MULTİMEDYA: DİLCE'NİN PİJAMASI assdhhgfhsa:DD NOT: anlattıklarım gibi düşünün :DSDSfsddh
Sıcak nefesin yüzüme vurmasıyla gözlerimi açtım. Poyraz yanımdaydı. Zaten kusursuz yüzü vardı. Yakından daha da kusursuzdu.
Birbirine karışmış siyah saçları, beyz ten rengi, prüzsüz ola o teni. Of ne diyorum ben.
Ben kızım değil mi? Benim güzel olmam gerekmiyor mu?
Yeni bir şey farkettim. Belimde sımsıkı sarılmış bir el. Poyrazın eli.
Yüzüne son bir kez bakayım. Nasılsa yakından göremiycem. Of ne diyorum ben.
"yüzümü yiyicekmiş gibi bakmayı keser misin" alayla dedi Poyraz. Ah yakalandın işte aptal.
"hiçte bile" dedim.
"sen uğraşma belli oluyor zaten sen merak etme" dedi.
Geri çekilmeye başladım. İktirmeye başladım. Ama nafile.
"ellerini çeker misin"
"hayır"
"ne"
"hayır dedim ya" dedi bağırarak.
Bağırınca titredim. Ve kazağına bakmaya başladım. Yutkundum. Gerçekten korkunçtu. Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım.
"acıktım" dedi.
"tamam burda bekle" dedi bezmiş bir sesle. Yataktan kalktı ve dışarıya çıktı.
Yatakta gerinebildiğim kadar gerindim. Gerindiğim gibi kaldım yatakta.
Kapı açıldı. İçeri Poyraz girdi. Beni öyle gördü. Ah Dilce ah yine rezil oldun. Hemen kendimi toplayıp yatağa oturdum.
Ve yine birşey farkettim. Hala elbisem üstümdeydi. Şimdi sorarsam bana sürtük gibi laflar söyliycek bu kıyafete haklı hayır değil niye haklı olsun ki. Sormassamda bunlada duramam ki. Napmam gerekiyor.
Poyraz içeri girip yatağa yan tarafıma oturdu.
Sanırsam sessizlik bayağı uzun sürdü. Sessizliği kapının sesi bozdu. İçeri 2 tane kadın girdi. Masaya 2 tepsi getirip masaya dizmeye başladılar.
"Poyraz Bey sofra hazır" dedi kısa boylu kadın.
"tamam" dedi Poyraz. Oha pislik hayvan kibar olabilirdin dimi ama.
Kadınlar dışarı çıktı. Poyraz ayağa kalktı Benimden kolumdan tutup kaldırdı. pislik hayvan ya nolucak. İnsan gibi kaldıramaz zaten.
Sandalyeye oturdum. Kahvaltı süperdi. Yada ben çok acıkmıştım hiç bir fikrim yok.
"kahvaltıya bakmayı kesip yemeye başlıycakmısın yani ben kahvaltıyı yemek için biliyordum bakmak için değil" dedi gülerek.
Tam bir şey söylemek için nefes aldım ağzımı açtım. Gözlerimi Poyraza diktim. Sonra vazgeçtim.
"peki" dedim.
Kahvaltı yapmaya başladık.
***
Karnımı doyurduktan sonra
Elimde ki çatalı masaya bıraktım "Bişey sorabilir miyim?" dedim.
"evet" dedi.
"şey.. üzerimde ki elbise yani.. burda normal bir kıyafet yokmu?"
"hayır" dedi. Kestirip atarak.
Sesli bir şekilde oflayıp gözlerimi büyüttüm.
"ama belki birilerini gönderip aldırabilirim" dedi.
"gerçekten yapar mısın?" dedim.
Gözlerimin içine baktı. Anlam veremediğim bir bakışattı. Galiba bu bakışın adı 'sen salakmısın'.dı
"hey" dedim ellerimi sağa sola sallayarak.
"yaparım" dedi.
"teşekkürler" dedim gülümseyerek.
Omuz silkmekle yetindi. Ama moralimi o bile bozamaz. Sonunda şu kıyafetten kurtulacağım.
"neyse benim işe gitmem gerek. Kıyafetleri aldırtırım. Ama sakın kaçmaya kalkma" dedi.
"pekiii" dedim.
"ne istiyceksin şimdi" dedi.
"hiçççç" dedim.
"söyle" dedi emir vererek.
"banyoyu kullanabilir miyim?" dedim.
Donakaldı. Gözlerime bakmaya başladı. Dudaklarımı istemsizce yaladım. Gözleri dudaklarıma kaydı.
Kafamı önüme eydim.
"kullan" dedi.
Kafamı kaldırıp. Gözlerine baktım. "çok teşekkür ederim" dedim
Hiç bir şey demeden çıktı. Gıcık hayvan nolcak.
Ayağa kalktım yatağa oturdum. Çok sıkıcı bir yer burası. Ömür boyu burda kalınmaz ki.
Kapı açıldı. Az önceki 2 kadın geldi. Masayı topladılar. Sarışın olan eşyaları götürdü.
"Dilce hanım masayı topladık başka istiyceniz bir şey varmı?" dedik kısa boylu kadın.
Gülümseyerek "teşekkürler hayır birşey istemiyorum" dedim.
Kadında bana gülümsedi. Arkasını dönmüş gidecekken "1 dakika bişey sorabilirmiyim" dedim.
"buyrun" dedi.
Boğazımı temizledim ve söze başladım "burdan kaçmanın bir yolu varmı"
Bana 'sen ciddimisin' bakışı atıp "üzgünüm Poyraz Bey'in emri"
"off delirmişmi bu adam. neyse teşekkür ederim" dedim
"önemli değil" diyip dışarıya çıktı.
Ayağa kalktım ve odayı dolaşmaya başladım. Çok büyüktü ama sıkılmıştım.
Kapı çaldı. Gidip kapıyı açtım.
İçeri saçları benimkisinden daha sarı boyalı çok hoş bir kızdı.
Gülümseyen yüzü yavaş yavaş soldu. "kıyafetlerinizi getirdim" dedi.
Gülümseyip "çok teşekkür ederim" dedim.
Bu sözüme şaşırmış olucak ki "bir şey değil" dedi gülümseyerek.
Bende gülümsedim.
"benim gitmem gerek işime dönmeliyim" dedi.
"peki" dedim. "eyer boş bir zamanın olursa gelirsin laflarız ha ne dersin. Bende çok sıkılıyorum burda arkadaşa ihtiyacım olucak" dedim.
"peki boş zamanlarımda gelirim" dedi gülümseyerek.
"her zaman gelebilirsin" dedim bende karşılık gülümsedim.
"tamam" dedi.
Kapıyı kapatıp kıyafetlere baktım. Pijamalar ve iç çamaşırları vardı. Hepsi çok güzeldi. Ama nedense dışarıya çıkabileceğim kıyafetler yoktu. Tabi ya hiç dışarıya çıkamıycam ondandır.
1 çift iç çamaşırı 1 de pijama takımı çıkarttım.
Banyoya girdim. Suyu açtım küveti doldurmaya başladım. Üstümdekileri çıkarttım. Sıcak suyun kollarına bıraktım kendimi.
***
Küvetten çıkıp havluyu vücuduma sardım. Odaya girdim. Vücudumu kuruttuktan sonra. Giyindim. Aynaya baktığımda çok şirin olmuştum. Zaten inceyim içinde kayboluyordum.
Saçlarımı kurutmadan ördüm. Yatağa bıraktım kendimi. Yastığa kafamı koydum. Uyumuycağım tabiki de. Ama belki hayal kurabilirm değil mi. Her zaman yaptığım gibi. Zaten yapıcak pek bir şeyde bulamıyorum.
***