1. Bölüm : Değişen Hayatım

155 10 4
                                    

Otobüsteydik. Düşüncelerimin arasında kalmıştım. Babamı hastalığı yüzünden kaybetmiştik. 1 ay olmuştu babam öleli. Annem o gün bu gündür pek fazla konuşmuyor. Hakkı da var , kolay değil. 18 yıllık kocan ölüyo ve kızınla tek başına kalıyorsun. Biz İzmir'de yaşıyorduk. Fakat bu olaydan sonra İstanbul'da annem için daha iyi iş imkanları olduğu için İstanbula taşınmaya karar verdik. Şu anda da otobüsteyiz. Annem internetten tutmuştu yaşayacağımız evi. Bu ev küçük ve şirin bir evdi. Yeni okulumada karar vermiştik. İnşallah orada dışlanmam. Birden annemin sesiyle irkildim.

- Damla, kızım iyi misin ?

- İyiyim anne neden ki ?

- Yüzün bembeyaz da ondan sordum.

- İyiyim annecim.

- Yaklaştık İstanbula. Yavaş yavaş hazırlan istersen.

- Tamam :)

Nihayet İstanbul'a gelmiştik. Valizlerimizi alıp atladık taksiye. Annem emlakçıyı aradı adresi vermesi için. Emlakçı taksiye adresi verdi ve gittik. En sonunda indik taksiden. Emlakçı anahtarı verip gitti. Bizde merakla evimize girdik. Bu ev bir apartmanın 3. katıydı. Gerçekten çok şirindi. 2+1 di. Eski evimizde  hiç eşya getirmemiştik. Hepsini eskiciye vermiştik. Çünkü hepsinin ayrı bir anısı vardı ve bi eskiye dair olan herşeyi unutmaya karar vermiştik. A söylemeyi unuttum. Babam tam bi alkolikti. Zaten alkol yüzün tutulmuştu bu hastalığa. Eskiciden aldığımız para ile birikmiş paramızı birleştirip halkulade evimizi yeniden düzebilirdik.

- Kızım gel ev alışverişine çıkalım hemen. İnşallah ucuza mobilya buluruz.

- Tamam anne de biz buraları bilmiyoruz.

- Sorup öğrenicez kızım. Alışmamız lazım.

- Peki.

Dışarıya çıktık. Hava soğuktu. Ekim ayındaydık. Alışverişi tek tük yaptık. Şimdilik idare edebilirdik. Akşam kargoyla gelecekti yeni eşyalarımız.

- Hadi bakalım daha işimiz bitmedi.

- Derken ?

- Yani diyorum ki yeni okuluna gidiyoruz. Kayıt yaptırmak için.

- He anladım.

Okulun kapısından girerken etrafıma baktım. Bu nasıl bi okuldu böyle. Kızlar ayrı erkekler ayrı bi entrika. Okulun içine girdik. Müdür odasını sora sora bulduk.

Kapıyı çaldık.

- Girin.

Annem konuştu.

- Merhaba ben Ayla. Telefonda konuşmuştuk hani. Nakilli öğrenci durumunu.

- Buyrun Ayla hanım , hoşgeldiniz.

Siyah ve deri olan güzel koltuklara oturduk.

- Bu benim kızım Damla.

- Merhaba Damlacım.

- Merhaba öğretmenim.

- Ayla hanım kayıt işlemlerini hemen halledelim. Ama ben Damlaya öncelikle birkaç şey söylemek istiyorum.

- Sizi.dinliyorum , dedim.

Müdür konuşmaya başladı.

- Bak Damlacım. Bu okulun dış görünüşüne aldanma. Sen içindeki öğrencilere bak. Burda serseri mi serseri , terbiyesiz mi terbiyesiz , afedersiiniz yollu mu yollu her çeşit öğrenci var. O yüzden kendine dikkat etmeni istiyorum. Seni bu ayda hiç bi lise almaz. O yüzden lütfen kendine dikkat et.

- Teşekkür ederim uyarınız için.

- Ayla hanım kıyafet işini aşağıda okul idaresinden halledebilirsiniz. Damla yarın dersine girebilir.

- Peki çok sağolun , dedi annem ve çıktık odadan.

İdareden okul kıyafetlerimi aldık. Lacivert etek, beyaz lakos ve lacivert hırka. Marketten de yemek alışverişi yapınca eve geldik. Epeyce yorulmuştuk. Kargodan eşyalarımız gelmiş ve tarifle yerleştirilmişti. Annem ile birlikle kıyafetlerimi kitaplarımı düzdük. Sonra onun odasına geçtik. İşimiz bitince yemek yedik. Yorgunluktan yatağa yattığımız gibi uyuya kalmıştık.

Alarmın sesine uyanmıştım. Hemen tuvalete gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Formamı giydim. Çantamı müdürün verdiği ders programına göre hazırladım. Kahvaltıyı hazırladım sonra. Annemi uyandırdım.

- Vayy.. Bu sabah kahvaltı güzel kızımdan öyle mi ?? :)

- Evet öyle . :)

Kahvaltımızı ettik. Annem buraları bilmediğimden dolayı beni okuluma bıraktı.

- Hadi git kızım geç kalma dersine.

- Sen ne yapacaksın anne ?

- Ben iş arayacağım . Okulun bitince alırım seni.

- Peki annecim deyip okula girdim.

Herkes bana bakıyordu. Etraftan sesler duyuyordum.

- Şu yeni kıza bak.

- Tam bi kezban.

Anlaşılan bu okulda herkes birbirini tanıyordu ki benim yeni olduğumu anlamışlardı. Merdivenleri çıktım. Yine dalgın bi şekilde yürüyordum. Derken birisine çarptım. Vay canına ! Çarptığım çocuk tam bi karizmaydı. Kalbim çarpıyordu.

- Yavaş olsana be.

Karizmatik olduğu kadarda kabaydı.

HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin