[TAMAMLANDI]
Tiger_Kim
Şey,
Eğer siz şu bahsedilen ünlü dövmeci iseniz lütfen bu dövmeyi ne kadara yaptığınızı söyler misiniz?
*Fotoğraf*
[Düz yazı, Texting]
Yoongi her odanın kapısını açmadan önce bağırıyordu, ses yüzünden uyanan Namjoon'un söylediği ilk cümle,
"Lanet olsun, hayat çok saçma." oldu.
"Abi uyandın mı, ya babam hiçbir yerde yok onu arıyorum."
Namjoon elini yumruk yapmış, üst kısmı ile gözünü ovalarken mırıldandı.
"Niye uyandım acaba.."
Yoongi onu inceledikten sonra gözlerini ağır bir şekilde devirdi.
"Tam bir pandasın, kahvaltıyı hazırladım gel hadi."
Yoongi koridorun sonunda bulunan salon ve mutfaklarına şöyle bir göz attı, Namjoon da onun peşisıra aynılarını yaptı fakat hala uyukluyordu.
Direkt salona geçip koltuğa yayılan Namjoon, amerikan mutfak olduğu için kardeşinin yaptığı tüm davranışları görüyordu.
"Portakal suyu?"
"Kahve içicem Yoongi, saol."
Yoongi omuz silkip gri metalik rengi olan buzdolabına doğru döndü, sonrasında portakalları çıkarıp makineyi önüne koydu.
"Jeongguk nerede?"
En küçükleri ağzını açtığı tam o sırada, Jeongguk kapıyı araladı.
"Nereden böyle?"
"Koştuk biraz abi."
Ardından gelen babaları kafasındaki bandanayı çıkardı.
"Huh! Terledim evlat."
"Babalık?"
"Ne var Namjoon?"
"Sidikle yıkanmış gibi kokuyorsun, burnum sızladı."
Babası dil çıkarıp banyoya gittiğinde, oradan seslendi.
"Kahvaltıya başlayın siz!"
"Tamam!"
Yoongi, ortanca abisinin de portakal içtiğini bildiğinden iki portakal suyundan birini ona uzattı.
"Bazen işe yarıyorsun Yoongi ya."
Yoongi elinde tuttuğu çatalı abisine yöneltti.
"Espri seviyeni biraz daha arttır Kim Jeongguk."
"Öyle diyorsan, Kim Yoongi."
Sonra gülüşmeye başladılar.
Böyleydiler işte, her ailede olduğu gibi şakasına olsa da arada çatışırlar ve farklı şekillerde anlaşırlardı. Gariptir ki, hiç birisi daha bir kez olsun ciddi bir şekilde kavga etmemişti.
Jeongguk bitirdiği portakal suyu ile masadan kalktı.
"Abi birkaç saat seninle takılacağım, sorun olmaz değil mi?"
Namjoon Jeongguk'un dediğine karşılık gülerek boşta kalan sağ eliyle poposuna vurdu.
"Saçmalama da git giyin."
"Sen napcaksın Yoongi?"
"Jimin gelecek."
Çoktan banyodan çıkan babası, Yoongi'nin yanındaki sandalyeyi çekip otururken sohbete dahil oldu.
"Hoseok?"
"Imm, işi varmış ve ancak bitince gelebilirmiş. Öyle söyledi."
Namjoon babasına bakarak,
"Ev boş olduğuna göre..."
Babası bu bakışı anladı.
"Yoksa üçlü mü yapacaksınız?"
Namjoon babasına bir beşlik çaktıktan sonra karnını tutarak güldü.
Yoongi ise tabağını yarım bırakarak masadan kalktı.
"Tanrım, baba sen de mi? Bu iğrenç."
Jeongguk dolaptan spor ayakkabılarını çıkardı, ve abisine baktı.
"Ben hazırım!" ~ Nihayet iş yerine geldiklerinde, Jennie kapıda onları karşıladı.
Sekreterlik mesleğine 'cuk' diye oturmuştu adeta.
Namjoon'a bugünkü programlarını söyledi, o sekreterini dinlerken Jeongguk işaret parmağıyla ofisin ikinci katını gösterdi çıkmak için, Namjoon ise onayladı.
*
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Babalarına bayılıyorum ya öxpcmsğsmdğdnşdn
Sizi seviyorum güzellerim,beni sevin!💕 Peace out 💖
