flusher

156 34 78
                                    

Metroda yazdım bölümü, yazım yanlışı vb. varsa kusura bakmayın. Yorum yapmayı da unutmayın, keyifli okumalar. <3

**

Lobi o kadar da sıcak değildi, veya Louis'nin boğazı da bir o kadar kurumamıştı ama her ne olduysa bu insanın sözlerinden sonra yutkunması gerekiyormuş gibi hissetmişti. Bu yüzden Harry'nin fark edemeyeceği bir hızda yutkunduktan sonra biraz daha yeşilliklerin arkasına sindi.

"Kabul," dedi ciddi bir hâlde. "İn kucağımdan."

Harry'nin tek kaşı kalkarken suratını geri çekmiş ve vampirin yüzüne bakmaya başlamıştı. "Ne yani?" dedi önce, çünkü devamını getirmek için kaşlarını kafa karışıklığıyla çatmalıydı. "İtiraz etmeyecek misin?"

Louis ise çocuktan kurtulmak ister gibi bir bıkkınlıkla kafasını iki yana salladı. "Hayır," dedi hızla. "Hadi in."

Ve tabii, Harry o kadar aptal değildi, hah. "Yalan söylüyorsan içeride karşıma çıkan ilk kişiye blowjob veririm."

Louis yüzünü buruştururken ellerini onun sırtından çekti. "Çok da umrumda olurmuş gibi."

Ve Harry düşmemek için bacaklarını sıkılaştırırken kucağında biraz hareketlendi. Amacı sadece düşmemek adına kımıldamak değildi zira.

"Ciddiyim." dedi bu kez, ellerini vampirin omzuna koyup yüzlerini hizalamıştı. "Oyunbozanlık edersen başına bela olurum, gerçekten."

Louis göz devirmek için göz kapaklarını kapatmışken, Harry'nin verdiği açığı fark edip, tam o anda onu üzerinden itmişti. Kıvırcık çocuğun sırtı duvarı bulmuş ve güzel dudakları acıyla aralanıp yaratıcı küfürler savurmuşken, Louis fırsattan istifade palmiyelerin arkasından çıkmıştı.

Çocuğun kuvvetli kollarını boynundan çekmesi büyük bir acemilik olmuştu anlaşılan, Louis gayet memnundu. Ve Harry ise, o daha az memnundu. Ki dürüstçe, pratikte, Harry hiç de memnun değildi.

Acısını dindireceğine inanarak elini omurgası boyunca birkaç kez yukarı aşağı ovalayıp, bölgeyi rahatlatmaya çalışmıştı. Nasıl böyle bir hataya düşerdi aklı almıyordu!

Pekâlâ, demek ki Harry o kadar da aptaldı.

"Hey!" diye bağırabilmişti vampirin arkasından ama yüksek müzik sesi ve insanların(!) da bağırışıyla ne kadar ona ulaşmıştı bu yakarış, meçhuldü.

Sinirleri bozulmuşken olduğu yerde derin bir nefes aldı. Louis kadar nazlı birini daha tanımamıştı gerçekten. Kim bilir yüz küsür yıllık hayatında kimler kimlerle ilişkiye girmişti. Ama şimdi daha basit bir teklife bile onay vermiyordu.

Harry onun cidden bir haham olduğuna inanacaktı.

Asık suratından mimik kıpırdatmadan tekrar içeri adımlamıştı. Dişlerini birbirine bastırdığını ağrıyan çenesinden fark etmişti üstelik. Bu kadar sinirlenmesine o da anlam verememişti.

Ve Niall'ın yanına varmasına -ki onu nerede bıraktığı hakkında bir fikri yoktu ve hatta İrlanda'nın kaybolduğundan da emindi, şaşırtmıyor- sadece birkaç adım kala karşısındaki masada, sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi rahatça gülüp, çocuklara eşlik eden Louis'yi görmesiyle sinirleri tamamen bozulmuştu. Çocuk resmen onu görmezden geliyordu.

Gözlerinin buluşmasının ardından, ona karşı saldırgan bir bakış atacakken, insanın tam önünde duran takım elbiseli bir adamla Harry göz temasını kaybetti. Adamı şimdi ortadan ikiye falan bölecekti, ne işe gelmişti tam da bu anda!

Ve Louis'ye son bir kez kötü bir bakış atarak mekandan çıkmayı planlarken, adamı omzundan kendine çevirmesiyle bir saniyeliğine durdu. Yaşına rağmen -nereden biliyorsa artık- oldukça genç duran adama ilerlemesini söyleyecekken kaşlarını yukarı kaldırıp bekledi. Omzunun üzerinden Louis'ye baktığında ise, saniyeliğine dahi olsa, ikisine baktığını görünce biraz da olsa keyfi yerindeydi.

Already Dead ➼ Larry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin