13,

12.2K 979 1.3K
                                    

''Hyung!''

Park görüş alanıma girdiğinde, minik bir çığlık atmış ve elimin Yoongi'nin bileğini tutmasına izin vermiştim. Çok kalabalık değildi park, bir kaç çocuk vardı ve ayrıca salıncakların boş olması da beni çok mutlu etmişti!

''Geldik sonunda, geldik!'' dedim sevinçle ve adımlarımı büyüterek de Yoongi'yi peşimden sürükledim. Tanrım, parklara bayılıyordum!

''Beni peşinden sürükleme, senin gibi velet değilim ben.'' zaten bileğinden tutmuş olduğum için elim ayağıma dolaşırken, parka ayak bastığımız an bileğini bırakmış ve salıncaklardan birine ilerlemiştim. Çocukların gözlerinin üzerimde olması hiç de umurumda değildi. Pis veletler, hayallerim ile dalga geçemezlerdi!

''Yoongi hyung,'' dedim göz gülümsememi sunarak. Yavaş adımlarla bana doğru geliyordu. Gerçekten, ona öyle âşıktım ki! Yürüyüşü bile beni alt ediyor ve kafayı yememi sağlıyordu. ''Beni çok yükseğe çıkarabilir misin? Ama, ama- abartma sakın! Sonra düşerim, o kadar da cesur biri değilim...''

''Koca bebek,'' diye mırıldanırken arkama geçmiş ve bir kaç saniye sonra beni sallama işlemine başlamıştı. Ben ise ellerimi çırpmadan duramamış, mutlu olduğuma dair sesler çıkarmaya başlamıştım. ''Jimin, gerçekten... Seni şuan salladığıma inanamıyorum.''

''Hyung, benim sayemde evden dışarı adım attın!'' diye bağırdım daha da yükseğe çıkarken. ''Uh, bu çok eğlenceli! Sallanmaya bayılıyorum!'' saçlarım bir o yana bir bu yana uçuşurken, zevkten kahkaha atıyor ve ayaklarımı sallıyordum.

''Jimin, çok bağırma.''

''Neden hyung?'' diye bağırdım isteğinin tersine karşı ve gülmeye başladım. Daha sonra ise aklıma gelen düşünce ile yüzüm hafifçe düşmüştü. ''Yoksa rahatsız mı oldun?''

''Sesin kısılır, o yüzden söylemiştim.'' masmavi gökyüzüne biraz daha yaklaştığımda, yeniden yüzüme bir gülümseme yerleştirmiş ve ayriyetten Yoongi'nin beni düşünmesinin mutluluğunu yaşamaya başlamıştım.

''En sevdiğim hyungum beni çook düşünüyor!'' dedim neşeyle şakıyarak. ''O zaman, daha düşük sesle bağıracağım!''

O an içimi bir miktar düşünceler doldurmuştu. Nasıl olmuştu bilmiyordum. Yani, Yoongi'ye nasıl âşık olmuştum bilmiyordum ve başta abimin sevgilisi olduğu için öyle nefret etmeye başlamıştım ki kendimden. İğrenç olduğumu düşünmüştüm. Ama benim hayalimdeki sevgili tipiydi Yoongi, abimin çok şanslı olduğunu düşünmeye başlamış ama bir yandan da kendime üzülmeye başlamıştım. Sonra ise bir şeyler olmuştu işte. Kader mi demeliydim bilemiyordum, ayrılmışlardı ve şimdi şansım vardı.

Ama korkuyordum. Ben çocuk gibiydim ve Yoongi'nin iltifatları bir şeyi değiştiremezdi, o asla bana âşık olamazdı. Bu yüzden öğrendiğinde benden uzaklaşacağından korkuyordum. Onunlayken öyle mutluydum ki, bu mutluluğum bozulsun istemiyordum. Bencilin tekiydim işte.

''En sevdiğin hyungun, hm?'' Yoongi sol tarafımda görüş açıma girdiğinde, yeterli yüksekliğe eriştiğimi anlamam uzun sürmemiş ve anın tadını çıkarmaya devam etmiştim.

''Evet, öyle!'' diyerek sırıtmaya başladım. Sürekli hareket ettiğim için, görüş açıma ara sıra giriyor ve bu da sinirimi bozuyordu. ''Öyle ki bana iki koli çikolatalı süt bile alıyor!''

''Hyungun senin yüzünden fakir kalacak.'' dedi alayla kollarını göğsünde birleştirirken. ''Bu sondu zaten, bir daha beni kandıramazsın velet.''

Önemli olan süt değildi. Hatta onun bana bir şey alması değildi, önemli olan beni düşündüğünü hissetmemdi ama bir şey aldığında da çok mutlu oluyor ve değerli hissediyordum! O aslında gerçekten de çok düşünceli biriydi, ama sadece soğuktu biraz ve bu benim için sıkıntı değildi. Min Yoongi'yi, Min Yoongi olduğu için seviyordum!

cutie and cool ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin