•12•

1.1K 131 68
                                    

NOT: Medya, bu bölümü okurken yazarla birlikte kopun diye konuldu. Lütfen dinleyiniz. :)

Taehyung'dan...

"Emin ol büyük bir bela da buldun, Jung Su."

Bu gerçekten o muydu? Uzun ve yapılı bir fiziği vardı. Omuzları için çok çalışmış olmalıydı, malum otoyol gibiydi.

Siyahlara büründüğü yetmemiş gibi bir de siyah bir maske ve şapka da takmıştı. Sanırım tanınmamayı fazlasıyla önemsiyordu.

Fakat aklımda olan asıl soru Jung Suyu nereden tanıdığıydı. Tamam, Jung Su bir idol olabilirdi fakat aralarında farklı bir ilişki vardı gibi görünüyordu.

Ayrıca Jung Su'nun bana söylediği şeyler de kafamda dönüp duruyordu.

"Bana bak veled. Seni değil Seokjin'in yanında, onunla aynı mekanda bile görmeyeceğim. Anlaşıldı mı?"

İyi de zaten seneler önce Jin Hyung ile ayrılmamışlar mıydı? Aralarındaki ilişki devam ediyor olamazdı çünkü Jin Hyung, Jung Su'nun adına bir konu açıldığında insanları tersliyor, onu hiç tanımamış gibi davranıyordu.

Şimdi ise Jung Su'nun bana hesap sorması saçmaydı. Fakat biraz daha düşününce bu duruma düşmesi daha da saçma geliyordu.

Adının Jin olduğunu öğrendiğim çocuk Jung Su'nun yakasından tutarak ayağı kaldırdı ve sırtını sertçe duvarla buluşturdu.

Jung Su'nun ağzından acı dolu bir inleme yükseldi o sırada. Ben ise sadece olan biteni izliyor, bu durumdan kurtulmak için bir çıkış yolu arıyordum.

"Sana, ona bulaşma dedim. Dinlemedin. Şimdi sana ne yapmam gerekiyor?" sakince konuşuyordu fakat sinirli olduğu her halinden belliydi.

Bay Jung salak Su ise onun bu hareketi karşısında küçük bir kahkaha bahşetmişti.

Ölmek mi istiyorsun yaprağam? Ne bu özgüven?

"Sadece konuşuyorduk Jin. Neden bu kadar sinirlendin? Yoksa ona dokundum diye mi? Hm?"

Jin sinirle güldü ve Jung Su'yu tuttuğu yakasından iterek yerle buluşmasını sağladı. O sırada Jung Su yüzünü vurmuş olmalıydı ki kaşı kanıyordu.

Durması gerekiyordu değil mi? Daha ne yapabilir diye düşünürken Jin, Jung Su'nun yanına eğildi. Bu sefer sırıtan oydu.

"Beni o güzel yüzünü dağıtmaya zorlama da git artık Jin." dedi Jung Su.

"Ne yapacaksın? Beni dövecek misin? Hadi. Döv." diyerek kollarını açtı ve birkaç saniye bekledi.

O beklediği birkaç saniyenin sonunda suratına inen yumrukla afallamıştı Jin. Sanırım bunu beklemiyor olacaktı ki gözleri açılmıştı.

Ben hala nasıl ona karşı böyle bir harekette bulunabildiğini düşünüyordum. Bununla da kalmayacak gibi görünüyordu çünkü Jin onun damarına basmıştı. Onu küçük görmüştü.

"Sikik piç! Beni nasıl reddedersin?!" diyerek Jin'i hızla yere doğru ittip üstüne çıktı. Sayısız gelen yumruklarını yüzüne indirirken ben sadece olanları şaşkınlıkla izliyordum.

Bunun tersi olması gerekmiyor muydu? Asıl dövülmesi gerekenin Jung Su olması fakat şu an yüzüne yumruklar yiyen kişinin Jin olması saçmaydı. Üstelik karşılık bile vermiyordu.

Kendime gelerek yanlarına ilerledim ve kendimden bile beklemediğim şeyi yapıp, Jung Su'nun yakasından tuttuğum gibi yüzüne sartçe kafa attım.

Film sahnelerinde bunu yapan adamlar sapasağlam duruyorlardı da neden benim şu an başım dönüyordu? Kandırıldık gençler.

Jung Su yerden kalkmaya çalışırken Jin'in kolunu omzuma attım ve belinden kaldırarak ağırlığını bana verdim.

Jin'le birlikte ilerlerken konuştum.

"Buralarda fazla durma bence. Kurtlara yem olursun."

---------------------------------------------------------

Yaklaşık 5-10 dakika içinde evime gelmiştik ve geldiğimiz gibi Jin'i odama yatırmıştım. Yüzünde yaralar vardı fakat bakamazdım. En azından o bunu istemezdi.

Telefonunu alıp Jimin'in numarasını tuşladım. Birkaç çalıştan sonra açmıştı.

"Ooo. Taehyung Bey siz bizi arar mıydınız efendim? Zahmet etmişsiniz, siz kapatın ben sizi arayayım." diyerek gevşekçe konuşan kankama görmeyeceğini bilsem bile göz devirdim.

"Gevşekliği bırak da birkaç dakikaya Kook'u da alıp gel. Jin yanımda."

Konuşmamı bitirdikten ilk uç saniye hiçbir ses gelmedi. Sonrasında ise Jimin'in sesini duydum.

"Bir dakika. Jin Hyung olan mı? Yoksa sana yazan Jin mi?" İçimden 'ah keşke o olsa' derken cevapladım.

"Bana yazan Jin. Şu Jung Su salağı var ya, bana sardı eve giderken. Jin de geldi beni korumak için. Sonra ne oldu bilmiyorum ama kendini Jung Su'ya saldı. Bu da Jin'i bir güzel benzetti. Şu an evime getirdim, yüzünde şişlikler var falan ama biliyorsun ki yüzüne de bakamam. Siz bi gelseniz iyi olur."

"Tamam. Birkaç dakikaya oradayız." diyerek telefonu kapattı Jimin.

Derin bir nefes alarak oturduğum koltuğa daha fazla yayılarak Jikook ikilisini beklemeye başladım.

Şu Jin denen çocuk gerçekten salak olmalıydı. Bir insan neden birine haddini bildirmeye gelmişken kendini hırpalatır ki?

Sebebsizce gülümsedim. Sanırım mantığı bir tek bana yazmaya yetiyordu.



~~~•~~~•~~~•~~~•~~~•~~~•~~~•~~~•~~~

Bölüm basıldı canlarım? 💜

Bölüm geç geldiği için üzgünüm   ama bir haftada 2 bölüme kadar atmaya çalışacağım.

Jung salak Su hakkında ne düşünüyorsunuz efendim?







stalker | •taejin• #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin