Everything will change

18 2 0
                                    

  Eren'in dün attığı mesaj bütün okul boyunca aklımdan çıkmamıştı. Başıma kötü şeylerin geleceğini hissediyordum. Evet korkuyorum ama bu daha büyük felaketleri önlediğim gerçeğini değiştirmezdi. Ya bunu fark etmemiş olsaydım, ya kardeşim daha fazla üzüleydi. Tanrıya şükür ki böyle şeyler olmadı. Yapacağım tek şey kursa gitmek ve olanları izlemek olacaktı.

  Derya ile gittik kursa ama yol boyunca yüzüme bile bakmadı. Neden acaba, cidden bazen haklı olabilirler mi diye düşünüyordum. Kursa geldiğimizde ortalıkta büyük bir sessizlik vardı. Kıyamet öncesi sessizlik gibi bir şeydi galiba bu. Ne yalan söyleyeyim korkuyordum. Sınıfa girdiğimde umulmadık Bir kalabalık vardı, ana baba günü gibiydi. Herkes insan dışı varlık görmüş gibi bana bakıyordu. Eren hızlıca yanıma gelip bana dün neler gördüğümü sesli bir şekilde anlamamı söyledi.

  "Imm... Şey... Dün Aleyna tuvalete gitmek için çıktı, Emirhan da arkasından gitti. Merak yenik düşüp  bende gittim arkalarından. Tuvalette bir iki dakika Aleyna'nın çıkmasını bekledim ama çıkmayınca kapıyı tıklatmak istedim. Dokunmamla kapı açıldı. Baktım yok. Tüm sınıfları gezdim hatta öğretmenler odasına bile baktım yoktu. En son kütüphaneye gittiğimde de onları sarmaş dolaş gördüm işte olay bu" dedim.

  Emirhan o an sinirle üstüme yürüdü, ben de geri geri kaçmaya çalışırken kapıya çarptım, kaçamadım. Emirhan kapı ile beni arasına alıp boğazıma yapıştı. Öldürmek istiyordu sanki gözlerin de nefret vardı. Gözlerine bakabiliyordum sadece, daha sonra bulanıklık...

  Elini boğazımdan çekmesi ile derin bir nefes aldım. Bir insan yaptığı hatanın bedelini neden başkasında ödetir ki!  Eren o an bana döndü ve "ben gerçekleri biliyorum"dedi. Hangi yalanı gerçek sanıyordu acabaa? O an bir kez daha bu hayatta yanlız kalacağımı anlamıştım.

  Ertesi gün kursa gitmedim, o faciadan sonra neden gideyim ki. Annem haklı olarak merak ediyordu, hasta olduğumu düşünüyor; endişeleniyordu. Ona sadece bi gün dinlenmek istediğimi bu yüzden gitmediğimi söyledim. Odama gidip bilgisayarımı açtım. Film izlemek istiyordum. O sıra telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaraydı arayan. Normalde açmazdım ama nedensizce açmak istedim ve açtım.

  Arayan kişi ağlıyordu, bi yandan da konuşmaya çalışıyordu. Biri benimle dalga geçiyor sanmıştım ama yanılmıştım. Arayan kişi Emirhan'ın ta kendisiydi. Neden ağlıyordu ki bu çocuk?
B: Bi saniye bi dur, bi sakin ol! Seni anlayamıyorum.
E: Ben... Ben o kızla öyle düşündüğün, gördüğün gibi bir şey yaşamıyordum...
B: Bu konu hakkında bir şey konuşmak istemiyorum. Ne yaşadığınız beni hiç ama hiç ilgilendirmez. Ben sadece Eren'i korumak istedim.
E: Peki, konuşmayacağım. Sadece suçsuz olduğumuzu bil, yeter. Bu arada dün için özür dilerim, canını yakmak istememiştim...
B: Sorun yok. Yarın görüşürüz...
diyerek telefonu kapattım.

  "Ne yani, noldu şimdi. Kardeşini üzen, ve dün neredeyse seni öldürecek olan piçi af mı ettin? " dedi iç sesim. Evet, affettim...
______

   Bir iki ay geçti bu olaylar üstünden. Her şey eski halini almıştı. Nasıl oldu bilmiyorum ama Aleyna ile Eren barışmış, Emirhan ve ben iyi anlaşıyorduk. Metin kursa canı sıkıldıkça geliyor, Derya ise kendi hallerinde takılıyordu. O gün kurs çıkışı dördümüz beraber biraz gezdik. Her zaman ki gibi Eren ve Aleyna, evlerine gitmek için ayrıldılar bizden. Yanlız kalmıştık ve hava kararmak üzereydi. Emirhan'a "gitsek iyi olacak" dedim kısık bir sesle. Emirhan ise durmamı, bana bir şey söyleyeceğini söyledi.

  "Büşra, biliyorsun biz tanışalı çok olmadı. Tanışmamız bile hiç hoş değildi. Bunu daha düzgün ve daha kalıcı bir halde yapmak istiyorum" dedi. Ne demek istediğini anlamamıştım. "Anlamdım, yeniden mi tanışacağız?" dedim. Güldü. "Hayır, sadece seni yakından tanımama izin ver. Belki.. Ne bileyim"
"Anladııımm. Eren'in taktiği buu." dedim. Yüzü kızardı.

  O gün anladım ki Eren bana "artık hiç bir şey aynı kalmayacak" derken ciddiydi. Her şey çok değişecekti...

Not worthy of youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin