/26/

3.7K 351 121
                                    

Biraderlerim 200 okunmaya 50 oy sizce de dalga geçmek gibi değil mi? Rica ediyorum hayalet okuyucu olmaktan vazgeçin, teşekkür ederim.

*

Taehyung elindeki bileklikle Jimin'in kapısının önünde bekliyordu öylece. Zili çalmaya cesaret edemiyordu. Dünkü konuşmalarından sonra çok kötü hissetmişti. Jimin onu yanlış anlamıştı ve Taehyung bunu düzeltememekten nefret etmişti. Bugün, bütün gün boyunca, Jimin ondan kaçmıştı. Konuşmayı denediği her anda ise bütün çabalarını savurmuştu. Şimde de her şeyi yeniden açıklamak adına kapısındaydı. Kendini hazır ve cesur hissediyordu fakat öte yandan da çekinmiyor değildi. Birine hislerini gerçek anlamda açmayalı çok olmuştu, iki yıl falan işte.

Derin bir nefes aldıktan sonra zili çalabilmişti nihayet. Kelimeler beyninde bir bir dönüyordu ama ne kadar düzgün konuşabilirdi, emin değildi. Nasıl davranması gerektiğini bile unutmuştu stresten ve heyecandan. Oysaki buraya gelmeden Seokjin ile her şeyi prova etmişti. Yoongi bile yardım etmişti kendisine ki bu yüzyılda bir rastlanan olaylardan biriydi. Jungkook'tan vakit bulamayan kuzeni ilk defa kendisine yardımda bulunup cesaretlendirmişti. Gerçi Taehyung şu an o cesaretin kırıntısını bile bulamıyordu kendi içinde.

Kapı açıldığında kızıl saçlı elindeki bilekliği sıkmış, karşısındaki çocuğa bakmıştı. Göz göze geldiklerinde tebessüm etmeye çalışmıştı ancak gerginliği daha da had safhaya çıkmıştı şimdi de.

"Taehyung... Burada ne işin var?"

"Bana biraz vakit ayırabilir misin? Lütfen Jimin," dedi sesindeki çekingenliği belli ederek. Jimin, karşısındaki adamı reddetmek istiyordu fakat gördükleri içine o kadar işlemişti ki kendini geri çekmişti Taehyung'un içeri girebilmesi için.

"Otur lütfen. Kahve ya da başka bir şey ister misin?" Diye sordu Jimin. Taehyung ise yalnızca kafasını sallamış, boş olan yanını patpatlamıştı.

"Sadece konuşmak istiyorum, daha sonrasında da bir şeyler içebiliriz."

"Pekâlâ, seni dinliyorum," Jimin cümlesini bitirir bitirmez oturmuştu Taehyung'un yanına. Fazlasıyla merak doluydu. Gerçi Taehyung'a çok da güvendiği söylenemezdi ya.

"Öncelikle özür dilerim. Bir şeyleri ortaya çıkarır gibi yaptım ama daha sonrasında gittim, cidden çok özür dilerim."

"Tae-"

"Bak çoğu zaman duygularından emin olamayan bir adamım. İlişki hayatımın yüzde doksanı bu yüzden mahvolabiliyor hatta. Sana karşı bir aşk beslemiyorum Jimin. Senden çok hoşlanıyorum, seni beğeniyorum. Bana kimsenin veremediği kadar heyecan veriyorsun hatta," dedi Taehyung. Jimin ise dikkatli bir şekilde onu dinliyor, duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Taehyung'un bu kadar dürüst olacağına hiç ihtimal vermemişti. O daha çok bütün bunların yanlış anlaşılma olduğunu söyleyip gidecek sanıyordu.

"Eski kız arkadaşımın yanına gittim çünkü emin olmam gerekiyordu. Ona karşı da bir şeyler hissediyor olsaydım, mesela ufak bir beğeni gibi, karşına gelmeyecektim. Sana bunu yapamazdım," tek nefeste bütün cümlelerini bitirdikten sonra Jimin'e baktı. Karşısındaki adamın yüzündeki şaşkınlığı gördüğünde gülmek istemişti ancak kendini tutması gerekiyordu. Zira Jimin ciddiye alınmadığını düşünebilirdi. Taehyung asla böyle bir izlenim bırakmak istemiyordu.

"Yani sen-"

"Evet, senden hoşlanıyorum. Bilmiyorum nasıl bu kadar hızlı oldu ama sana karşı olan çekimim eskiden beri var, biliyorsun. Şimdi ise seni görmediğimde kendimi kötü hissediyorum. Jiwon'un sana dokunuşları beni rahatsız ediyor. Hatta bakması bile ediyor ama neyse ya-"

"Benden hoşlanıyorsun," Jimin inanamadığı için bir kez daha tekrarladığında kızıl saçlı bu sefer gülmüştü.

"Tanrım! Sen benden hoşlanıyorsun!"

"Evet, evet bunu söyledim Jimin-ah! Peki ya sen?" Taehyung cevabından korksa bile sormuştu sorusunu. Biliyordu, Jimin onu beğeniyordu ancak bu kendisininki gibi bir hoşlantı mıydı? Yoksa basit bir beğenide ve cinsel ihtiyaçta mı kalmıştı, emin değildi.

"Bunu yeterince belli ettiğimi sanıyordum Kim Taehyung. Eskiden beri, seninle olmak istediğim çok belliydi bence."

"Yani benden hoşlanıyorsun. Bu harika hissettiriyor," dedi Taehyung kahkahalarının eşliğinde. Jimin ise şahit olduğu manzaradan dolayı keyiflenmişti bir hayli. Kim Taehyung'un kahkahalara boğulduğunu görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Aniden kendini Taehyung'un kolları arasında bulduğunda gülmeden edemedi Jimin de. Bulunduğu yeri çok seviyordu. Kafasını kaldırdı ve hâlâ gülmekte olan adama baktı bir süre. Ardından ise dudaklarını birleştirmişti. Sevgisini hissettirmek istercesine.



Sonunu nasıl bağlayacağımı bilemedim be södmcnsmndmssm

Of sonunda kavuşturdum































Mu acaba???

I just want you°VMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin