Hayatın beni sürüklediği hatta dalgaların beni kıyıya vurduğu yerdeyim.Olduğum yerden ben mi kalkmak istemiyordum yoksa,yoksa bir şey beni tutuyor muydu bilmiyordum.Denizin çıkardığı ses sanki beni sonsuz boşluğa yuvarlıyor. ''Hey napıyorsun orada ! '' yeterince kendini belli eden bir erkek sesi.Hayır onlada tanışamam onunlada tanışıp onunda hayatını bitiremem. Bir el omzuma dokunuyor hayır olamaz ''git başımdan'' inanmıyorum bu ses benden mi çıktı sesim hem ağladığımı belli ediyor hem de çok kısık.''Delirdin mi sen bu havada burada oturmuş ağlıyorsun birazdan fırtına çıkacak, dalgalar çok yükselecek burada oturman çok tehlikeli'' ya o kim oluyor da beni düşünüyor .Başımı yavaşça kaldırdım tıpkı küçük bir çocuğun elinden alınan şeker yüzünden burnunu çekerek ağlamasında ki gibi. Bir anda şimşek çaktı ve gözlerimi kocaman açtım sonra onun karşımda dikilmiş bana bakıyor olduğunu gördüm.''gidecek yerim yok ''dedim onun mavi gözlerine bakarak ''benimle geliyorsun!'' dedi .Omuz silktim gözlerimi ondan kaçırarak denize baktım ve ''neden tanımadığım biriyle gideyim ki , gelmek istemiyorum '' dedim. Sonra tekrar gözlerine baktım tek kaşını kaldırmış 'çokta umrumda' der gibi bakıyordu.Birden ayağa kalktı ve beni kucağına aldı.
''Hey indir beni ,seninle gelmek istemiyorum.'' bir süre onun kucağında çırpındım ama beni bırakmadı ve ilerlemeye devam etti. ''indir beni dedim sana , bıraksana be! '' beni duyuyordu ama duymuyormuş gibi gözlerini yola dikmiş ilerliyordu. En sonunda sahilin bayağı yukarısında küçük bir kulübeye geldik , beni kucağından indirdi ve cebini karıştırmaya başladı
''lanet olası anahtar neredesin?'' durdum ve ona bakarak ''neden beni buraya getirdin?''
o sırada anahtarlarını buldu ve kapıyı açtı ''fazla soru sormada içeri geç'' dedi ve sadece bön bön yüzüne baktım sonra sıkılmış bir yüz ifadesiyle oflayarak ''seni tekrar kucağıma alarak mı içeri götürmemi istersin yoksa ayaklarını kullanarak mı '' dedi.
''seni ruh hastası psikopat o eve adımımı dahi atmam'' dedim ve arkamı döndüm. Tam koşuyordum ki bileğimi tuttu ve hızla beni kendine çekti nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kendimi onun kolları arasında buldum. Göz gözeydik tabi ben gözlerimi kocaman açmış ona bakıyordum ''anlaşılan o ki senle çok uğraşıcaz'' dedi ve beni birden bıraktı ''şimdi beni daha fazla sinirlendirme ve içeri geç ,fırtına geliyor'' ,dedi .Ben de sınırları daha fazla zorlamak istemediğim ve kaçamayacığımı anladığım için içeri girdim.
Bu küçük kulübenin içinde kendimi bir yandan güvende bir yandan da huzursuz ve korku dolu hissediyorum.Bu çocuğun yanında nasıl iyi hissedebilirim ki .
''aç mısın'' yatağa oturmuştum ve kafamı kaldırıp
''evet''
'' güzel o zaman bize yemek yapmam lazım ve sende bana yardım edeceksin''.
Ne diyebilirim ki gerçekten midem böbreğimle kavga ediyor, ayağa kalktım ve
''ne yapacağız'' dedim.
''Ben yapacağım sende malzemeleri bana vereceksin umarım mutfağa daha önce girmişsindir''
gözlerimi devirdim ve ''en azından karnımı doyuracak kadar bir şeyler yapmayı biliyorum''
''Tamam o zaman şimdiiiiiii , şu çekmecede baharatlar, şurada sebzeler ve şurada da kuru bakliyatlar var.'' bunları tek tek gösterdikten sonra ''hadi başlayalım''
Zaman çok hızlı geçmişti yemek yapmanın, bu kadar zevkli olduğunu bilmiyordum doğrusu. Sofrayı da beraber hazırladık ve ben hunharca yemeğimi yerken o az bir şey yeyip tabağını kaldırdı . Bende hızla bitirdim ve tabağımı kaldırdım.Fırtına durmuştu ama akşam olmuştu . Hava bulutlardan arınmış yıldızlarla dolmuştu .
''uykum geldi '' ona döndüm ve ''uyu o zaman'' dedim. Ki normalde uykusu gelen bir insan söylemek yerine bu işlevi gerçekleştirir . ''Uyumayı bende biliyorum ama tek yatak var , fazla yastık ve yorgan yok ,bu yüzden beraber uyuyacağız '' gözlerimi ona diktim ve ''ben senle uyumam'' dedim tek kaşını kaldırdı ve ''bende senle uyumaya çok meraklı değilim'' bunları söyledikten hemen sonra üzerindeki t-shirt'ünü çıkardı ben hemen ellerimle gözümü kapattım.
İnanmıyorum çocuk çok kaslı en iyisi parmağımın birini indirip bakmak hayır iç sesim bunu yapmayacağım sana yenik düşemem bakmayacağım
''hala dikiliyor musun? uykun gelir sanmıştım ''
ellerimi indirdim ve gözlerimle onu aradım yatağın içine çoktan girmişti . Omuz silktim ve oturduğum yerden kalkıp yanına gittim bende yorganın altına girdim .O bana arkasını döndü ve bende aynı şekilde ona arkamı döndüm.
''Evet ruh hastası psikopatım adın ne? '' bunu dedikten sonra bana döndü ve bende ona döndüm gözleri karanlıkta bile mavi rengini kaybetmiyordu.O an kalbim tekledi sonra bana bakmaya devam ederek
''Deniz'' dedi ve ekledi ''bunu sormak şimdi mi aklına geldi'' durdum cidden bu benim aklıma bir gün boyunca gelmedi de şimdi geldi
''evet, ama sende benim ismimi bilmiyorsun ve sormadın'' dedim sonra gözlerimi kısarak ve gülerek ona baktım .Arkasını döndü, ne yani yenik düştün işte gurur mu yapıyon bide .Bende biraz bekledim ve arkamı dönüp kolumu kafamın altına koydum
''Derin, ismin boynundaki kolyede yazıyor''
''ne yani en başından beri biliyor muydun? ''
''bunu bilmemde bi sakınca mı var ''
Bana döndü heyecanlandım ama belli etmek istemedim
''ha hayır yok '' dedim kekeleyerek. Oh gerçekten heyecanlandığımı hiç belli etmedim ya zaten.Uzun bir süre sessizce birbirimize baktık sonra sessizliği bozan o oldu
''anlatmak ister misin''
''neyi? ''
''bugün sahilde neden ağladığını'' ah, elbette buna ihtiyacım var hemde her şeyden çok içimde bilmediğim bir şey beni ona yitiyor ve ona güveniyorum.
''Annem...'' dedim gözlerimi kaçırarak sonra devam ettim
''annem benim yüzümden öldü ... Bir hafta önce beni terk etti '' sesim adeta fısıldar gibi çıkmıştı,hıçkırarak ağlamaya başladım. Bana yaklaştı kollarını belime sardı ve beni kendine doğru çekti ona döndüm ve başımı omzuna gömdüm.Orada ağlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN DENİZLER
ChickLitBazı insanlar vardır gülümser ama mutlu değillerdir ve bazı insanlar vardır mutludur ama gülümseme ihtiyacı duymaz .En güzeli ne biliyor musunuz hem gülümseyip hemde mutlu olmak. Ama olmuyor işte bazende mutsuz sonsuzlar giriyor hayatımıza.Bir rüy...