Sabah gözlerimi açtığımda hala o hangardaydım. Büyük bir hasar aldığım için olanları fazla hatırlamıyordum. Ayağa kalkarak doğruldum üstümü silikledikten sonra camdan bakayım derken bir de ne göreyim! Bakmaz olaydım. Kanada bağırış çağırışlar içinde yanıyordu. Hangardan çıkıp koşmaya başladım. Şehrin biraz daha içlerine doğru gitmeye başladığımda merkezdeki büyük bir binada yine bir ışık görünüyordu hemen oraya doğru koştum koşarken tanımadığım biri ayağımı tutarak , "başaramayacaksın o kazanacak efendimiz yenecek" dedi ve kahkahalar atarak acılar içinde ölümüne şahit oldum. Bu neydi şimdi? Korkmuştum bu ne anlama geliyordu? İnsanı ürpertiyordu. Koşmaya devam ettiğimde elektrik,su hiç bir şeyin olmadığını farkettim bu yüzden asansörle çıkamazdım. Tırmanacaktım. Ama nasıl? Fikirler üretmeye başlarken aklıma bir şey geldi! Ben istediğim bir maddeye dönüşebiliyorsam elimi neden bir halat yapmıyordum? Denedim denedim en sonunda pes edecektim ki elim halata dönüyordu bunu sertleştirmem gerekiyordu binadan düşen bir demir parçası gördüm ve işe koyuldum. Binaya doğru çıkacaktım. Köşelerde gördüğüm reklam portlarına halatı bağladım ve kendimi halatın yardımıyla sallandırdım. Birden elimi bırakıp binaya doğru uçtum. Havada yüzüme vuran rüzgar hissi... Bu güzelliği hiç bir şeye değişmezdim. Ama bir anda kafamı yalnışlıkla cama vurdum. Cam çok sağlamdı. Filmlerde gördüğüm gibi kendimi zıplatım camı kırıp içeri girdim merdivenlerden çıktım ve artık çatıdaydım. Hava çok garipti sanki bir karadelik vardı. Biraz daha yukarı çıktığımda tahmin ettiğim gibi Billy ordaydı. Ondan korktuğum doğruydu bu yüzden ne yapacağımı bilemedim. Daha iyi görmek için yana kaydım, elinde bir eldiven vardı ve eldiveni kutsuyordu. O ışığı çıkaran maddeyi bir lazer yardımıyla göğe yansıtıyordu. Bunu çözmem gerekiyordu ve kendi kendime cesaret konuşması yaptıktan sonra Billy'e seslendim,
"Billy!" diye bağırdım ve ona koştum. Ona zıpladım ve ona zıpladım aşırı heyecanla ona bıçağı saplarken bir Mavi ışık bana geldi ve beni savurdu son gördüğüm Billy'nin o koca cüssesiydi...Uyandığımda ellerim garip bir kelepçeyle bağlıydı ve ayaklarımda aynı şekilde. Billy uyandığımı fark etmedi bir demir gibi bir maddeye dokundum ama olmuyordu uğraştım uğraştım ama olmadı sonra Billy gülerek, "hahaha Poisen boşa çabalama Elsiyumdan aldığım bir parçayla yaptım. Kırman imkansız, sana güçleri veren o taş" şoka uğraşmış halde ne yapacağımı düşünürken birden bire Jonathan geldi. Mutlu olmuştum beni kurtarabilirdi. Ama Jonathan beni yanıltmıştı, "bu sefili yakalamışsın. Aferin sana Billy!" sonra Jonathan yanıma gelerek, "sen bir ahmaksın!" dedi. Geri çekildi. "Efendimiz ne durumda" dedi Billy'e. Billy güldü ve "hiç olmadığından daha iyi!" dedi Billy. Ben ne olduğunu düşünürken makine sallanmaya başladı Billy ile Jonathan kaçışmaya başlamıştı. Makine deliye dönmüştü! Billy'nin elindeki eldiven birden bire havaya uçmuştu ve bir yer açıldı gökte. Ondan sonra gördüğüm tek şey ise sadece korkuydu.