barry allen

311 40 140
                                    

Yeni fic'ten selam. Gecenin bir yarısı soldan soldan geldiler bende yazayım dedim, sabaha bitti. Kapak hakkında pek memnun değilim daha iyisiyle değişir bir ara umarım. Yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar. <3

**

"Yani diyorsun ki, dişlerini boyunlarına geçirmek yerine daha az Dark Vixen ol, öyle mi?"

"Evet, aynen öyle." dedi telefonun ucundaki esmer olan. Oradan söylemesi her şekilde kolaydı. "Ve çabuk ol, birazdan Liam'ın babasını falan dişleyeceğim."

"İğrençsin." dedi Louis, insanüstü hızla geldiği Leyton'ın en ücra yerlerinden birine girmişti Zayn'in önerisi üzerine. "Kulağa saçma ve utanç verici gelmesini bir kenara bırakırsam, ya kaçıracağım kişi bana kendisinin de bir vampir olduğunu ve avlanmaya çıktığını söylerse?"

Zayn gerçekten sınanıyordu. Susuzluğunu sabrıyla daha da zorlamak istemeyerek dudaklarını yaladı. "Siktiğimin kişisi Jacob Black'se bile getir, tamam mı?" diye çıkıştı kendini tutamayarak. "Ve eğer biri sana karşı çıkarsa da ona iki sikin olduğunu söyle. Eminim onu susturacaktır."

Louis çatılan kaşları ve aralanan ağzıyla cevap vermek için yeltense bile buruşan suratı kapanan telefonla öylece kalmıştı.

Pekâlâ, Louis Tomlinson'ın -Tanrı'ya yemin olsun ki- her gece yarısı çıkıp susuzluğunu dindirmek gibi aciz yaşayan-ölü-sorunları falan yoktu, Zayn'in aksine.

Yani, vardı tabii ki, ama bilirsiniz o biraz daha şeydi... İradeli.

Kesinlikle bunun tanımı aynen bu olurdu. Çünkü bir buçuk saatlik maçtan kazandığı teri henüz ensesinde soğuyamamışken ev arkadaşının susuzluk problemini de kendine dert edip Birleşik Krallığın en tenha yerlerinden birinde dolanması açıkça büyük bir irade gerektiriyordu.

Evet, çok sevgili insanoğlununkinden uzun iki dişe sahip olsa bile.

Normalde olsa basit bir red ile o Bradford serserisinin ağzını kapatabilirdi ama son seferlerinde bir kan bankasından üç tüp B+ kanı Louis adına çalarken hastane görevlisine yakalandığı için, orada tamı tamına bir haftalığına hademe rolü yaptığından ötürü, tam da bu sebeple Louis şuan borcunu ödemeye çalışıyordu.

"Hayır Niall, pembe kıçın ve elindeki mavi lazer pointer'ın bir kenara dursun, sesini bile burada duyamıyorum." diye kabaca bir ses yükseldi üst geçidin giriş kısmından. Louis kulaklarını dikmeyi bırakıp geçidin diğer tarafındaki fıçıların arkasına iyice sindi. Umuyordu ki duyduğu nabızların sesi bir 0+'e aitti.

Tamamen rahata eremediği üç fıçının arkasında sabır eşliğinde içine çektiği nefesle, söyleyebilirdi ki, önündeki tahta yığınının içindeki şey bozuk domuz pirzolasından fazlası değildi. Yine de bu oyuna birkaç saniye fazladan dayanabileceğine karar vererek gözlerini kapadı. Böylesinin kokuyu azalttığı falan olmamıştı tabii, Louis de öyle düşünmemişti ya.

Ve sadece saniyeler ardından, girişten geldiğini bildiği nabız sesinden başka, daha yakınında bir kalp atışı duymayı beklemiyordu. Hafifçe çatılan kaşlarının beraberinde soluna döndü. Nabzının uzaktaki kaba olana kıyasla daha yavaş atmasına bakılırsa, yakındakinin yaşlı olduğunu anlayabiliyordu.

Tam birkaç tahminde daha bulunacakken görüş açısına giren uzun sarı yağmurluk ve bundan biraz daha koyu renkte olan, tabanları çamurla kaplı botlarıyla orta yaşlı, çok da masum durmayan birini, birkaç adım geride gördü. Adam yürümeyi bırakıp geçidin sonundaki, buraya doğru adımlayan gence -kahrolası Zayn'in bugünki gönüllüsüne yani- bakmaya başlamıştı.

Already Dead ➼ Larry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin