Y/n: Ay ışığı tüm doğaüstü canlıları davranışsal ve psikolojik açıdan etkiliyor. Evet vampirleri de. Keyifli okumalar, yorum yapın🔪🔪<3
**
Şayet yukarılarda bir yerlerde bir Tanrı varsa dahi, onun işkencesini ne yapayım diye düşünen bir vampirdi Louis asırlardır. Ta ki bu işkencenin somut bir hâl alıp yüz küsür senelik hayatının baharında, şuh yaşantısını alt üst etmesiyle birlikte, söylediklerine de pişman olmuştu.
Yani kısacasını isterseniz, Louis pek de iyi hissetmiyordu.
O günden sonra ne olmuşsa olmuştu işte. Son kez buluşacağız ne de olsa diye kendini rahatlatıp gitmemeliydi elbette, ne sanıyordu ki? Biraz eğlenecekler ve orada bitecek mi?
Kesinlikle böyle olmamıştı. Louis William Tomlinson üzerinden bir ay geçmesine rağmen, normalin aksine -ki bu genelleme yüz altmış sekiz yıllık bir sürece dayanıyor, bilginize- artık her hafta kızgınlık yaşıyordu. Bu kızgınlık mıydı emin değildi, atalarının azmak kelimesini daha etik bir hamurda yoğurduğunu düşünüyordu. Çünkü Louis kızgınlıktan fazlasını deneyimlemişti bu süreçte.
O günden beri kurabildiği tek düş, vampir olmasına rağmen kendisininkiyle yarışır derecede beyaz bacaklara sahip olan o kıvırcığın içinde olduğu bazı senaryolardı. İçerikten bahsetmeyecekti, kendini liseli gibi hissetmek istemiyordu.
Ne olduysa, o günden sonra sokak, market, orman, uçurum, deniz, sinema salonu ve hatta şifacının evinde bile, Harry denen dağ ceylanının kokusunu aramıştı. Vakit tanımaz özlemi bir yana, en çok da gecenin bir yarısında çocuğun elmalı kokusu burnunun direğini sızlatıyordu, üstelik kokuyu hatırlamadığı hâlde. Yani, o kokuya tabii ki sahip değildi, ama içinde bir yerlerde, bir şekilde bu kokuyu sürekli duyuyor ve o anda bulunduğu ortamdaki tüm havayı içine çekene kadar solumak istiyordu.
Baş ağrısı, diş sızlamaları, nefes darlığı, susuzluk, avlanma güdüsü ve göz kararması falan yapıyordu bu ihtiyaç duygusu, vampirin şakası yoktu. Hatta Aralık'ın ortasında dolunay yeniden belirmişken, o günü ne kadar zor atlattığını düşündükçe kendi hâline daha da acıyası gelmişti.
Halat bulamadığı için kendini o tüylü seks oyuncağıyla kelepçelediğine inanmıyordu.
Evet, kelepçelemişti çünkü o gün tıpkı kalan diğer günler gibi gizlice çocuğun camına varıp, sabaha kadar orada onu dikizleseydi, bu kez izlemekten fazlasını yapacağına emindi.
Gel gelelim, Louis'nin izlemekten fazlasını yapamama durumuna.
Harry bir sevgili yapmıştı.
İnanılır gibi değildi ama o ahmak mankafa, daha fazla ısrarcı olmayıp, sadece bir hafta sonrasında bir sevgili yapmış -ki Louis sevgilisinin insan olması gerçeğine biraz da olsa sevinmişti, hâlâ onun için tek olma düşüncesi iyi geliyordu kulağa (yorumsuz)- ve bu da yetmezmiş gibi sürekli onun dibinde dolanıyordu.
Şaka gibiydi, Harry resmen böyle kısa bir sürede vampiri unutmuş, nereden çıktığı bilinmez doğaüstülükten fazlasıyla uzak sevgilisiyle ilgilenmeye başlamıştı. Ki Louis kendini unutsa bile ona verdiği el işini bu kadar kısa sürede atlatabilmesini tecrübeli bir vampir olarak kişiliğine yedirememişti.
Yedirememişti ve şimdi tekrardan, diğer günlerde olduğu gibi Zayn'in buzdolabından çıkarıp önüne koyduğu kan tüplerini elinin tersiyle itiştirirken yakınmaya devam ediyordu.
"Kurt adam olmadığına eminim." dedi, onca kan tüpü varken önündeki gevreği yemeyi seçmişti. "Ki bu iyi mi kötü mü emin bile değilim. Neyini benden iyi bulmuş olabilir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Already Dead ➼ Larry
Fiksi PenggemarPekâlâ, Louis'nin susuzluğunda tercih ettiği kan grubu B+'se ve Harry de buna sahipse ne olmuştu ki? Biraz eğlenebilirlerdi herhalde. Veya; Louis pek de soğuk olmayan bir vampir ve evet, Harry de bir o kadar sıcakkanlı(!) değil. Birilerinin birbir...