Dışarı çıkacaktık, Chloé elimden tutuyordu. Annem ve Ellen önümüzdeydi. Kapıyı açmaya başladılar. Annem birkaç basamak çıktı ve arkasını döndü, Ellen'a baktı. Ellen ise Octavia'nın cesetine doğru bakıyordu. Gözleri dolmuştu. Annem : ''Siz burada bekleyin, ben sizi çağıracağım. Eğer ki ses gelmezse çıkmayın.'' dedi. Annem seri adımlarla yukarı çıktı. Chloé bana baktı ''Sence yaşar mıyız?'' dedi. ''Senin için her şeyi yapacağım Chloé.'' dedim ''Aslında yaptığımız şey çok riskli, zaten bilim adamlarının güvenli bir bölgesi vardır. Neden bakmıyoruz ki ? Zaten ne kadar istersek isteyelim güvenli bir yer olmaz.'' dedi. Ellen : ''Senin gibi küçük bir çocuğu dinleyecek değiliz.'' dedi. Chloé göz devirdi. O sırada bir ses işitildi ''BEATRİCE!'' Ellen bana baktı : ''Bir sorun mu var bu nasıl bir hitap? Sen bekle ben bakarım.'' dedi ve yukarıya koşarak çıkarken elinde ki tabancanın tetiğini çekti. Chloé ''neler oluyor?'' dedi. ''Chloé hiç bilmiyorum...'' diyebildim. ''Sence yukarı çıkmalı mıyız? neden hâlâ ses yok ?'' dedi. Chloé'yi kapının arkasına çektim ve ''Sen bekle geleceğim tamam mı?'' dedim. ''T-tamam.'' dedi. Çantamdan silahı alıp yukarı çıkmaya başladım. Merdivenlere ne olmuştu böyle ? Sanki bir şey dökülmüş gibi. Sıvı ama kurumuş gibi. Yukarıya çıktığımda Ellen ve annem hayretler içinde dışarıya bakıyordu. Yavaşça yanlarına yaklaşıp kapıyı açınca...
Bu da neyin nesiydi? Her yer cesetti ve annemle ben Sarah'ı dışarı koyduğumuzda etraf böyle değildi. ''A-anne'' dedim bana baktı. Eli saçlarının arasındaydı. Stresli olduğu zamanlar öyle olurdu. ''Beatrice, başka bir plana ihtiyacımız olacak. İnsanlar bizim yerimizi mahvedecektir.'' dedi ve ''Ben söyledim size!'' diye bir ses yükseldi. Bunu söyleyen kişi Chloé idi. Ellen Chloé'ye bakıp göz devirdi ve : ''Göçebe hayatına ne dersiniz? Sadece yiyeceği bol bulunan yerlerde yaşarız. Örneğin Alışveriş Merkezleri?'' dedi. ''Fakat tüm insanlar oradadır. Olmaz Ellen.'' dedim. Sinirli bir şekilde bana baktı ''O zaman daha iyisini bulsana!'' diye sesini yükseltti. Araba sesi işittik ve arkamızı döndüğümüzde uzaktan bir arabanın geldiğini gördük. ''İçimden bir ses saklanmalıyız diyor.'' dedim annem kafasını sallayarak Chloé'yi kucağına alıp içeriye girdik. Masayı yere yatırdık ve arkasına geçtik. Dışarıda ki sesler çok net işitiliyordu
''Daha az önce burada birini gördüğüme yemin edebilirim!''
''Yapma Skye kimse yok işte.''
''Bak bir önce ki geldiğimizde de yok dediniz fakat içeriden ses gelmişti. Hatırlatayım.''
''Skye, her kimse çoktan gitmiştir. Kayıbımız çok. Farkında değil misin iki kişi kaldık.''
''Belki onların yiyeceği vardır.'' Annem ben ve Ellen tetikleri çektik. Kapıdan içeriye girdiklerini gördüm.
''Hey kaltaklar neredeyseniz çıkın işte! Sadece yemek istiyoruz!'' diye söyleniyordu.
''Skye kapa şu çeneni.
Annem bize dönüp fısıldadı ''Tetikleriniz hazırda dursun bunlar başımıza bela. Onların arabasını alabiliriz. Ellen, Beatrice haydi. '' dedi daha sonra Chloé 'nin yeşil gözleri ile göz göze geldi saçını okşayıp ''Sen burada bekle. Eğer bize bir şey olursa kendini koru. Tamam mı?'' dedi. Chloé kafasını öne eğdi. Annem ''haydi'' dercesine kafasıyla işaret etti. Masanın yanından sürtünerek geçtik ve ayağa kalkıp silahları doğrulttuk. ''Skye sana bunun kötü bir fikir olduğunu söylemiştim!'' ''Agustin kapa şu çeneni. Bakın kızlar anlaşabiliriz.'' annem : ''Ne konuda ? Hmm bizi öldürmeniz ve yemeğimizi almanız mı?'' dedi. ''Sadece yemek arıyo-'' kız sözünü kesti. ''Dünya'nın hâli ortada hadi ama ya. Neden birleşmiyoruz?'' dedi. Ellen : ''Her şeyi paylaşacağız.'' dedi ve annemin Ellen'a sinirli bakışı ve Ellen'ın umursamaz tavrı... Şu kadın beni deli ediyor. ''Bak sadece, ya da tamam tamam grup olalım.'' dedi kız. Annem: ''Silahlarınızı yere atın.'' dedi. Ellen ise hemen atıldı ve ''Hayır buna gerek yok indirin silahları.'' dedi. Bana öfkeyle bakıp ''Beatrice, indir silahı.'' dedi kafamı hayır dercesine sallayıp ''Benim özgür bir iradem var.'' dedim. Kız gülmeye başladı ''Haklı.'' dedi ve ekledi : ''Ben olsam ben de indirmezdim.'' deyip ikisi de silahlarını, mermilerini, bıçaklarını yere attılar. Annem ve ben de silahları indirdik. Annem yanlarına yaklaşıp :
''Aisha.''
-''Skye.''
-'' Agustin.''
Annem : ''Ne zamandan beri açsınız?'' dedi. ''1 hafta kadar. Normalde 5 kişiydik fakat arkadaşlarım onlar kavga ettiler, daha sonra küsken yola çıktık ve saldırıya uğradık. Ben ve Agustin kaçtık.'' dedi Skye. Annem çantasından ikisine de birer bisküvi paketi verdi. Gözleri parıldamıştı. ''O zaman arabanıza geçelim.'' dedi Ellen. Masanın arkasında ki Chloé tamamen unutulmuştu. Onlar arabaya ilerlerken, masanın arkasına geçtim ve Chloé'yi almak için eğildim. Chloé orada değildi. ''Anne!'' diye bağırdım, annem ve Skye koşarak geldiler ''Chlo-, Chloé yok!'' dedim. ''Sakin ol buralarda bir yerlerdedir.'' dedi Skye. Yüzümü ekşiterek aşağı depoya koştum. Annem, ben ve Skye her yeri arıyorduk fakat Chloé yoktu. Yere çöküp ağlamaya başladım. Annem yanıma gelip ''Nereye gitti bilmiyorum fakat üzgünüm Beatrice. O yok.'' dedi. Ellen kapıdan bizi izlerken bir anda bağırdım ''O çocuk kaçtıysa senin saçma salak tavırların yüzüneydi!'' diye Ellen'a hakaretler saçıyordum. Gözlerini kapatıp alt dudağını kemiriyordu ve gözünden akan bir damla yaşı sildi ve arabaya doğru geçti. Kapıdan çıkıp ''Chloé!'' diye bağırıyorken Skye arkadan gelip eliyle ağzımı kapattı. ''Sessiz ol diğer insanlar burada olduğunu duymamalı, seni öldürmek için elinden geleni yapar. Bak o her kim bilmiyorum ama gitmiş tamam mı? Gitti. Gerçekçi olmalısın.'' dedi ve arabanın kapısını açıp, ''İçeri gir'' dercesine eliyle işaret etti. Annem gelip sırtımı okşadı ve, ''O haklı Beatrice. Sana söyledim. Her kaybı, her ölümü göreceksin, hepsine üzülecek olursak ağlamaktan yaşayacak gün kalmaz.'' dedi. Göz yaşlarımı silip, ''ah Chloé.'' diye mırıldanırken arabaya yavaş adımlarla geçtim.
Şimdi nereye gidecektik ki ?