ÖZLEM

65 5 4
                                    

Bir kırılma sesi yankılandı kalbimde .Gözlerim hayal kırıklığı ile dolup taştı .Dudaklarım mühürlendi.İşte o an ben hayattan silinmiştim .O an kalbimin var olduğunu unuttum,nefes alışverişlerim dahi donuklaştı.Bu kez meşhur bir söz yankılandı kulaklarımda "duygusuz".Duygusuz dediler ,içimde ki yanan ateşi görmeden .Her gece gözyaşını içine akıtan küçük kızı görmeden duygusuz dediler.Ben ne mi yaptım farklı bir kimliğe büründüm .Ben olmaktan çıktım .Yalnızlığım beni her gece daha da üşümeme sebep oldu.Gündüzü gece kovalardı geceyi gündüzü.Benim hikayemde gece hiçbir zaman gündüzü kovmadı .Beklesem de günde doğmadı .Kalbimde hapsolan bu koca şehrin gürültüsü benim sessiz olmam için yeterliydi .Acı çektikçe olgunlaşır insan.

İnanmak istemiyordum bunlar gerçek olamaz benim ablam öyle biri değil.Gözyaşlarım kaybettikleri için bir kadeh kaldırdı ve gerçeklerle çarpıştı .Sonuç kırılan bir kalp ve gözyaşı oldu.Ablam gelse ve yalan dese tüm bu olanlar yalan dese . .Kutunun içindeki fotoğrafları yırtma isteğim çok yoğun olsa da yapamadım. Bunun hesabını ablama soracaktım sorarken de delilim olmalıydı.Gözyaşlarım su misali akarken gözüme kırmızı bir ambalaj takıldı.O an ki şoktan dolayı hiçbir şey yapamıyordum .Ellerim titriyordu ,kalbim tekmelercesine sert bir şekilde atıyordu.Ambalajı elime aldım ve hızla yırttım.Bir usb disk vardı.Hayat son tekmesini ablamdan yana kullanmıştı.O an aklımdan geçen tek cümle'Benim artık bir ablam yok. 'oldu.

Ben yine kaybettim .Hadi hayat mutlu olma sırası yine sende gerçi hep sendeydi.Şimdi yıkılışıma şahit ol her zaman ki gibi...

*

Elime annemin fotoğrafını aldım ve derin düşüncelerime daldım.Her gece gibi bu gece de yalnızlığımı haykırdım.

Ne mi oldu kahrolası gözyaşlarım o lanet gün yerine bu gün aktı.

*

Küçükken annem benle pek
ilgilenmezdi.Ama ben yine de her defasında anneme sarılmaya çalışıp onla zaman geçirmeye çalışırdım. Bir keresinde ona sarılmaya çalıştığımda hızla beni itmişti.Ama ablama öyle değildi.Ablama çok güzel bakıyordu.Hep bana da öyle sıcacık ,sevgiyle bakmasını isterdim .Ama olmadı,aslında annemin bana neden böyle davrandığını biliyordum.Ölen ikiz kardeşim yüzünden.Daha doğrusu benim yüzümden.Benim yüzümden hem ikiz kardeşim ölmüş hem de sonradan doğabilecek kardeşlerim .Ama yine de uzakta bir yerlerde sevgisini göstermeye çalıştığını hayal meyal hatırlıyor gibiyim.Geceleri üşememem için pikeyi üzerime örtmesi ,başımı okşaması .Sanki içindeki sevgisini sadece geceleri göstermesinin sebebi beni sevdiğini anlayamamam içindi .Ve beni asla affetmemesinden dolayıydı. Ama haklıydı annem gibi bende affetmemiştim kendimi .Belki de ilk günahım bencillik olmuştu.Eğer ilk başı çıkan ben olmasaydım şu an ben değil ikiz kardeşim yaşardı.

Annemin intihar etmesi beni derinden sarsmıştı.Evet annem intihar etti.O gün aklımdan hiç gitmiyor.Ben bunları hak edecek ne yapmıştım. Allahım o görüntü beynimden hiç silinmiyor.Annemin moraran göz altları ve elleri .Normalde sıcacık olan teninin soğuk oluşu .Dudağının neredeyse renksiz bir hale bürünmesi.Düşündükçe ,düşüncelerim de boğuluyordum.O görüntüyü gördükten sonra ağlamak istedim .Ama göz pınarlarım sanki o görüntüden sonra donuklaşmıştı.Ve bir damla bile olsun inmedi.İçime akıttım bütün gözyaşlarımı .O gün ben nefes almayı bıraktım.Yaşamayı bıraktım.Gülmeyi ,mutlu olmayı herşeyi unuttum Kendi benliğimin bile unuttum .Belki yine soğuk davranacaktı ama şu an yokluğu o kadar koyuyor ki .Sanki içimden,çok derinlerimden biri bir şey koparmış gibi.Hep eksik hissettim kendimi .Keşke dedim aldığım her nefeste şu an yaşayan ben değil de annem olsa .Annemin ölümü yetmiyormuş gibi babam da sır olmuştu.Ablam polise gitti ama hiç bir şeye yaramadı.Belki mutlu bir aile tablomuz yoktu.Ama en azından aileydik birlikteydik şu an o ortam da yok .

Babam ise eve hep geç gelirdi.Annemle çoğu zaman tartışırlardı.Ama biliyorum ki onlar birbirlerine ilk gün ki kadar aşıklardı.
Babam sert biri gibi görünse de içi ona tezat yumuşacıktı.O diğer babalar gibi' Prensesim,bebeğim kelimeleri kullanmazdı hatta kızım bile demezdi .Bizim ailede kural gibi bir şeydi bu kimse sevgisini göstermez ve sevgi belirtecek kelimeler kullanmazdı.Ama düşündüm de bu kural sadece benim için geçerliydi .Ablam yerinde olmak için nelerimi vermezdim ki .O her gece annemin kokusunu içine çekerdi.Annemin o naif sesini dinlerdi .Peki ben bu hikâyenin neresindeydim.

Bazen nedensizce bazılarına sarılmak istiyorum.Yalnızlığımı paylaşmak istiyorum.Ama mantık devreye girince tekrar eskisi gibi oluyorum.Soğuk ve duygusuz .Evet duygusuz bana en çok yakışan sözcük.O lanet gün ağlamadım diye çevremdeki herkes bana duygusuz derdi Aklıma istemsizce şu sözcükler ve karanlık günden kalanlar geldi .
"Kızlar yetişin Zeynep kendini asmış ."
Bakışlarımı bağırmaktan neredeyse ses telleri yırtılacak kadına baktım.Sırf olay olsun da dedikodu yapsak kafalarındaydı .Ablam hüngür hüngür ağlarken ben sadece olan biteni izliyordum .Sevim teyze ablamın yanına gitti ve onu teselli etmeye başladı.Sonra sonsuza dek aklımda kalacak sözler kulağıma işitildi.
"Aman şuna bak annesi ölmüş neredeyse göbek atacak Ah kuzum gör sen şu kardeşini gör şu duygusuzu"

'Şu duygusuz '
'Duygusuz '
***

Sevgi neydi ?Sevgi illa gösterilince mi belli olurdu.Biri size seni seviyorum demese de bakışları anlatmaz mı zaten herşeyi.İlla ki o sevgi sözcüklerine mi ihtiyacımız vardı.

Ya daha üzgün olmak için illa ki ağlamak mı gerekir ?
Bilmiyorlar,görmüyorlar içimde kopan fırtınayı sonra diyorlar ki 'duygusuz'.









Yorumlarınızı bekliyorum ...


HAYKIRIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin