"

"Aaa bir tepsi daha var, delinin zoruna bak!"

Gülüştük. Bu anlarımız bir ömre bedeldi. Fakat ben şuan farkında değildim, bütün bu mükemmel anılarımızın ileride bir bedeli olacaktı. Hatta fırtına öncesi sessizlik olduğunun ayrımında bile değildim. Bizim için tehlike çanlarının çaldığını, hayatımın gözlerimin önünden film şeridi gibi geçtiği gecede anlayacaktım. AMA ÇOK GEÇ OLACAKTI.

●●●

Meraklı Melahat Seval, yine dibimde bitmişti ertesi gün. Nasıl geçti ne oldu derdindeydi hanımefendi. Ya ben bu kadar da özelimi paylaşmaya hazır değildim açıkçası. Tolga'mla yaşadıklarım ikimizin arasında kalmalıydı. Geçiştirdim gitti. Pek tatmin olmadı ama neyse. Ben çok mutluyum. Bulutların üzerinde gibiyim. Bu mutluluk bozulacak diye de acayip korkuyorum. Neden bilmiyorum, içimde bir korku var. Herkes hissetmez mi böyle? Hani çok mutlu olursunuz da, birinin bu mutluluğunuzu bozacağını düşünürsünüz ya, öyle bir şey işte.

Katilim Her Yerde ღKısa HikâyeღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin