"Ağzın sussun artık." diye şikayet etti Harry. Son yarım saatini karşısındaki çocuğa laf anlatmakla geçirmişti ve görünen o ki sarışınların aptal olması mevzusu sadece filmlere özel değildi.
"O zaman cevap ver." diye isyan etti o da. "Anlatmak için çağırıyorsun ama yarısını düşünerek zihnimde tamamladım."
Harry göz devirerek uzun pipeti dudaklarının arasından çekti. "Gelecek işte Niall, gerisini de buluşmadan sonra anlatırım."
"Ha?" dedi arkadaşı masada öne eğilirken. "Cidden kabul etti mi?"
Harry sandalyesinde kıpırdanırken kafasını salladı. "Evet."
"Ne dedi?" diye üsteledi Niall. Gerçi böyle yapmazsa Harry gerçekten bahsetmiyordu hiç.
"En vahşi rüyalarında bile göremezsin dedi."
"Ne?" dedi Niall kaşlarını çatarak, bu çocuğu anlamak artık zorlaşmaya başlıyordu hayli. "Ve sende geleceğini mi söylüyorsun? Sana aksini zaten söylemişken."
Harry arkadaşının imasını duyduğu gibi ona döndü. "Gözlerini devirmişti söylerken." dedi, "Bu gelecek demektir."
Niall boş bir ifadeyle saniyelerce ona bakmanın ardından sandalyesinde geriye yaslandı ve suflesinden yemeye devam etti. Hayır, tek yorum bile yapmamıştı, bilmek istemiyordu, ucundan bile merak etmiyor veya düşünmüyordu.
"Öyle bakma." diye söze atladı Harry. "Hep böyle yapıyor." gözleri hatırlamak ister gibi kafenin duvarlarında gezerken dudaklarını büzdü. "Evlerine götürdüğü gece ona onun yatağında yatacağımı söylediğimde de göz devirerek aksini söylemişti. Sabah bir bacağım başlıkta, diğeriyse komodinine kadar uzanır halde kalktım, biliyor muydun? Ayrıca club'dayken birine ağız işi yapmamın umrunda olmadığını söylerken de göz devirmişti."
Ve Harry biraz daha düşündükten sonra seninle seks yapmayacağım Harry derken bile Louis'nin göz devirdiğini anımsayınca gülümsedi. Elbette yapacaklardı!
"Pekâlâ," dedi Niall boş tabağı masanın ortasına kadar itip elini şişkin karnına attıktan sonra. "Dediklerin hiç inandırıcı değil, sarhoş olmasam eminim yere yatarak gülerdim."
Harry tek kaşını kaldırarak ağzındaki pipeti tekrar itti. "Sarhoş muydun?"
"Hayır." dedi Niall ayaklanırken. "Ama birazdan olacağım. Sende eve gidip musluğu düzeltmeye bak."
Harry kaşlarını çatarak, masadan uzaklaşacak olan arkadaşının eline yapıştı. "Onu bozan sensin ahmak!"
"Olabilir." dedi Niall elini ondan hızla kurtarırken. "Öyle bir kural yok. Bu bir takım oyunu, bencil olma."
Arkadaşının itiraz etmesine veya para istemesine kalmadan da aceleyle terk etmişti kafeyi. Harry sinirle yerine otursa da fazla takılmamıştı. Onca yolu kendisini dinlemesi için yürütmüştü ne de olsa. Kendi içtiği tek limonatanın yanı sıra, arkadaşının sipariş ettiği grilled chicken pitta, kemiksiz 4 tavuk budu, sufle ve rus salatasının ne lafı olacaktı?
Sahi, Harry'nin yirmi yıllık hayatında öğrenebildiği tek bir şey varsa o da Niall Horan'ı Nando's civarına yaklaştırmaması gerektiğiydi. En azından parasını ödemeden böyle topuklayacaksa. Yüce mesih.
**
Aslında Harry sabırlı bir insandı. Tamam, spesifik zamanları hatırlamaya kalkışırsanız aksi gibi gelebilirdi bu ama cidden, geneliyle o gayet sabırlıydı. Amacına ulaşacağını bildiği yolda sabrı tüm hücrelerine mıhlanırdı.
Ve fakat, aradan geçen bir saatin sonunda Harry kampüsün kapısında, sinirden mora dönüşmüş bir şekilde beklerken, bu pek de söz konusu olmamıştı işte. Vampir göz devirmemiş miydi? Harry mi yanlış görmüştü yoksa?
![](https://img.wattpad.com/cover/175490691-288-k265120.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Already Dead ➼ Larry
FanfictionPekâlâ, Louis'nin susuzluğunda tercih ettiği kan grubu B+'se ve Harry de buna sahipse ne olmuştu ki? Biraz eğlenebilirlerdi herhalde. Veya; Louis pek de soğuk olmayan bir vampir ve evet, Harry de bir o kadar sıcakkanlı(!) değil. Birilerinin birbir...