Merhaba,sevgili okuyucularım bu benim heyecanla yazdığım bir hikayem,bana destek olursanız çok sevinirim.Ayrıca multımedıaya koyduğum şarkıyı şiddetle tavsiye ediyorum.Neyse şimdiden ben sizi çok sevdim ya,daha bir tane yorum bile beğeni yok halbuki.:)Bu arada kitabın kapağı şuan bu ve bu hikaye hakkında kitap kapağı ve video yapmak isteyenlere çok büyük ricada bulunuyorum.Bana mesaj atarsanız bu konda çok sevinirim. :) Canolarım benim.
Justın Nozuka-Hera
İyi Okumalar!
Yağmur sonrasında çıkan gökkuşağına doğru gözlerini dikmişti küçük çocuklar...Onlar için her günün eğlenceli geçtiği,birlikte ata binip çamurdan turtalar yaptıkları,Demirkas ailesinin büsbüyük çiftlik evi artık onlara eskisi kadar eğlenceli gelmiyordu.Belkide bu birbirlerini son kez göreceklerini bildikleri içindi...
Küçük oğlan gözlerini kaybolmaya yüz tutmuş gökkuşağından ayırdı.6 yaşındaki minik elleri ve yaşlı gözleriyle kendinden bir yaş daha küçük olan kızın ellerini yeniden tuttu.Belki defalarca tutmuştu küzük kızın ellerini gün içerisinde... Bunun sebebi canının çok yanıyor olmasındandı şüphesiz...
Küçük kızda sımsıkı sarılmıştı oğlanın ellerine, yemyeşil bakışlarıyla onu hiç bırakmaması için yalvarırcasına birşeyler anlatmaya çalışıyordu ona gözleriyle...Doğduklarından beri aynı evde yaşıyorlardı.Birbirlerini o kadar benimsemişlerdi ki,bu ayrılık onları büyük bir hüzne bürüyecekti anlaşılan...
Küçük oğlan içten içe annesine çok kızgındı.Çünkü karşısında duran küçük kızın annesini acımasızca işinden kovmuştu.Sırf hizmetçilerinin kızı olduğu için onunla konuşmasına ve oynamasınada izin verilmiyordu.Ama bu iki küçük çocuk her fırsatta birbirlerini bulup, çiftlik evinin en gizli yerlerinde birbirleriyle oyunlar oynar,hiç ayrılmayacaklarına dair birbirlerine sözler verirlerdi.
Evin hanımı,evden birşeyler çalındığına dahil herkesi kendine inandırarak bu küçük kızın annesini iftirayla suçlamıştı.Bunun altında çok başka sebeplerin yattığı her halinden belli olsada küçük kızın annesi sesini çıkaramamış ve hiç işlemediği bir suça boyun eğerek kabul etmek zorunda kalmıştı.
Çocuk gözlerinin yaşla dolu olmasından dolayı karşısındaki kızı bulanık görüyordu.Tek elinin tersiyle hızlıca gözünün yaşını sildi.
''Gitmeni istemiyorum,seni bırakmayacağım, ama benim elimi sakın bırakma anladın mı?''dedi peltek ve korku kokan konuşmasıyla.Küçük kız söylediklerine karşılık küçük oğlanın boynuna kollarını doladı.Oğlan kızın sarılmasına karşılık olarak onun küçük bedenine sımsıkı dolandı.Kız, oğlanın boynuna yaklaştı ve ağzını omuzuna yasladı.
''Elini bırakmayacağım,böylece ayrılmayacağız değil mi?''dedi küçük kız.Oğlan ondan 1 yaş büyük olmasının verdiği aklıbaşındalıkla her halükarda ayrılacaklarını içten içe biliyor olmasına rağmen''Asla ayrılmayacağız''dedi kendinden emin sesiyle.
''Kızım hadi gidiyoruz''sesiyle irkilen çocuklar birbirlerinden hızla ayrılarak ellerini birleştirdiler.Oğlan terden ellerinin kayganlaştığınnı hissederek kızın ellerini bir saniyeliğine bıraktı ve tulumuna ellerini silip yeniden kızın minik ellerini tuttu.Bir saniyeliğine bile olsa elleri ayrıldığında küçük kalpleri hızla çarpmıştı ayrıldıkları için.
Küçük kızın annesi hastalığı sebebiyle öksürerek elindeki bavuluyla birlikte merdivenlerden inmeye başladığında evin sahibi ve küçük oğlanın annesi olan kadın, tahta kapının önünde iki kolu göğsünde bağlı bir şekilde,acımasız gözlerle, evden kovduğu hizmetçisinin gidişini zevkle izliyordu.
Küçük kızın annesi kızının yanına yaklaşarak ''Hadi kızım gitmeliyiz''dedi merhamet dolu ve üzgün sesiyle.Kız sinirden dolu dolu olmuş yeşil gözlerini hışımla annesine çevirdi.''Ben hiçbir yere gelmiyorum.Burada kalacağım''dedi.Bunu duyan evin sahibi merdivenlerden hızla inmeye başladığında küçük kız ve oğlan korku dolu bakışları eşliğinde birbirlerinin ellerini daha sıkı bir şekilde tutmaya başladılar.
''Oğlum! bırak artık şu kızın elini onlar artık burada yaşamayacak buna alışsan iyi olur''dediğinde küçük oğlan''Hayır, o bizimle yaşayacak,eskiden olduğu gibi,gitmesini istemiyorum''diye bağırdı.Bunu söylemesiyle birlikte oğlanın annesi çocuğun belinden tutup onu kendine doğru çekmeye başlamıştı bile.
Ama oğlan inatla kızın elini bırakmıyor,üstüne üstlük kollarını kızın kollarına daha sıkı sarmalıyordu.Sonunda kızında annesi kızı çekiştirmeye başladığında küçük kız ve oğlan korku ve yaş dolu gözlerle birbirlerine bakıp ağlayıp çığırmaya başlamışlardı...
''Bırakın bizi,o gitmek istemiyor,lütfen''diye ağlayan oğlan kızın elini bırakmamakta kararlıydı.Küçük kız annesine dönüp hıçkırıklarının ve yaştan buğulanmış yeşil gözlerinin arasından birşeyler anlatmaya çalışıyordu.''Anneciğim,lütfen gitmeyelim,bir daha yaramazlık yapmayacağıma söz veriyorum''
Ama küçük kız ve oğlanın elleri o kadar terleyip acımaya başlamışlardı ki,sonunda dayanamayıp elleri birbirlerinden ayrıldığında ikisinin de ağzından feryat çığlıkları dökülmüştü.Ama annesi hızlıca kızı arabaya bindirmiş ardından kendide binmiş kapıyı hızlıca kapatmıştı.
Küçük oğlan kızın arabadaki çırpınışlarının hiçbir işe yaramayıp yaşlı gözlerle arka camdan bakmaya başlamasıyla birlikte hıçkırıklarını bastırdı ve elinin tersiyle buğulanmış gözlerini sildi.Sildi ki giden küçük kızın yüzünü daha iyi hafızasına kazıyabilsin diye...Doya doya baktı küçük aşkına, simsiyah saçları ve kıpkırmızı yanaklarıyla o kadar şirin ve güzeldi ki...Onu her zaman dadısının anlattığı hikayedeki pamuk prensese benzetirdi.
Arabanın hareket etmesiyle birlikte arabanın arkasından hızını alabildiğince koşmaya başladı.Arkasından adını bağıran annesini umursamayarak koşmaya devam etti.
Küçük kız artık ayrıldıklarını kabul etmişti bile.Elini kaldırarak arabanın arkasından koşan küçük çocuğa hüzünlüce el sallamaya başladı.
Arabaya yetişemeyeceğini anlayan küçük çocuk taşa takılarak düştüğünde dizinin acısına aldırmayarak, hızlıca toparlandı ve kendisine ağlayarak el sallayan kıza son kez baktı.İçinde bulundukları bu durumu kabullenircesine minik elini ona sallamak için kaldırdı.Ve yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.Küçük kızın giderken bile üzülmesini istemiyordu anlaşılan...
Araba iyice uzaklaşıp,gözden kaybolduğunda küçük adımlarını çiftlik evine doğru çevirdi.Annesinin yanından kızgın gözlerle geçtikten sonra gözünden düşen bir damlayı elinin tersiyle sildi ve kendine içten içe bir söz verdi.
''Büyüdüğüm zaman onu bulacağım ve elini daha sıkı tutup asla bırakmayacağım.''